Kürt kadınlarına yönelik saldırıların özeti: Çaresizlik
Kürt kadınlara yönelik saldırılarına her gün bir yenisini ekleyen Türk devletine, Kürt kadınlarının cevabı ise ‘direniş’ oluyor.
Kürt kadınlara yönelik saldırılarına her gün bir yenisini ekleyen Türk devletine, Kürt kadınlarının cevabı ise ‘direniş’ oluyor.
Amed merkezli yürütülen başta Rosa ve TJA olmak üzere bütün Kürt kadın kurumlarını hedef alan siyasi soykırım operasyonları Türkiye siyasi tarihinde bir ilk değil. Dört parçaya bölünmüş Kürdistan topraklarının her parçasında Kürt kadın özgürlük mücadelesine dönük saldırılar sistematik olarak devam ediyor. Tarih sürekli kendisini tekrar edip dururken, her yitirilen kadın ardından binlercesini getirdi. Kısaca bir hatırlatma yaparsak eğer bugün Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da Kürt kadınlarına yönelik siyasi baskıların başta Kürt kimliğine ve sonrasında da kadın kimliğine yönelik olduğunu görebiliyoruz.
LEYLA QASİM’DAN BUGÜNE DİRENİŞ
On binlerce Kürdün katili Saddam Hüseyin’in verdiği kararla idam edilen Leyla Qasim, Kürdistan özgürlük mücadelesine katılmasını, "Kadınların da vatan için mücadele edebileceğini ve canını feda edebileceğini göstermek istedim" sözleriyle anlatır. Celladının gözlerinin içine bakarak Kürt milli marşı "Ey Reqib"i (Hey Düşman) okuyan Leyla Qasim ve 4 arkadaşı, Kürdistan şehitleri kervanına 12 Mayıs 1972’de katıldı. Aradan geçen on yıllara rağmen Leyla Qasim’ın direnişi hala Kürt kadınları için başat bir rol.
KORKU, ÇARESİZLİK…
Kadınların direnişine dönük saldırılar yarım asır yıl önce de bugün de Kürdistan’ın her yanında. Her fırsatta kendisine bir tehdit olarak gördüğü Kürt kadınlarına yönelik saldırılarını dönem dönem farklı yöntemlerle sergileyen Türk devleti, bugün bütün hukuki ve insani değerleri çiğneyerek ilerliyor. AKP döneminden önce de bu saldırılar alenen uygulanırken yaşadığımız şu süreçte işkence yapmakla övünen ve tehditler savuran hükümetin korkusu ortada.
Paris’in orta yerinde Sakine, Fidan ve Leyla’nın katledilmesi gibi, birbirinden kilometrelerce uzakta olan ama kalplerinde Kürdistan özgürlük mücadelesini barındıran Zehra Berkel, Hebun Mele Xelil, Emine Muhemmed Weysi… Kongreya Starlı öncü kadınlar da hedef gözetilerek vuruldu.
KÜRT KADININA SİYASİ DARBE
Saldırıların siyasi ayağında ise milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının önünü açan yasa değişikliği 8 Haziran 2016'da yürürlüğe girdiği günden bugüne toplam HDP'den 13 milletvekilinin vekilliği düşürüldü. Sabahat Tuncel, Gültan Kışanak, Selma Irmak, Figen Yüksekdağ, Gülser Yıldırım, Çağlar Demirel, Aysel Tuğluk, Edibe Şahin ve Nurhayat Altun tutuklandı.
Birçok ülkede Kürt kadınları kaybedilmeye, itibarsızlaştırılmaya, kadın mücadelesi zayıflatılmaya çalışılıyor. Kimi yerlerde kadınlar gözaltı ve işkence ile yıldırılmaya çalışılıyor. Amed’de Kürt kadın siyasetçilerine yönelik siyasi soykırım operasyonları sonucu gözaltına alınan TJA aktivisti Sevil Rojbin Çetin, iktidarın faşist ve insanlık dışı saldırıları sonucu işkenceye maruz kaldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) faaliyetlerine katılan, DTK bünyesindeki kuruluşlarda görev alan kişilere yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 26 Haziran tarihinde ev baskınları yapıldı. Ev baskınlarında aralarında sivil toplum örgütleri üyeleri, DTK Divan üyeleri, TJA aktivistileri, Rosa Kadın Derneği üyesi, Barış Anneleri Makbule Özbek, ev hapsinde bulunan ve yerine kayyum atanan Silvan Belediyesi Eşbaşkanı Naşide Toprak’ın bulunduğu 23 kişi tutuklandı.