HDP Kadın Meclisi, 10 Ekim günü gerçekleştirdiği toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.
10 Ekim Katliamı'nda yaşamını yitirenleri anan Kadın Meclisi, demokrasi ve adalet düşlerini gerçekleştirme sözümüzü yineledi.
Bildirgede şu hususlara dikkat çekildi:
"Bugün Partimize yönelik saldırı konsepti derinleşerek devam ediyor. Bu saldırıların bir amacı da kadın mücadelesini, kadın kazanımlarını, bin bir emekle var ettiğimiz yeni yaşam umudunu ortadan kaldırmak ve toplumu erkek egemen tekçi zihniyete mahkûm etmektir. Rantın, talanın, çürümenin toplum ve kadına düşman politikaların diğer adı olan AKP-MHP iktidarı; rehin alma, gasp etme ve iradeye el koyma saldırılarını yeni bir boyuta taşımıştır. Yargı mekanizması araçsallaştırarak algı operasyonları yürüterek HDP’siz bir ülkede faşizmi egemen kılmaya çalışmaktadır.
Partimize yönelik son saldırı konsepti ile kalıcı ve onurlu barış mücadelesinin öznesi olan HDP’nin boy verdiği çatışmasızlık ve çözüm süreci dönemini, bütün aktörleriyle birlikte hafızadan silmeyi hedeflemektedir. İktidarın bütün hesaplarını bozan, sarsılmaz sandıkları güçlerini tökezleten 7 Haziran 2015, 31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinin başarılarının, toplumda umudun yükselmesinin intikamını alma operasyonudur. Toplumun birlikte başardık motivasyonunu dağıtma, teslim alma operasyonlarının devamıdır. Genç kadınlar özel savaş politikalarının birincil hedefi haline getirilerek, kadın mücadelesinin öznesi olmaları engelleniyor.
SALDIRILAR KADIN KAZANIMLARINI HEDEFLİYOR
Özellikle biz kadınların yükselen mücadelesi, demokratik siyaset zemininde eşit temsil ve eşit haklarla irade ve karar sahibi olmamız ülkenin demokratikleştirilmesine soluk borusu olmuştur. Bu saldırılar, kadın mücadelemizi hedefleyerek, kadın kazanımlarımızı gasp ederek, erkek egemenliği ile faşizmi tahkim etme girişimlerinin yeni boyutudur. Kadın belediyeciliğinin kazanımlarını tasfiye etme, kadınları dayanaksız, muhatapsız, umutsuz ve güvencesiz bırakma girişimlerinin son hedefi Kars Belediyemizi gasp ederek Eşbaşkanımız Şevin Alaca’yı ve onlarca arkadaşımızı rehin alma operasyonu bunun bir parçasıdır.
KOMPLO 22 YILDIR DERİNLEŞEREK DEVAM EDİYOR
9 Ekim Uluslararası Komplo 22 yıldır derinleşerek devam ediyor. Komplo ile Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi de tecrit altına alınıyor. HDP’nin kurucu fikrinin mimarlarından Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit, aynı zamanda kadın eşitlikçi ve özgürlükçü yeni yaşam programının hayat bulmasını önlemeye yönelik bir tecrittir. Bu mutlak tecrit, Türkiye ve Ortadoğu halklarının hava ve su kadar ihtiyaç duydukları eşit haklarla bir arada yaşamın teminatı olan onurlu barış mücadelesine uygulanıyor. Özellikle son operasyonlar, HDP’nin fikri zeminini ortadan kaldırma, toplumu hafızasızlaştırma ve HDP fikriyatını açığa çıkaran tüm siyasi aktörlerden, başta Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere, intikam alma operasyonudur.
MÜCADELEMİZİ YÜKSELTEREK KAZANACAĞIZ
AKP-MHP tek adam hep adam rejim ortaklığı, demokrasinin kırıntısını bırakmamakta, adalet sistemini adaletsizlik mekanizması olarak işletmekte, zaten sömürü odaklı, adil olmayan zayıf ekonomiyi iyice çökerterek sarayın hizmetine sunmakta sınır tanımıyor. Her alanda artarak derinleşen adaletsizlik, başta biz kadınları, toplumsal, siyasal ve ekonomik hayatın dışına çıkarmayı hedefliyor. Biz kadınların yaşam alanları gittikçe daraltılıyor, yoksullaşarak güvencesizliğe itiliyoruz.
Fakat tüm toplumun, başta da biz kadınların lehine hak temelli sosyal politikaların, temel yurttaşlık gelirinin, genişletilmiş istihdam olanaklarının yaratılacağı, kadın odaklı, demokratik ve güvenceli bir geleceğin mücadelesini genişletmeye kararlıyız. Tüm kadın dinamikleriyle birlikte mücadelemizi yükselterek bugünümüzü ve geleceğimizi faşizme teslim etmemeye, bugünümüzü ve geleceğimizi kazanmaya kararlıyız.
Tek adam hep adam rejiminin, faşizmin inşasını kadının emeği ve bedeni üzerinden gerçekleştirmek istemesini, şiddet politikalarını körükleyerek kadını biat etmeye zorlamasını, kadınların iradesini kırmayı, her alandan tasfiye etmeyi, kadın cinayetlerini ve istismarı cezasızlık politikasıyla teşvik etmeyi bir strateji haline getiren bu ceberut iktidara meydan okuyoruz!
Boyun eğeceğimizi hayal edenlerin hevesini kursaklarında bırakmaya, ülkeyi ateşe atma pahasına korumaya çalıştıkları tahtlarından, saltanatlarından etmeye her zamankinden daha kararlıyız. İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını, istismar yasasını durdurmayı, kadın odaklı yerel yönetimlerimizi, eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemimizi savunmayı, yüz yıllık kazanımlarımıza yenilerini eklemeyi mücadelemizin varlık nedeni olarak görüyoruz.
Bütün kadın örgütleriyle, dinamikleriyle, oluşumlarıyla, çevreleriyle hep birlikte dayanışma içinde mücadelemizi yükselterek Faşizme Geçit Vermeyeceğiz. Kadınların kuracağı demokratik ve adil bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz."