Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “Onlarca yıldır cinsiyetçi ve aterkil zihniyet ile mücadele eden Kürt kadınları, KDP’nin kadın hareketine ve onun kazanımlarına dil uzatan, hakaret ve saygısızlık eden saldırılarına elbette cevap verecektir. Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu vesileyle bütün parçalardaki Kürt kadınlarını bu eril zihniyete tavır göstermeye çağırıyoruz. Hatta sadece tavır değil aktif tutum çağrısında bulunuyoruz” dedi.
KJK Koordinasyonu açıklamasında şunları belirtti:
“Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi gerek Kürt toplumu içerisinde gerekse dünyanın dört bir yanında halklara ve demokrasi hareketlerine ilham verip, yoğun ilgi ile karşılanıyor. Bunun sebebi ideolojik, politik, toplumsal ve öz savunma alanlarında kaydetmiş olduğu büyük gelişme ve mücadeledeki öncülük düzeyidir. Kürt halkının özgürlük ve statü mücadelesinin, yine DAİŞ ve TC işgaline karşı direnişinin dünya çapında biliniyor ve sahipleniyor olmasının temel nedenlerinden biri de, kadın özgürlük çizgisi ve öncülüğüdür.
Son dönemde bu çizgiye ve öncülüğe karşı KDP ve ona bağlı yapılar tarafından saldırılar geliştiriliyor. Bu saldırılar, özellikle de eşit katılım ve temsiliyetin somut ifadesi olan eşbaşkanlık sistemini hedef alıyor. Ahlak, saygı ve terbiye ölçülerinden yoksun bir dil ve içeriğe sahip söz konusu açıklamalar, KDP’ye hakim ataerkil, cinsiyetçi ve geri zihniyeti gözler önüne seriyor. Bu zihniyete göre kadınlar ancak iradesiz varlıklar olarak kabul görebilir, siyasette ve mücadelede erkeklerin belirlediği oranda yer bulabilirler.
Açık ki bu zihniyet eril ve cinsiyetçi olduğu kadar antidemokratik, özgürlük karşıtı ve baskıcıdır da. Yani toplum karşıtıdır. Zira kadın özgürlüğüne yaklaşım toplum özgürlüğüne, demokrasiye, adalete yaklaşımı da belirliyor. Bugün kadın özgürlük çizgisine ve onun öncülüğüne dil uzatan KDP, bu anlamda özgürlük ve demokrasiye susamış toplumu da baskı politikası ile susturmaya çalışıyor. Bununla birlikte KDP’nin günümüzde Kürdistan Özgürlük Hareketine karşı yürüttüğü savaş politikaları doğrudan bu zihniyetin sonucudur zira ataerkillik savaş ve şiddetten beslenir.
KÜRT KADININ DİRENİŞÇİLİĞİ TEMEL KAYNAĞIMIZDIR
Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak dünya kadınlarının mücadele mirası yanı sıra özellikle de tarihteki Kürt kadınının direnişçiliğini her zaman kendimize temel kaynak olarak ele almış, örgütlülüğümüzü kahraman Kürt kadınlarının anısına bağlılığın nişanesi olarak değerlendirmişiz. Mücadelemiz bu anlamda Besêlerden Leyla Qasimlara kadar onurlu ve direngen Kürt kadınlarından besleniyor. Dolayısıyla KDP tarafından hareketimize yönelik yapılan hakaretler elbette sadece bize değil, bütün Kürt kadınlarına karşı yapılmıştır. Hatta KDP saflarında yerini alan kadınlara karşı da yapılmıştır. Kürt toplum ölçülerine vurulduğunda utanç verici ve ayıp olarak nitelendirilmesi gereken söz konusu çirkin açıklamalar, onurlu Kürt kadınlarını değil ancak sahibini ifşa ve teşhir eder.
Eşbaşkanlık başta olmak üzere kadının yaşamın ve mücadelenin bütün alanlarına güçlü katılımı karşısında ancak gurur duyulur. Zira kadının kendi iradesine dayalı olarak eşit katılım ve temsiliyet sağladığı oranda özgürlük ve demokrasi gerçekleşebilir. Kadın iradesinin ve katılımının olmadığı yerde sadece baskı, egemenlik ve iktidarcılık olur. Yine bu zihniyetin dayandığı eril siyaset hiçbir soruna kalıcı çözüm geliştiremediği gibi, mevcut sorunları ancak ağırlaştırır. Hatırlanırsa bütün çabalara ve halkımızın büyük beklentilerine rağmen 2013 yılında Kürt Ulusal Kongre’nin gerçekleşmemesinin sebeplerinden bir tanesi de KDP lideri Mesut Barzani’nin eşbaşkanlığı kabul etmeyişiydi. Bunun anlamı, bir halkın umutlarının kişisel iktidarlara kurban edilmesidir. Bu ise erkek egemen zihniyetin ta kendisidir.
KÜRDİSTAN’IN BÜTÜN PARÇALARINDAKİ KADINLAR ERİL ZİHNİYETE TAVIR GÖSTERMELİ
Onlarca yıldır cinsiyetçi ve aterkil zihniyet ile mücadele eden Kürt kadınları, KDP’nin kadın hareketine ve onun kazanımlarına dil uzatan, hakaret ve saygısızlık eden saldırılarına elbette cevap verecektir. Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak bu vesileyle bütün parçalardaki Kürt kadınlarını bu eril zihniyete tavır göstermeye çağırıyoruz. Hatta sadece tavır değil aktif tutum çağrısında bulunuyoruz. Çünkü bu zihniyetin sahibi olan KDP bugün Kürdistan özgürlük gerillası ile savaş provoke ederek bütün bir halkın ve ülkenin kazanımlarını tehlikeye atıyor. Kadınlar olarak buna izin vermeyelim. Dört parça Kürdistan ve yurtdışındaki Kürt kadınlarına çağrımız budur. Tarihte yaptığımız gibi bugün de gücümüzü kullanıp KDP’nin savaş politikasına dur diyelim, buna engel olalım.
Engel olmanın yolu bu politika ve kirli hesaplar karşısında birlik olmaktan geçer. Ortak tavır her zamankinden daha elzemdir. Biliyoruz ki savaştan en çok kadınlar zarar görür. Bugün bütün Kürdistan parçalarından kadınların işbirlikçilik karşısında ortak tutum alması durumunda halkımız ve ülkemiz üzerindeki kirli hesapları bozabiliriz. Kadınlar olarak bu güce sahibiz. Kadınların bu gücünden korktukları için saldırılarda bulunuyorlar. Öyleyse vakit kaybetmeden, yarının geç olabileceği bilinciyle dayatılan savaşa karşı tutum alalım, birlik olalım.”