'Kadınların direnişi saldırılara karşı başkaldırıdır'
SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, eşbaşkanlık sisteminin erkek egemen siyasetini yerle bir ettiğini söyleyerek, kadınların direnişlerinden vazgeçmeyeceğini vurguladı.
SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, eşbaşkanlık sisteminin erkek egemen siyasetini yerle bir ettiğini söyleyerek, kadınların direnişlerinden vazgeçmeyeceğini vurguladı.
İktidarın kadın kurumlarına yaptığı sistematik saldırıyı ANF’ye değerlendiren Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Deniz Aktaş, AKP'nin iktidara geldiği günden bugüne kadar kadın düşmanı politikalar izlediğini söyledi. İktidarın oy almak için kadınlara çalışmalar içerisinde yer verdiğini ama yönetim aşamalarında kadınların olmadığını vurgulayan Aktaş, "Bir hastanenin açılış töreninde konuşma yapan Erdoğan, fotoğraf çekimi için kadın vekilleri ‘sembolik de olsa 2 tane alalım’ diyerek kadını siyasette sembolik gördüğünü net bir şekilde gösterdi.
HDP bütün bu erkek egemen siyasete karşı kadın özgürlükçü bir siyaset yarattı. Kadınlar, Eşbaşkanlık sistemi ile siyasetin mutfağında değil merkezinde yer aldı. AKP-MHP faşist iktidarının makbul kadın yaratma girişimlerine karşı kadın özgürlük mücadelesini meclise taşıdı. Kadınların sesini, sözünü meclise taşıdı. Erkek egemen siyaseti yerle bir etti” dedi.
Tüm baskı ve yasaklara rağmen kadınların siyasette yer almaya devam edeceğinin altını çizen Aktaş, "Belediyelerin açtığı kadın kurumlarını kayyumlar eliyle kapattı. Buna rağmen kadınlar evlerine dönmediler dernekler kurarak, siyasette yer alarak mücadelelerini sürdürdüler. Şimdi de Roza Kadın Derneği başta olmak üzere kadına yönelik şiddetle, kadını köleleştiren her türlü baskı ile mücadele eden kadın derneklerine saldırarak iradesini kıramadığı kadınları 90’larda uyguladığı işkence yöntemleri ile teslim almaya çalışıyor. Son bir iki ayda 3 kez geniş kapsamlı operasyon gerçekleşti. Bu operasyonlar kadınlardan korkunun göstergesidir. Bizden korkmakta haklılar çünkü kadınlar olduğu sürece mücadele bitmez, kadınların olduğu mücadele de yenilmez. Erkek egemen sistemi yıkana kadar evde, sokakta, işyerlerinde, meydanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz" diye kaydetti.
KADINLARA ŞİDDET İLE BİAT ETTİRMEK İSTENİYOR
İmza atıldığı günden bugüne kadar İstanbul sözleşmesinin uygulanmadığını hatırlatan Aktaş, devamla şunlar belirtti: "İktidar uzun süredir İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırma telaşında. Bizler kadına yönelik şiddete karşı çözümü sadece İstanbul Sözleşmesi olarak görmüyoruz. Ancak en küçük önlemlerin bile kadınların hayatlarını kurtardığını biliyoruz. Bu antlaşma kadına yönelik şiddeti önleme konusunda kimi temel adımları atma zorunluluğu taşıyor.
Mali kaynaklar ayırmak, eğitim alanında cinsiyet eşitliği dersleri koymak, sığınak, cinsel şiddet kriz merkezi gibi mekanizmalar kurmak, kadın erkek eşitliği komisyonu gibi yükümlülükler getiriyor. Kadına yönelik şiddete karşı etkin mücadele yöntemlerini içeriyor. Bu metin kadınlar tarafından yazılan ve kadınları korumaya yönelik bir metin ancak kaldırmayı tartışanların hemen hepsi erkek. İktidar bu zorunlulukları uygulamak istemiyor çünkü kadın erkeği eşit görmüyor.
