Konferans tarafından yayınlanan sonuç bildirgesi şöyle:
Ekim 2018 yılında gerçekleştirdiğimiz ilk konferansımızda Jin olarak bizler, Jîyan’ımızı Azadî temelinde istiyoruz diye haykırdık. İkincisini gerçekleştirdiğimiz Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı Uluslararası Kadın Konferansını “Devrimimiz: Yaşamı Özgürleştirmek” sloganıyla 5-6 Kasım 2022 tarihinde 41 ülkeden toplam 800 kadının katılımıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de büyük bir coşkuyla başarılı bir şekilde sonuçlandırdık.
Konferansımızı gerçekleştirdiğimiz bugünlerde JIN JÎYAN AZADÎ bir isyan ve çözüm sloganı olarak dünyanın her bir köşesinde haykırılıyor. Kadınlar 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı yapmak için dünyanın her yerinde ayakta, isyanda. Çok karanlık bir zamanda yaşıyoruz ama yeni bir iklimin eşiğindeyiz.
Kapitalist sistem, çatışmalar, ekolojik yıkımlar, pandemiler, emek sömürüsü ve şiddet ile dünyamızı daha fazla kâr ve güç için 3. dünya savaşına sürüklüyor. Beş kıtadan gelen kadınlar bu savaşı toprakları ve bedenlerinin sömürüsüyle yaşıyorlar.
Bizler bu gidişata itiraz ediyoruz! Bu gidişatı durdurmak ve herkes için daha özgür ve adil bir yaşam için sorumluluk aldığımızı, özlemini duyduğumuz düzenin kurulmasında özne olacağımızı tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Toprak, ateş, su ve hava yanımızda olsun.
Dünyanın her yerinde kadınlar olarak “Ni Uno Menos” dedik, “Me too” dedik, Las Tesis dansımızla itirazımızı dile getirdik. Bizi yok sayan ve nesneleştiren patriarkal zihniyete karşı en temel yaşam haklarımızı savunmak için sokaklara çıktık, öz savunmamızı geliştirdik ve örgütlendik. Bütün kıtalardaki kadınlar şiiriyle, şarkısıyla, dansıyla, bilgeliğiyle ona dayatılan unutturmaya karşı direniyor. Doğanın iyileştirme gücüyle ayakta duran kadınlar hayal ettikleri gelecek için mücadele ediyorlar. Çünkü sözler eylemsiz boştur. Sözsüz eylem kördür.
Militarizme, ırkçılığa, sömürüye, ataerkiye, çok uluslu kapitalist şirketlere, devletlere karşı çıkıyoruz. O yüzden bizden korkuyorlar. Onları daha çok korkutacağız. Eylemlerimiz sözlerimizi, öz savunmamızı kriminalize eden ve yaşam enerjimizi talan eden sisteme karşı birleşiyor, büyüyoruz.
İran rejim güçleri, Jina Emini’yi, Türk faşist güçleri Nagihan Akarsel yoldaşımızı aramızdan aldı. Latin Amerika’da yerli halktan kadın öncüler katlediliyor. Sudan’da, Yemen’de ve Amerika Birleşik Devletlerinde, Kürdistan’da olduğu gibi kadınlar tutuklanıyor, öldürülüyor, tecavüze maruz kalıyor. Bize birden fazla hayat borçlular. Annelerimizin, nenelerimizin, kız kardeşlerimizin hayatlarını borçlular. Biz onların direnişin bir ifadesiyiz.
Yüzyıllarca devam eden kadın mücadele deneyiminin 21. yüzyılda başka bir boyuta evrildiğine tanıklık ediyoruz. Farklı toplumsal kesimlerin kendi özgürlüğünü, kadın özgürlüğünde gördüğünü ve kadın özgürlüğünün toplumu özgürleştireceğine inandığı bir süreçten geçiyoruz. Öfkeliyiz. Bu kolektif bir öfke. Güçlüyüz, Dünya’yı değiştireceğiz.
Kadın devriminin öncülük ettiği yeni bir özgürlük mücadelesi çağında yaşıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan'ın dediği gibi özlenen yaşam mucizelerle değil, devrimle yaratılır. Kürdistan'da, İran'da, Afganistan'da, Latin Amerika'da ve Avrupa'da özlediğimiz yaşam için ayağa kalkıyor ve mücadele ediyoruz.
Kadınlar olarak “xwebûn” yani “kendimiz” oluyor kapitalizmin, sömürgeciliğin, atarerkinin bize ve topraklarımıza verdiği isimleri reddediyor, kendimize yeni isimler alıyoruz.
Artık kadın zamanındayız. Bu zamana verilecek en önemli cevap ise kadınların ortak mücadele, birlik ve dayanışma ağını kalıcılaştırmaktır. Bu konferans vesilesi ile “Jin, Jiyan, Azadî: Kadınlar Geleceğini Örüyor Ağı”nı ilan ediyoruz. Bundan sonra yapacağımız ilk çalışma iki gündür yürüttüğümüz tartışmalar ışığında ortak yol haritamızı çıkarmak olacaktır. Mevcut sömürü sisteminin dışında farklı bir yaşam özlemi duyan tüm kadınları ağımıza katılmaya ve “KADIN DEVRİMİ” temelinde ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.