Kobanê Davası'nda kadınların hedef alınması protesto edildi

Hukuk örgütleri, kadınların AKP-MHP iktidarının hedefinde olduğuna dikkat çekti, Kobanê Davası’nda yargılanan kadınlara dayanışma mesajı gönderdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD),Çağdaş Avukatlar Grubu, Adalet İçin Hukukçular, Sosyal Hukuk ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Kobanê Davası’nda kadınların mücadelesinin suçlama konusu yapılmasına ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi. Taksim’de bulunan bir otelde yapılan toplantı salonuna "Kadın mücadelesi yargılanamaz" pankartı asıldı. Toplantıya HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de katıldı.

'KADINLAR KOBANÊ DAVASI İLE SİNDİRİLMEK İSTENİYOR'

Kurumlar adına ortak basın metnini okuyan ÖHD üyesi Avukat Eylem Arzu Kaya, "Türkiye’de uzun süredir kadına karşı şiddet, sömürü, eşitsizlik uygulamalarına karşı mücadele eden ve her türlü konuda kadınlarla dayanışan kurumlar yargı eli ile baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Kadın kurumları kapatılmakta, kadın mücadelesi verenler tutuklanmakta ve yargı baskısıyla karşı karşıya bırakılmaktadır" diye belirtti.
Kadınlara yönelik baskılardan birinin de Kobane Davası’nda gerçekleştiğini ifade eden Kaya, şöyle devam etti: "Kadın mücadelesinde yer alan kişiler başkaca yargılamalarda olduğu bu davada da, yargı eli ile devlet şiddeti uygulanarak sindirilmeye çalışılmaktadır. 6 senedir süren bir soruşturmada herhangi bir gözaltı işlemi uygulanmamışken, dosyada bir anda gizlilik kararı alınmış ve bir siyasi operasyon ile toplu olarak birçok kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınıp tutuklananlar arasında; kadın mücadelesi yürüten, kadın hakları aktivistliği yapan birçok kadın bulunmaktadır. Kadınların cins kimlikleri, siyasi görüşleri, mitinglerde ve meclis kürsüsünde kadınlarla ilgili yaptıkları konuşmalar yargılamanın, tutuklamanın gerekçesi yapılmış durumdadır. Kadınların siyasete katılımının güvencesi olan eşbaşkanlık sistemimiz yargılanmaktadır."
Ardından söz alan ÖHD üyesi Avukat Ezgi Güngördü, kadınlara yönelik suçlamaların kasti olduğunu söyledi. Güngördü, 29 Kasım’da görülecek duruşma için tüm hukukçuları dayanışmaya davet etti.

 'KADINLAR ÖZGÜRLEŞENE KADAR...'

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Eşbaşkanı Gülseren Yoleri, kadınların her alanda çeşitli şekillerde şiddete maruz kaldığını belirterek, “Aysel Tuğluk, uzun yıllar mücadelesini aktif bir şekilde sürdürdü. Bugün bir siyasi rehine olarak tutukluluğu sürdürülüyor. Yakalandığı bir hastalık var ve Kocaeli Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hapishanede kalamaz raporuna rağmen serbest bırakılmamakta. Şiddet sadece yargılayıp tutuklamakla sınırlanmamış bu şekilde de cezalandırılmaya çalışılıyor. Bu uygulamalar devam ettiği sürece bizim de karşı çıkışlarımız devam edecek. Kadınlar özgürleşinceye kadar bu mücadele devam edecek" diye belirtti.
Adalet İçin Hukukçular üyesi Avukat Yelda Koçak, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı çıkıldığını söyleyerek söze başladı. Kadınlar sokak ortasında samuray kılıcıyla katledilirken iktidarın kadına yönelik şiddete mücadele için milyonların sesi olan kadın siyasetçileri de yargı yoluyla cezalandırmaya çalıştığını vurgulayan, Koçak, "Adalet mücadelesi yürütmek suç değildir” dedi.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Yağmur Kavak da “HDP özelindeki baskı politikalarını ve HDP'li kadın siyasetçilere yönelik bilinçli siyaseti ve saldırıları tesadüfi görmüyoruz. 25 Kasım’da sokaklarda kadınlara saldıran polis şiddetiyle HDP'li kadın siyasetçilere yönelik şiddetin tamamen aynı ayaktan ilerlediğini düşünüyoruz. HDP'li kadınlarla, birlikte yürüyoruz” ifadesinde bulundu.

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Çağdaş Avukatlar Grubu üyesi İlke Çandırbay, erkek egemen sistemin kadınları engellemeye çalıştığını söyledi. Kadın siyasetçilerin sayısının arttığını aktaran Çandır "Kobane davasında yargılanan kadın mücadelesidir. Biz avukatlar olarak yargılanmak istenenin kadın temsiliyeti olduğunu vurgulayarak dayanışmaya davet ediyoruz" diye belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, asıl meselenin kadın özgürlük mücadelesinin gücü, dinamiği ve hiçbir zaman meydanlardan, siyasetten çekilmemiş olan kadınlar olduğunu ifade etti. Gülüm , “Kurumları kapatmalarına, sokakları, meydanları yasaklamasına rağmen feministler olarak asla sokaklardan, meydanlardan, meclislerden çekilmedik, kendi sözümüzü kendimiz söyleyeceğiz. Tam da bundan korktuğu için iktidarlar, tüm dünyada yükselen kadın mücadelesine dönük saldırılar gerçekleştirdi. 25 Kasım eylemine nasıl saldırıyorlarsa aynı mantıkla yargı eliyle de kadınların siyasette yer almasını engellemek için baskı uyguluyor. Leyla Güven Kürt kadın özgürlük hareketinde yer aldığı için 22 yıl gibi bir ceza verildi. Dün de yine talimatlı yargı eliyle 5 yıl gibi bir cezayla karşı karşıya kaldı. Bunun hukuki bir karşılığı olmadığını biliyoruz. İktidar yargı ile Leyla Güven’i susturmaya çalışıyor. Ama şunu bilsinler hiçbir kadın arkadaşımız susmayacak ve mücadelede ısrarlı, kararlı olacak" şeklinde konuştu.