Gülmez: Kampanyayı kadın ve toplum kırımına karşı başlattık

TJA’nın “Kendimizi savunacağız” kampanyasına ilişkin konuşan TJA aktivisti ve DBP Amed İl Eşbaşkanı Seval Gülmez, “Bu kampanya ile tanrılardan ateşi çalarak yani toplumdan saklanan bilgileri, yaşamı yeniden toplumla paylaşabilmeyi hedefliyoruz” dedi.

TJK Aktivisti ve DBP Amed İl Eşbaşkanı Seval Gülmez, TJA’nın “Kendimizi savunacağız” kampanyasını değerlendirdi. Kampanyanın çeşitli ayaklarla süreceğini belirten Gülmez, tekleştirici, yok edici devlet sistemine karşı toplumsallığı yaratmayı hedeflediklerini söyledi.

6 bin yıldan bu yana ezilen, sömürülen bir kadın gerçekliği olduğunu söyleyen Gülmez, “AKP/MHP ittifakında hortlatılmış erkeklik, egemenlik ve erkliğe karşı kadına hiçbir alanda yaşama alanı tanımayan, yatak odası ve mutfağa hapseden anlayışa karşı böyle bir kampanyaya gittik” dedi.

Gülmez, kadını özne değil, nesne gören, sadece hizmet eden, çocuk doğuran, hatta analık hakkını bile elinden alan, anneliği sadece taşıyıcılık olan gören, bu derece özünden kopmuş, tamamen erklik üzerine kurulu bir sistem yaratılmak istendiğini belirtti.

 “Kadın kırımı üzerinden toplum kırımdan geçiriliyor” diyen Gülmez, böylece toplumun özünden uzaklaştırıldığı, kadının toplumsallığından rahatsızlıktan kaynaklı toplumsallığı yıkmak, yok etmek, insanları bireyselleştirme adına kadının hedef alındığını sözlerine ekledi.

Bir toplumdan kadının düşürülmesinin, yok edilmesinin toplumun düşürülmesi, yok edilmesi anlamına geldiğini de dile getiren Gülmez, “Kadın gibi görünen genelde toplumun kırımdan geçirilmesi ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

TJA’nın da bunlara cevap olmak için, kadının 6 bin yıl önceki özüne tekrar ulaşması, toplumsallık ağının ortaklaşa örülebilmesi ve kadın eksenli yaşama bakabilmesi için kampanyayı başlattıklarını vurgulayan Gülmez, şunları dile getirdi: “Kadını biyolojik olarak ele almıyoruz. Kadın toplum, doğa ile iç içe olma, bütün değerleri topluma taşımadır.

Bir kadın tarihteki bir olayı öğrendiğinde ilk öğrendiği kişi annesi, başka bir kadın ya da nenesidir.”

Meselenin sadece biyolojik olmadığını, zihniyet olduğuna dikkat çekmek istediklerini de vurgulayan Gülmez, “Bu kampanya ile tanrılardan ateşi çalarak yani toplumdan saklanan bilgileri, yaşamı yeniden toplumla paylaşabilmeyi hedefliyoruz” dedi.

Kadının hedef alınmasıyla toplumun perişan edildiğini, doğanın perişan edildiğine de dikkat çeken Gülmez, şu anda yaşanan koronavirüs salgınının da erkek egemen zihniyetin ürünü olduğunu vurguladı.

KADIN ŞAHSINDA TOPLUM HEDEF ALINIYOR, ÖLDÜRÜLÜYOR…

Özelde kadın görülse de aslında toplumun hedef alındığını söyleyen Gülmez, toplumun öldürüldüğünü, savunmasız bırakıldığını belirtti.

“Bugün bir çiçeği kopardığınızda kökü ellerinizi acıtır, kanar, çünkü çiçeğin öz savunması budur. Bir hayvana yaklaştığında bir gagası ya da pençesi vardır. Ama maalesef kadın ölümün izler halde. Her canlının kendini koruma hakkı vardır” diyen Gülmez, insanların öz savunmasının da toplumsallığı olduğunu vurguladı.

Kürt kadınında son 40 yılda ciddi bir uyanış başladığını da dile getiren Gülmez, “Kendini anlamlandıran bir kadın gerçekliği var. Türkiye ve Kürdistan sahasında bunu kabul etmeyen bir sistem var. Mücadele eden, savaşan kadına karşı özel savaş politikaları başlatıldı” dedi.

Devletin üniformalıları ve üniformalı olmayanlarının çocukları fuhuşa zorladığı, birçok kirliliğe sahip olan insanlar aracığıyla devletin özel savaşını yürüttüğünü de vurgulayan Gülmez, bu durumun Kürdistan’la sınırlı kalmadığı ülkenin geneline yansıyacağını belirtti.

Devletin şu anda ise kız çocukları üzerinden toplumun psikolojini bozmayı hedeflediğini sözlerine ekleyen Gülmez, “Kadın olarak, kadının kadına sahip çıkması, örgütlenmesi gerekiyor. Kadının geçmişini görmesi, sahalarını oluşturmaları gerekiyor. Eğitim, ekonomik olarak sahalar oluşturmalı. Bir kadının diğer kadına güç olması, elini diğer kadının sırtına koyması gerekiyor. Kadınların ciddi anlamda birlik olması lazım. Bu büyük bir süreç istiyor, bizler daha çok bir araya geleceğiz, dinleyeceğiz, yaralarımızı iyileştirmeye çalışacağız” diye konuştu.

Hiçbir sistemin erkin sorunları çözmediğini, tersine sorunlu toplumu tercih ettiğini de kaydeden Gülmez, kadın sömürüsünün ortadan kaldırılmasıyla toplumun sömürüsünün de ortadan kaldırılabileceğini vurguladı.

‘AMACIMIZ KADININ ÖZÜNE DÖNMESİ’

Yürüttükleri kampanyanın ilk adım olduğunu da belirten Gülmez, ciddi bir adım atacaklarını, kadının özüne dönmesi, cins sevinci, cinsin cinsle tanışması için adımlar atılacağını da kaydetti.

Kampanyalarının ne ilk ne de son olduğunu da söyleyen Gülmez, “Kadının hakikatine ulaşması, özgürleşmesi için çeşitli kampanyalarla toplumla beraber, iç içe olacağız” dedi.