Kemanger: Bu sistemi yıkmak için birlik olmak zorundayız

İran devletine karşı ayaklanan kadınların ne kadar ağır bedeller ödemeleri gerektiğinin bilincinde olduğunu söyleyen Rozerîn Kemanger, "Bu sistemi yıkmak için birlik olup haklarımızı almak zorundayız" dedi.

Doğu Kürdistan ve İran'da güçlü bir kadın potansiyeli olduğunu belirten Rozerîn Kemanger, "Kadınlar özgürlükleri için ne kadar ağır bedel ödemeleri gerektiğinin bilincindeler artık. Sistem kadınların taleplerine ve umutlarına çözüm olamadığı için kadınlar da artık geleceklerini kendileri inşa etmek istiyorlar. Kadınların eylemleri son 45 yılın öfkesi ve hırsıdır" diye konuştu.

KJAR Diplomasi Sorumlusu Rozerîn Kemanger, 22 yaşındaki Saqizlı Jîna Emînî'nin İran "ahlak polisi" tarafından katledilmesiyle başlayan halk ayaklanmasına ilişkin  İran ile Rojhilat'taki son durumu değerlendirdi. 

Jîna Emînî'nin  katledilmesinin ardından İran ile Rojhilat'taki ayaklanma ve protestolara dikkat çeken Kemanger, "Kadınlar haklarını almak için İran rejimine karşı bir kez daha ayaklandı. Erkek egemen ve kadın katleden bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kadın düşmanı bir zihniyet kadın haklarını korumaz. Rojhilat ve İran'da kadınlar her türlü şiddete maruz kalıyor. Bu ülkede birçok kadın kendini öldürüyor, öldürülüyor. Cezaevleri haklarını arayan kadınlarla dolu. İran'da kadınlar ister evde, ister sokakta, ister toplumda olsun, hiç birinin hayatını güvencede değil. 

Geçtiğimiz hafta Şîler Resûlî, Merîvan’da İran istihbarat görevlisinin tecavüz saldırısından kurtulmaya çalışırken evinin ikinci katından atladı ve yaşamını yitirdi. Ardından 22 yaşındaki Jîna Emînî Tahran'da katledildi. Zorunlu başörtü dayatması kadınların mücadele nedenlerinden biri haline geldi. İran rejiminin topluma ve özellikle kadınlara farklı şekillerde dayattığı daha birçok şey var. Hangi ataerkil sistem kadın haklarını korumuştur? İnsanlar böyle bir sistemde kadın haklarının korunmasını bekleyebilir mi? Kadınlar eve hapsediliyor, katlediliyor, çocuk yaşta evlendiriliyor. Böyle bir durumda kadın haklarından nasıl bahsedebiliriz" diye konuştu. 

KADINLARIN EYLEMLERİ SON 45 YILIN ÖFKESİDİR

İran ve Rojhilat'taki ayaklanmaların sebeplerine değinen Rozerîn Kemanger, "Eğer bir toplum özgürse neden isyan etsin? Son on günde binlerce kadın ve erkek ayaklandı, bu ayaklanmalar Merîwan'dan başladı, Tahran'a kadar ulaştı. Sadece Kürdistan'da değil tüm İran'da kadınlara saldırılıyor. İran rejiminin tarihine baktığımızda özellikle son 40-45 yılda kadınlar ve toplum tarafından protestolar, ayaklanmalar yaşanıyor. Doğu Kürdistan ve İran'da güçlü bir kadın potansiyeli var. 

İran rejimi sokakları saldırı yeri yaparsa, biz kadınlar da tüm mahalleleri, sokakları direniş, mücadele ve isyan yeri yapabiliriz. Bir kadın içinde bulunduğu durumu anlamıyorsa savaşamaz. Kadınlar, Doğu Kürdistan ve İran'daki tek mağdurun kendileri olmadığını gösterdi. Kadınlar özgürlükleri için ne kadar ağır bedel ödemeleri gerektiğinin bilincindeler artık. Sistem kadınların taleplerine ve umutlarına çözüm olamadığı için kadınlar da artık geleceklerini kendileri inşa etmek istiyorlar. Kadınların eylemleri son 45 yılın öfkesi ve hırsıdır" ifadelerini kullandı. 

ARTIK DÜNYA 'JIN, JIYAN, AZADÎ' DİYOR

Eylemlerin 'Jin, jiyan azadî' sloganları ile yapılmasının önemine dikkat çeken KJAR Diplomasi Sorumlusu Rozerîn Kemanger, şöyle devam etti: "Kürdistan'ın tarihinde geçmişten bu yana binlerce yıldır kadınlar toplumu yönetiyor. Kadınlar toplumun yaşam umudu haline geldi. Yaşamı korudular ve ahlakın temelini oluşturdular. Binlerce yıl sonra yine aynı sloganı haykıran kadınlar, hayatın kaynağının kadın olduğu noktasına gelmişlerdir. Şimdi "jin, jiyan, azadî"     sloganı tüm dünyada haykırılıyor. Bu üç kelimenin arkasında büyük bir felsefe var. Bu sloganlar sadece Kürdistan'da değil, tüm İran şehirlerinde hem Kürtçe, hem de Farsça olarak atıldı. 

Ulusu ne olursa olsun, ortak bir derdimiz var; o da kadınlar. Kadın özgür olmayana kadar toplum özgür değildir. Herkes kadınların özgür olmadığı takdirde toplumun da özgür olamayacağının farkına varmıştır. Kadınlar artık özsavunmalarını yapıyor, mücadele ediyor ve sistemin kurbanı olmayı reddediyor. Halk bu sistemden çok rahatsız ve bunun karşısında sessiz kalmıyor. Şimdi en önemli şey, birbirimize destek olmak. Erkek egemenliğine son vermek için kadınların öncü olması ve birbirini desteklemesi gerekir. Birbirimize destek olmazsak, yarın bir başkasına sıra gelir. Bu sistemi yıkmak için birlik olup haklarımızı almak zorundayız. Özgür bir yaşam için gerekirse canımızı feda ederiz."