HDK Kadın Konferansı: Önder Apo üzerindeki tecride son verilmeli
HDK Kadın Meclisi'nin 13. Genel Kadın Konferansının sonuç bildirgesinde çözüm için Önder Apo üzerindeki tecrit rejimine son verilmesi gerektiği kaydedildi.
HDK Kadın Meclisi'nin 13. Genel Kadın Konferansının sonuç bildirgesinde çözüm için Önder Apo üzerindeki tecrit rejimine son verilmesi gerektiği kaydedildi.
“Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız” şiarıyla 2 Kasım'da gerçekleştirilen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi'nin 13. Genel Kadın Konferansının sonuç bildirgesi açıklandı. 3. Dünya Savaşı vurgusu yapılan bildirgede, yaşanan göç dalgaları, açlık, belirsizlik ve doğa kırımına dikkat çekildi. Türk Devleti'nin Başûrê Kurdistan ve Rojava'ya dönük saldırılarının da hatırlatıldığı bildirgede, Kürt, Arap, Ermeni, Êzidî, Süryani ve Türkmen halkların topraklarının sömürülmek istendiğinin altı çizildi.
"KADIN DÜŞMANLIĞININ SONUNU 'JIN JIYAN AZADÎ' MÜCADELESİ GETİRECEK"
Bildirgede "Jin Jiyan Azadî" serhildanının yarattığı umuda atıfta bulunulan açıklamada şöyle denildi: İdamcı Molla zihniyetine de, uluslararası suç olmasına rağmen, hakkında idam kararı olan İranlı göçmen kadınları geri gönderen AKP-MHP faşizmine de hatırlatıyoruz: İşkencenin, infazın ve kadın düşmanlığının sonunu “Jin, Jiyan, Azadî” mücadelesi getirecek.
'TECRİT REJİMİ SONA ERMELİ'
Onurlu bir barış ve Kürt sorununda çözüm için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecrit rejiminin sonlandırılması gerektiğinin kaydedildiği açıklamada, "Kürt halkının iradesinin tecelli ettiği, toplumsal yüzleşmeyi de içinde barındıran bir süreci sonuna kadar destekliyor ve bu sürecin ardında duracağımızı ifade ediyoruz. HDK Kadın Meclisi olarak barışın toplumsallaşması için barış buluşmalarında bir araya gelmeyi, kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini ortak mücadeleyle haykırmayı önümüzdeki dönemin temel görevi olarak görüyoruz.
'BİRLİKTE YAŞAM İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Halkların ve inançların birlikte yaşamı için mücadeleye devam edileceğinin açıklandığı bildirgede, kadınların ve çocukların yaşamlarının korunması için İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi çağrısı yapıldı. Bildirgede son olarak şöyle denildi: Bizler hep varız! Hep var olacağız! Bedeni, emeği, deresi, ormanı, toprağı, hayatı, özgürlüğü için mücadele eden milyonlarca kadınız. Güçlüyüz, umutluyuz! Mücadele azmimiz, dayanışmamız ve direncimizle yeni bir yaşamı kurmak için öncü rolümüze inanıyoruz."