Eşitlik talebini her gün daha fazla yükselten kadınlara karşı kadın düşmanı politikalarını uygulayabilmek için, makul kadın yaratabilmek için kadınları erkek şiddetiyle karşı karşıya bırakmaya çalışıyor. Erkek egemen politikalarına rıza üretemediği kadınları şiddetle biat ettirmeye çalışıyor. İmzanın çekilmesi kadına yönelik şiddetle mücadele edilmeyeceğinin ilan edilmesidir. Kadına yönelik suç işleyenlerin cezasızlıkla ödüllendirildiğini görüyoruz. İmzadan çekilmek erkeklerin yasal güvencelerle kadına yönelik şiddete, ayrımcılığa teşvik edilmesi demektir."
EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ HEDEF ALINIYOR
AKP-MHP iktidarının ezilenlere topyekün savaş açarken, kadınların da kazanımlarına göz diktiğinin altını çizen Aktaş "Utanmadan Çocuk istismar yasası çıkarılmaya çalışılıyor. Kayyum politikalarıyla erkek siyasetine çomak sokan eşbaşkanlık sistemini yok etmek istiyor. Kadın özgürlükçü bakış açısıyla siyaset yapan, kadın mücadelesini meclise taşıyan kadın vekilleri tutuklayarak siyaset haklarını ellerinden almaya çalışıyor.
Gülistan Doku 196 gündür bulunmuyor. Hiçbir şüpheli gözaltına bile alınmıyor. Nurcan Aslan’a verilen davasında katile verilen ceza bozuluyor. Sığınma evinde adresi verilen kadınlar katlediliyor. Karakol önünde kadınlar kurşunlanıyor. Sömürgecilik savaşını kadın bedeni üzerinden sürdürüyor. Şırnak’ta Batman’da meydana gelen cinsel istismar, tecavüz olayları bunların bizzat devlet eliyle teşvik edildiğini doğruluyor. Bize örgütlülüğün olmadığı her yerde erkeklerin saldırılarının artacağını gösteriyor" şeklinde konuştu.
ÖZ SAVUNMAYI BÜYÜTECEĞİZ
Örgütlenmekten başka yollarının olmadığını ifade eden SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, şöyle devam etti: "Kadınların harekete geçmesi, toplumun harekete geçmesidir. HDP’li kadınların direnişi tüm bu saldırılara karşı başkaldırıdır. Kadınlara bu kadar saldırının olduğu bir ortamda her türlü çıkış önemliydi. HDP’li kadınların direnişi de her türlü saldırınıza karşı meydan okuyoruz demektir. Kadınlar bu toplumun en önemli dinamiğidir ve kadınların harekete geçmesi toplumun harekete geçmesidir.
Erkek egemenliği askeriyle, polisiyle, medyasıyla, hukuk sistemiyle çok örgütlü bir kadın düşmanı politikası izliyor. Bu örgütlü saldırı ile ancak örgütlü bir kadın mücadelesi ile mücadele edebiliriz. Erkek şiddetini durdurmayanlar ilk günden itibaren HDP’li kadınların eylemlerini durdurmaya çalıştılar. Ancak kampanyanın ilk gününde Ankara’da yıktığımız yasakları kampanyanın her aşamasında yıkarak mücadelemizi sürdürdük.
Son dönemde kadınlara yapılan gözaltılar, işkenceler de bu mücadeleden geri adım atmayan kadınlar gözdağıdır. Bu direniş kadınların örgütlenmekten başka alternatifinin olmadığını bir kez daha gösterdi ve buluşmalarla, açıklamalarla, eş başkanlık kazanımlarının bir kez daha hatırlanması ile örgütlenmeye de hizmet etti. Haklarımıza hayatlarımıza bu saldırıları örgütlülüğümüzü büyüterek, öz savunmamızı yükselterek cevap vermeye devam edeceğiz."