Garzan dağlarında şehit Sara’nın mücadelesine direniş çığlığı

Garzan dağlarındaki gerillalar, kamp günlüğüne tanrıça yolundan süzülüp gelen Sakine Cansız’ın yoldaşlığını, mücadelesini, bakışlarını, yüreğini, tarihe nakşetmek için yazıyordu.

Garzan dağları, Arjînlerin, Jîndaların, Denizlerin direniş mekanı oldu. Gerillalar, Garzan dağlarında anlam biçerek, sevgi dolu gözlerle bakarak yaşamı sahiplendi. Her anlarını tarihe nakşetmek için yazıyorlardı. 

Garzan gerillaları, kendi günlüklerinde kadın mücadelesinin aydınlatıcısı Sara için yazdıkları yazıda şunları dile getiriyor: “9 Ocak 2013 yılında üç Kürt kadını, mücadeleye bütün yaşamlarını vermiş ve yüreklerini ortaya koymuşlardı. Onlar, kadınların özgürlük mücadelesinde sağlam yürümemiz için özgürlük yoluna meşale tutanlardır.

SENDEN ÖĞRENDİK KAVGAYI

Sara arkadaş, mücadelenin başlarında ilk katılan kadın arkadaştır. Onun bakışları keskin, derin ve anlamlıydı. Asi ve heybetli duruşuyla bir özgürlük abidesiydi. Sara arkadaşın saçlarının her bir kıvrımı yaşama, kavgaya, partiye sarmalanmıştı. Milyonlarca kadını örgütleyip mücadelenin her alanına kattı. Bizler senin ardılların olarak senden öğrendik kavgayı, yaşamayı, sevmeyi, yaşamı kavgayla büyütüp yüceltmeyi...

BU YOLU YAŞAMINLA AYDINLATTIN

Şimdi her yerde kadınlar senin yolunda yürüyor. Sen, bu yolu bizler için yaşamınla aydınlattın. Bütün Kurdistan ve dünya ayaklandı. Senin şahsında mücadelemiz evrenselleşti. Sen sadece Kürt halkının, Kürt kadınının mücadelesini yürütmedin, insanlığın onuru için savaştın. Şehadetleriniz görkemli bir direnişle karşılandı. Paris’ten Amed’e, Dersim’e kadar dünyanın her yerinde bir insan seli oluştu. Düşman, bu insan selini durduramadı. Mücadele büyüdükçe büyüdü. Düşmana gösterdik ki; biz şehadetlerle bitmiyoruz ve daha da büyüyoruz. Sen evrensel olup mücadeleyi her alana yayan bir kadın önderi oldun. Senin gözlerin, Önderliği gördü; kulakların, Önderliğin sesini duydu. Ellerin, Önderliğin elini tuttu; sen, Önderlik’ten bir parça oldun. Anlamlı yaşamanla, maneviyatınla, kavganla bir çizgiydin.

KURDISTAN’IN KALBİNE AKTINIZ

Güç veren yaşam ve mücadele hikayenle yeni nesil büyüyor. Sakine Cansız, Leyla Şaylemez, Fidan Doğan... Sizler kapitalizmin merkezi Avrupa’da özgürlük mücadelesini zirveleştirip ülkeye taşıdınız. Üç büyük yürek, üç hakikat arayışçısı ve asil üç Kürt kadını olup halkın ve yoldaşlarının yüreğinde yer edindiniz. Kurdistan’ın kalbine ince su tanecikleri misali aktınız. Sizleri belki hiç görmedik ama bizi yan yana getiren ruhumuz ve mücadelemizdir. PKK’de bir tarih yazıldı, bu tarih hafızamızı sürekli yenilemekte ve verilen mücadeleleri unutmamız engellemektedir. Sizleri unutmak ve verilen emekleri, mücadeleyi unutmak ihanettir. Sizler bizim mücadele gerekçemizsiniz. Sizlerin bize bıraktığınız yoldan devam edip zafere yürümenin sözünü veriyoruz. 

YOLDAŞLARINIZ MÜCADELEYİ DEVRALDI

Bir de sizlerin ardılları olan Sevê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar yoldaşlar var. Onlar, düşmanın bütün yönelimlerine rağmen halkı asla yalnız bırakmadı ve halk için kalkan oldu. Onlar, halkın içinde olup halk çizgisinde yürüdü. Bir yürek olup direniş alanlarına aktılar. Düşman bilinçli olarak Sara, Leyla ve Fidan arkadaşların şehadet tarihinde bu katliamı gerçekleştirdi. Bu mücadele, kadın mücadelesidir. Bu yüzden savaşın temel hedefi de kadın ve kadın öncüleridir. Bizim mücadelemizde Saralar, Leylalar, Fidanlar, Sevêler, Fatmalar, Pakizeler asla bitmeyecektir. Bu mirası her zaman devredecek yoldaşlar çıkacaktır. Bu öyle bir mücadeledir ki tarih boyunca her zaman var olmaya devam etti ve zirveleşti. Önder Apo’nun kadın özgürlük ideolojisi, Sara arkadaş ile örgütlendi ve ardılları da zafere ulaştırmak için mücadeleyi büyüttü. Bizler kahramanca şehit düşen bu yoldaşlarımızdan mücadeleyi devraldık. Bunun üzerinden özgürlük yürüşümüzü geliştiriyoruz.’’