Kadın katliamları devlet eliyle yapılıyor

Koronavirüsünden dolayı evde kalan kadınların erkek şiddetine maruz kaldığını söyleyen TJA sözcüsü Ayşe Gökkan, "Kadınlara yönelik katliam ve saldılar politiktir. Bu saldırıların arkasında devlet var" dedi.

Koronavirüsünden dolayı evde kalan kadınlara yönelik şiddet artarak devam ediyor. Son 20 günde 12'si evde olmak üzere 18 kadın erkekler tarafından katledildi. Kadınlara yönelik şiddete karşı hiçbir önlem almayan devlet yetkilileri ise günlerdir 'evde kalın' çağrısında bulunuyor. TJA sözcüsü Ayşe Gökkan kadınlara yönelik şiddeti ve kayyum atamalarını ANF'ye değerlendirdi.

Kadınlara yönelik bu tür saldırıların olacağını tahmin ettiklerini söyleyen Gökkan, "Buna karşı birtakım tedbirler aldık ama devlet tüm kadın kurumlarını kapattığı için aldığımız tedbirler de boşa çıktı. Türkiye'de devlet hiçbir şekilde kadınları korumuyor ve kadınların var olan tüm kazanımlarına da el koyuyor. Kadınları katleden erkekler iktidardan güç alıyor. İktidar daima kadın katillerini koruyor.

AKP hükümeti çıkardığı yasalarla kadınlar, erkeğe ve devlete muhtaç olsun istiyor. Evde de erkek kendini devlet gibi görüyor. Bu yaşananlara karşı kadınlar güçlenmediği taktirde saldırılarla yüz yüze kalacaklardır. Bu yüzden devlet bilinçli bir şekilde böyle bir strateji yürütüyor. Fakat kadınlar çaresiz ve yalnız değiller, direniş ve mücadele ile kurumlarını oluşturdular" şeklinde konuştu.

DEVLET TÜM KADIN KURUMLARINA EL KOYDU

Kadın şiddetinin politik olduğunu ve devlet eliyle yapıldığını vurgulayan Gökkan, devamla şunları belirtti: "Kadın katliamları ve cinayetleri devlet yardımıyla yapılıyor. Erkek tek başına bu katliamları yapamaz, yol ve yöntemleri devletten öğreniyor. Koronavirüsü en çok kadın ve çocukları etkiliyor. Çünkü kadınlar ve çocuklar sürekli evde ve erkeklerin şiddetine maruz kalıyor. Devlet yetkilileri her gün evde kalın çağrısı yapıyor ama kadın cinayetlerine ve şiddetine karşı hiçbir önlem almıyorlar.

Tarihten bu yana devlet sürekli kadın katliamlarının önünü açmıştır. Örneğin kimini tecavüzcüsü ile evlendiriyor, kimini de küçük yaşta evlendiriyor. Kadınlar erkek şiddetine karşı kendi kurumlarını oluşturdu. Kürdistan'ın her şehrinde kadın büroları vardı. Örneğin sadece Amed'de 16 kadın bürosu vardı. Fakat kadın örgütlülüğünün karşısında duramayan devlet tüm kurumlara el koydu. Bu yüzden kadın katliamlarını devletin yaptığı katliamlar olarak görüyoruz."

AKP'NİN AMACI HALKIN KAZANIMLARINI YOK ETMEK

Tüm dünyanın koronavirüsüne karşı mücadele yürüttüğünü ama AKP-MHP iktidarın belediyeleri gasp ederek Kürt halkına karşı düşmanlık etmeye devam ettiğini söyleyen Gökkan konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Özerk yönetimler tüm dünyada önemli bir rol ve misyona sahiptir. Birçok egemen devlet halkların direnişini kabul etti.

Merkezi iktidarlar toplumun sorunlarına çare bulamadıkları için yerel yönetimlere yetki verildi. Birçok ülke özerklik, federasyon ve kanton sistemi ile yönetiliyor. Türkiye'de ise AKP-MHP yereldeki kazanımlara saldırıyor. Kürt halkının hangi belediyesi koronavirüsüne karşı çalışma yürüttüyse, hükümet bu belediyeyi gasp etti. Çünkü yerel yönetimler halkın sorunlarına çare oluyordu.

Herkesin korona salgını ile uğraştığı bugünlerde AKP'nin derdi Kürdistan'ı ablukaya almak ve halkın kazanımlarına el koymak. Kayyumlar korovirüsü gibi zaten. Bunlar Kürt halkına karşı düşmanlık ve ırkçılık yapıyorlar. Devlet kadın düşmanlığı üzerine bir strateji yürütüyor. Çünkü Kürtlere ait belediyelerin hepsi kadınların yanında yer alan politikalar yürüttüğü için iktidarın hedefi oldu ve gasp edildi."