9 Ocak 2013 tarihinde Kürt kadın devrimciler Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez’in MİT tarafından Fransa’nın başkenti Paris’te katledilmesinin 10’uncu yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yapan KJK, katliamın sorumluları yargılanana kadar mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu.
KJK’nin açıklaması şöyle:
“9 Ocak 2013’te faşist TC tarafından katledilen Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşlarımızın şehadetlerinin onuncu yılına girdik. Onuncu yıl vesilesi ile başta özgürlük tanrıçamız Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşlar şahsında, 15 Ocak 1919’da faşizmin kurşunlarıyla katledilen Rosa Luxemburg’u, Silopi’de katledilen Sêvê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar ve en son 23 Aralık’ta yine Paris’te katledilen KCK Yürütme Konseyi üyemiz Evîn Goyî, değerli yurtseverimiz Abdurrahman Kızıl ve değerli sanatçımız Mîr Perwer’i saygı ve minnetle anıyoruz. Bu büyük şehitlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyor, özgür kadın ve özgür yaşam amaçlarını gerçekleştirme ve intikamlarını alma sözümüzü KJK koordinasyonu olarak yineliyoruz.
Özgürlük peşinde aşkla koşan, kadın devrimini büyük bir emekle, sevgiyle ilmek ilmek dokuyan ve bizlere çok anlamlı bir miras bırakan Saralar, Evînler, 21. yüzyılın kadın öncüleridir, bize mutlaka kadın devrimini zafere taşıma emri vermektedirler. Kadın güzelliğinin ve özünün katledilmeye, yok edilmeye çalışıldığı, kadın düşmanlığının yaşamın her anına ve mekanına sindirildiği bu çağda, onlar bize yol gösteren, bu yolda coşkuyla ve sevgiyle yürümemizi sağlayan yiğit yoldaşlarımızdır. Bu katliamların hesabını mutlaka soracak, sorumlularını açığa çıkartarak tarih ve insanlık karşısında yargılayacağız.
Her kadın şehadeti karşısında mücadele hırsımız bilenmekte, onurlu ve direnen kadın olma kimliğimiz güçlenmekte, bu anlamda örgütlenme ve mücadele kararlılığımız yükselmektedir. Bir toplumu soykırıma uğratmanın en temel yolu, o toplum içerisinde öncüleşen, geleneksel kalıpları aşarak özgürleşen kadınları kırıma uğratmaktan geçer. Bu nedenle işgalci ve sömürgeci güçler soykırıma uğratmak istedikleri halkların kadınlarını hedef olarak seçer ve önce kadınları vururlar. Bu anlamda faşizm ve sömürgecilik Kurdistan’ın her parçasında öncüleşen Kürt kadınlarını hedefleyerek Kürt soykırımına hız vermeye çalışmaktadır. Sara, Rojbin, Ronahi, Sêvê, Fatma, Pakize, Hevrin Helef, Jiyan Tolhıldan, Nagihan Akarsel, ve Evîn Goyî yoldaşlarımızı katlederek özgürleşen kadın ve özgürleşen Kürt hakikatini hedeflemektedirler.
Kurdistan Kadın Özgürlük hareketi, Sara arkadaşımızın katılımı, cesareti ve fedai kişiliği ile temelini atmış, bu sağlam temel üzerinden güçlenmiştir. Sara arkadaşımız birçok ilk’in yaratıcısı olmuş, fedaice öncülük etmiştir. Bu nedenle Önder APO “Sara’nın mücadelesi kadın özgürlük hareketinin mücadelesidir” demiştir. Nitekim ilkleri yaratan Sara yoldaşın inatçı yürüyüşü binlerce özgürleşmek isteyen kadının ayaklanmasına, bilinçlenmesine, örgütlenmesine, ordulaşmasına yol açmıştır. Evîn Goyî arkadaşımız da özgür kadın bilinçlenmesini, örgütlenmesini, komutanlaşmasını zirvede yaşayan yoldaşlarımızdandı. Otuz dört yıllık mücadele tarihinde çok büyük değerler yaratmış, bu değerleri yoldaşlarıyla, halkımızla, kadınlarla çok güçlü paylaşmıştır. İkinci Paris saldırısı ile Evin yoldaşımızın hedeflenmesi, bu nedenle kadın devrimini, özgürleşen Kürt ve kadın hakikatini yok etme amacını taşımaktadır. Yine tüm bu saldırılar aynı zamanda özgürlük hareketimizi, Önderliğimizi, özgürlük amaçlarımızı hedeflemektedir.
Halkımız, kadın mücadelesi veren dostlarımız, bu katillerin kimler olduğunu çok iyi biliyor. Her iki Paris katliamının faili faşist AKP-MHP rejimi ve MİT’tir. Birinci Paris katliamının üzeri kapatılmış, on yıldır aydınlatılmamıştır, bu nedenle de ikinci Paris katliamı gerçekleştirilmiştir. Bu soykırım ve kadın kırım saldırılarının katilleri çok açık ortadadır. Fransa devleti ikinci kez bu katliamın üzerini kapatmamalı, kesinlikle iç ve dış siyasi bağlantılarını aydınlatmalıdır. Halkımız ve dostlarımız hiçbir biçimde saldırının unutulmasına, üzerinin kapatılmasına izin vermemeli, sonuna kadar takip eden, hesap soran bir tutum ve eylemlilik içinde olmalıdır. Türk faşist devleti Kürtlere karşı soykırım savaşını dünyanın her yerine taşımakta, dağda, şehirde, Kurdistan’da, Avrupa’da her yerde savaş suçu işlemektedir. Türk faşist devleti uluslararası mahkemelerde bu işlediği savaş suçlarından dolayı yargılanmalıdır. Yargılanana kadar mücadelemizi süreklileştirmeli, büyütmeliyiz.
Avrupa’da yaşayan halkımızın, dostlarımızın, kadın yoldaşlarımızın 23 Aralık tarihinden itibaren geliştirdiği eylemler çok anlamlı ve önemli eylemlerdir. En son 7 Ocak tarihinde gerçekleşen görkemli yürüyüş bu eylemlerin zirvesi olmuştur. KJK olarak bu eylemleri selamlıyoruz. Bu yürüyüşlerimiz, mücadelemiz bir dönemle sınırlı kalmamalı, sonuç alıncaya kadar, katliamın sorumluları yargılanana kadar eylemlerimiz en güçlü bir biçimde devam etmelidir. “