Kadın konferansında kalıcı çözüm önerileri

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Konferansı’nda, göçertilenlerin evlerine güvenli bir şekilde dönmesinin ve kadınlara yönelik işlenen suçların son bulmasının, Suriye’deki Türk işgaline son verilmesiyle mümkün olabileceğine dikkat çekildi.

Qamişlo’da “Suriye’deki kadınlar Türk işgali altında acılar çekiyor” sloganıyla başlayan Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Konferansı devam ediyor.

Konferansın divan üyeliğine Kadın Meclisi üyeleri Ebir Hesaf, Stêr Qasim, Sîham Emoke ve Xaliya Keçwan seçildi.

İlk bölümde söz alan Gazeteci Nercis Îsmaîl, işgalciliğin tarihsel gelişimini anlattıktan sonra Osmanlı döneminden beri işlenen suçlara değinirken, halklara karşı dini kullanarak birçok suç işlediğine, Türk devletinin de aynı mirası Kürdistan toprakları üzerinde devam ettirdiğine işaret etti.

Îsmaîl, “Türk devleti, Başûrê Kurdistan bölgesine karşı ağır silahlar kullanarak suç işliyor. Bölgede 20'den fazla askeri üs kurdu. Yaklaşık 300 köyü bombaladı. Birçok köy boşaltıldı. Siviller hedef alınıyor ve onlarca kişi yaşamını yitirdi. Suriye krizinin derinleşmesinde ve Suriye'nin bir kan gölü haline getirilmesinde Türk devletinin eli bulunuyor” dedi.

Türk devletinin Suriye'ye saldırılarının birçok nedeni olduğunu ifade eden Îsmaîl, “Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşması beklenen Katar gazı gibi siyasi ve ekonomik konuların yanı sıra bölgenin Kürt, Arap, Süryani ve Ermeni halklarına karşı uzun süredir devam eden bir ulusal düşmanlık var. Türk devletinin top mermileri her gün Til Temir, Zirgan, Eyn Îsa, Minbic, Kobanê ve birçok köy ve ilçelerde sivilleri hedef almaya devam ediyor. Bu, ateşkesin açık ihlalidir” diye konuştu.

Suriye Sami Forum'un yöneticisi Esmaa Kisar da konferansa bir videoyla katıldı. Türk işgalinden sonra Suriyeli kadınların baskı altına alınıp çocuklarının kaybettirilmesi ve son yıllarda kadınların çektiği acılara dikkat çekilen videoda, DAİŞ çetelerinin kadınlara karşı işlediği suçlara da yer verildi.

Konferansa online olarak katılan Demokratik Suriye Meclisi (MSD) üyesi Mecdolin Hesen ise, özellikle Türk işgali altında olan Suriye topraklarındaki kadınların durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, bu bölgelerde kadınların etnik ve cinsel saldırıya uğradığını vurguladı.

ŞİDDET, SÖMÜRÜ, İSTİSMAR

Toplumsal bölümde ise Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi üyeleri Taz Başa, Corgêt Bersûm ve İdlib El-Xedra Kadınlar üyesi Sefa Taha divanda yer aldı.

Toplumsal durum bölümünde şiddet, sömürü ve istismar bağlamında Suriye'de yaşananların kadınlar üzerindeki etkileri tartışıldı.

Kuzey ve Doğu Suriye'de hayatın her kesiminden kadınların, Suriye krizinden bu yana geçen 11 yılda toplumsal her alanda kilit ve öncü bir rol oynadığı, bölgenin DAİŞ'ten kurtarılmasından sonra kadınların siyasi, ideolojik, askeri ve idari olarak kendilerini örgütledikleri ve her türlü engele ve zorluğa karşı durdukları ifade edildi.

Bu bölümde konuşan Başûrê Kurdistanlı yazar Kiner Ebdullah, “Rojava'da kadınların durumu her geçen gün iyiye gidiyor. İşgal altındaki topraklarda ise kadınlar şiddet görüyor. Efrîn'in işgali ile birçok kadın, şiddet suçlarının kurbanı oldu” dedi.

Tunus Üniversitesi’nde sosyal araştırmacı olan akademisyen Amal Qeramî ise, "Kadınların korunması kadınlara düşüyor. Bu nedenle tüm kadınları, kadınlarla ilgili çeşitli faaliyetler ve konularla, davalarını savunarak ve onları görmezden gelmeden eğitmeliyiz" dedi.

İSTEK VE ÖNERİLER

Her iki bölümün sonunda ilgili kurumlara iletilmek üzere çeşitli talepler sıralandı: *Savaşın durdurulması,

* İşgal altındaki toprakların kurtarılması için Suriye krizine bir çözüm bulunması ve kalıcı barışın getirilmesi,

* Türk işgaline son verilmesi,

* Sivillere koruma sağlanması,

*Enkaz haline gelen binaların kaldırılması

* Yerinden edilenlerin yaşadıkları yerlere güvenli bir biçimde dönüşlerinin uluslararası garantilerle sağlanması ve gasp edilen mülklerinin kendilerine iade edilmesi konusunda çalışılması,

* Kadınlara yönelik tüm politikalara, Türk işgalinin yürüttüğü özel savaşa ve soykırımcı savaşa karşı mücadele düzeyinin yükseltilmesi,

*Suyun sivillere karşı silah olarak kullanılmaması için Türk devletine baskı yapılması,

* İşgal altındaki topraklarda altyapının yıkımını belgelemek için uluslararası bir soruşturma komisyonunun kurulması

* Türk devletinin işlediği suçların belgelenmesi ve uluslararası mahkemelerde yargılanması.

Konferans hukuk bölümündeki tartışmalarla devam ediyor. Konferansın sonuç bildirgesi ile sona ermesi bekleniyor.