Çocuklar duysun sesini gerilla Zelal. Kürdistan halklarının tüm çocukları; ismi, cinsiyeti, ırkı, dini, dili, sınıfı, hiçbir şeyi fark etmeden tüm çocuklar duysun sesini. “Bizden sonraki çocuklar özgür yaşasın diye savaşıyoruz” diyerek, Heftanîn’de bir tohum olup Güney’in rahmine yolculuğa çıktı. Yolun açık olsun Zelal Sidem.
Hazır bekliyordu kalemim seni yazmak için. Ne kadar acımasızca değil mi, şehadet bekler gibi, ölüm bekler gibi, doğum bekler gibi, acıyı ve mutluluğu bekler gibi…
Kürdistan’da ölümsüzleşenler, bizi yeniden bize hatırlatır, bizi kendimize getirip tekrar yaşamın kucağına bırakır. Donuk bir andan sonra yaşam damarının hala attığına karar verip yola devam ettirir. Daha intikam dolu, daha öfkeli, daha yaşama sarılarak ancak bazen de onlarla gitmek isteyerek…
Gülüşü dudaklarımıza tekrar kilitlerler. Bu yol sonuna kadar yürümeye değer. Eğer sizden bir parça olan yoldaşınız düştüyse toprağının bağrına, boyun borcudur artık onu yerine düşlerini sırtlamak, yaşamak, savaşmak.
Cenga Heftanîn’in verdiği bedellerin belki de en güzellerinden, en ağır olanlarından biriydi. Başından beri öncülük etti, belki de onlarca kez savaşçılarıyla eylem seferlerine çıkıp zılgıtlarla karşıladı işgalcileri. Şeşdara alanını, Türk işgalcilere kâbusa çeviren bir gerillaydı Zelal Sidem.
Gerilla Zelal Sidem, Kürdistan kadınlarının özgürleşmesinde ve ordulaşmasında rolü bilinen, herkesin yanında savaşmak istediği en büyük gerilla komutanlarından Zelal Mardin’in ismini almıştı. Böyle başlamıştı kahramanlık yolculuğu.
Amedli Zelal Sidem, Cenga Heftanin Hamlesi’nde, başından beri büyük rol oynayan YJA STAR gerillalarından biriydi. Özgürlük Hareketi’nin birçok farklı alanlarında kaldı. Zagros’un zorlu alanlarında Komutan Reşit Serdar’ın savaşçılarındandı. Zelal Sidem, işgalcilerle her karşılaştığında, “Biz, Reşit Serdar’ın savaşçılarıyız, gölgenizi bile bu topraklarda bırakmayacağız” diyerek üzerlerine yürürdü. Cenga Heftanîn’de hemen hemen her yerde direnişin öncülüğü yaptı. 23 Temmuz’da şehadetini duyan bir yoldaşının ağzından dökülenler onu nasıl savaştığını, nasıl bir rol oynadığını, nasıl bir iradeyle savaştığını gösteriyordu: “Düşman, Şeşdara’ya her gelmek istediğinde, düşmanın böyle bir girişim içinde olduğunu bile duyduğunda müthiş öfkelendiriyordu. ‘Nasıl olur da düşman bu topraklara giriyor’ derdi. O saldırının ruhuydu. Gerçekten tıpkı Reşit Serdar gibi, onun gibi düşmana öfkeli; Rojin Gewda gibi dağlarda yürüyordu. Heval Zelal de şehit olduysa kesin kazanmalıyız artık bu savaşı. O çok rol oynadı, çok.”