Gerillayı baharda görmek*
“Hele bir bahar gelsin, güneş doğsun, sen beni o zaman gör” sözlerini her gün bıkmadan usanmadan tekrarlayan gerilla Şîndar, şimdi bahar eylemlilikleri hazırlığında. Kendisini hiçbir gücün tutabileceğini sanmıyorum.
“Hele bir bahar gelsin, güneş doğsun, sen beni o zaman gör” sözlerini her gün bıkmadan usanmadan tekrarlayan gerilla Şîndar, şimdi bahar eylemlilikleri hazırlığında. Kendisini hiçbir gücün tutabileceğini sanmıyorum.
“Bir bahar gelsin, güneş doğsun...” sözlerini beş aydır her gün dinleyen kulaklarıma yüreğimin tamlayanındaki klasik cevap, “sen beni o zaman gör” oluyor. Bu söz uzun yıllardır söyleniyor ve gerilla ortamında vazgeçilmez klasikler arasında yerini alıyor.
“Bahar gelsin, güneş doğsun; sen beni o zaman gör.” Dağdan dağa, dilden dile süzülen ve bulunduğum kampta neredeyse her gün duyduğum bu sözlerdeki anlamda derinleşiyor beynim son günlerde. Bahar gelince ne olacak? Peki ya güneş doğunca? Bu sözlerin sahipleri neden o an görünmenin bir başka anlamlı olacağını düşünüyor?
Kürdistan dağlarının bahara hazırlandığı şu günlerde beynimi durmadan çelen gerillanın bu sözleriyle beynim bir soru bombardımanı altında.
GERİLLANIN AYAK SESLERİNİN GELDİĞİ AN
Bahar, yenilenmenin sembolü. Kürtlerde direnmenin, dirilişin bayramı. Gerillada kış eğitim kamplarından çıkış anı. Doğan güneş, koruyucu. Kendini güneşin çocukları olarak ifadelendiren Kürtlerde kutsallığın sembolü. Güneşin şavkı Kürdistan dağlarına vurulduğu müddetçe Kürdistan özgürlük gerillası savaşacak, direnecek ve yaşayacaktır. “Sen beni o zaman gör.”
Baharla birlikte Kürdistan dağlarında doğacak güneşten sonra, gerillada kış eğitim kamplarında görülen derinlikli bir eğitim sonrası cenk meydanında düşmanla çarpışmanın anı. Haber bültenlerinde bir sunucunun deyimiyle, “dengê lingê gerîla tê (gerillanın ayak sesleri geliyor). İşte bunun zamanı. Baharda görünmek isteyen gerilla, Önderliğine, partisine, halkına kendisine ayrılan kış inzivasından ne denli bir ruhsal ve düşünsel yenilikle çıktığını göstermek isterken, düşmanına da “yokluğumda kış boyunca tekrar canlanan istila, işgal ve imha planlarının bertaraf olması varlığıma bağlıdır” mesajını vermek ister.
GERİLLANIN YÜREĞİ KIŞTA DA BAHARI YAŞIYOR
2962 metre yüksekliğindeki Herekol dağlarında, 10 metre derinliğindeki yeraltı kış kampındayız. Kış boyunca yağan kar, sadece dışarıda değil bulduğu her delikten sızarak şikeftimizin neredeyse tüm giriş, çıkışlarını kapatmış durumda. İçeriye sızan kar dışarıdaki hava ve görüntünün yansımasıdır. Yani dışarıda kar, borandan Herekol'un tüm kayalıkları beyazlara bürünmüş durumda. Dışarıdaki karlı havaya rağmen kış kampında bulunan her bir gerillanın yüreği bahar. İlk cemreler çoktan düştü. Patlamaya amade tomurcuklar yeşerecek olan yaprak ve çiçeklerin müjdesini kulaklarımıza fısıldadı. Güneş, Herekol dağlarına uzak olsa da Mezopotamya coğrafyasına bundan böyle sürecek olan hakimiyetini duyurdu. Herekol dağlarında mevsim kış görünümü verse de içinde yer alan her bir gerillanın yüreği baharı yaşamakta.
ŞÎNDAR’I AYRI BİR HEYECAN SARMIŞ
Baharı en çok özleyen gerillalardan biri olan Şîndar'ı son zamanlarda ayrı bir heyecan ve telaş sarmış. Bir haftadır bahar hazırlığı yapıyor. Eksik malzemelerini tamamlamak için oradan oraya koşturuyor. Kendisi koştururken kadın mangasında yer alan her bir yoldaşını da harekete koymaktan geri durmuyor. Geçen yıl Kürdistan'ın Güney dağlarından Kuzey sahasına sağlıkçı olarak gelen Şîndar, dikişte pek becerikli değil. Onun işi sadece eksiğini söylemek ve o eksiğin giderilmesi için lazım olacak olan malzemeleri alıp mangaya getirmek. Sonrasında Nûdem projeyi ve nasıl yapılması gerektiğini söylerken, Rahime çoktan iğne ve ipliği eline almış, istediği şeyi dikmeye koyulmuştur bile. Arîn fırsat buldukça desteklerini sunarken, dikiş atmakta uzman olan Zerdeşt, yardım elini uzatmaktan geri durmuyor. Arkadaşları Şîndar için çabalarken, o genç ruhunun verdiği enerji ve heyecanla mangaya moral ve motivasyon oluyorlar.
Şîndar, Kuzey sahasının yaşamını ve savaşını anlamak ve hemen katılmak için çok istekli. Heyecanını, savaşa aktif ve güçlü katılma istemini sık sık dile getirmede yetersiz kaldığından yakınsa da, yaşamdaki hareketliliği bu isteminin en açık ifadesi oluyor. Küçük yaşlardan itibaren Botan dağlarında gerillacılık yapma hayalleri kuran Botanlı Şîndar, şu anda onun bu hayallerini gerçekleştiren partisine layık olmak için var gücü ile çabalıyor. Bir yandan branşı olan sağlık çalışmalarına yoğunlaşırken diğer yandan da cengin en sıcak alanlarına ruhen ve fiziken amade olmanın heyecanını yaşıyor.
“Hele bir bahar gelsin, güneş doğsun, sen beni o zaman gör” sözlerini her gün bıkmadan usanmadan tekrarlayan gerilla Şîndar, şimdi bahar eylemlilikleri hazırlığında. Kendisini hiçbir gücün tutabileceğini sanmıyorum.
*Jiyan Amargî'nin şehit düşmeden önce kaleme aldığı yazılardan biri.