Kürdistan’da üniformalı şiddeti – I
Kürdistan’da askeri ve siyasi kırıma paralel olarak sosyal kırım politikalarından biri olan Kürt kadınları üzerindeki üniformalı şiddeti ve cinsel saldırı da sürüyor.
Kürdistan’da askeri ve siyasi kırıma paralel olarak sosyal kırım politikalarından biri olan Kürt kadınları üzerindeki üniformalı şiddeti ve cinsel saldırı da sürüyor.
Türk devletinin Kürdistan’da, toplumsal dejenerasyonu hedefleyen, kirli ve özel savaş politikaları artarak devam ediyor.
Öz yönetim direnişlerinde ideolojik yenilgi yaşayan Türk devleti, kültürel asimilasyon ve ahlaki yozlaşma politikalarını Kuzey Kürdistan’da yeniden devreye soktu.
Asker, polis, korucu, bekçi, gardiyan ve benzeri devlet görevlisi üniformalılar, özellikle Kürt gençlerini fuhuş ve uyuşturucu bataklığına çekerek, genç kadınları ise “aşk, sevgi, evlilik” vaatleri ile düşürmeye çalışıyor.
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) 2021’de hazırladığı rapora göre; yıl içinde 75 kadın, üniformalıların cinsel saldırısı ve şiddeti nedeniyle başvuruda bulundu.
Kürdistan’da yaşayan genç kadınları sanal medya aracılığıyla takip ederek taciz eden üniformalılar, bir karşılık alamadıklarında ise kadınları, ailelerine duyuracakları konusunda tehdit ederek ilişkiye zorluyor. Savaş bölgelerinde kadınlar ve çocuklar üzerinden sürdürülen bu kirli savaş politikaları Kürdistan’da 90’lardan bu yana sürdürülüyor. Tüm bunlar kamuoyunun gözü önünde olmasına rağmen faillerin cezasız bırakılması da bunun bir özel savaş pratiği olduğunun en büyük ispatı.
DEVLETİN ÜNİFORMALI TECAVÜZCÜSÜ
Uzman Çavuş Musa Orhan, 18 yaşındaki İpek Er ile sanal medyada tanışarak taciz ve cinsel saldırıda bulundu. Er, Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihar etti. İntihar etmeden önce arkasında bıraktığı mektubunda cinsel saldırıyı detaylı bir şekilde anlatan Er’i, 20 gün boyunca alıkoyan fail Musa Orhan hakkında "nitelikli cinsel saldırı" suçundan soruşturma başlatıldı. Fakat 17 Haziran'da çıkarıldığı mahkemede "adli kontrol" şartıyla serbest bırakıldı. Mahkemelerde çelişkili ifadeler veren Musa Orhan, kamuoyunun tepkisi üzerine açığa alındı. Duruşmalara SEGBİS'le bağlanan fail Musa Orhan'ın avukatı ise İpek Er’in babasını, “kızına sahip çıkamamakla” suçlayarak ağır ithamlarda bulundu.
MERVE A.’NIN “ŞÜPHELİ” ÖLÜMÜ
Bingöl’ün Ulubağ Mahallesi'nde 18 yaşındaki Merve A. isimli kadın, 31 Ocak 2021’de günlük kiralanan pansiyonda “şüpheli” bir şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu. Her ne kadar intihar ettiği ileri sürülse de Merve, yaşamını yitirmeden önce halasını arayarak, bir uzman çavuş ile kaçtığını ve Manisa’ya gideceklerini söylemişti. Merve A.’nın ailesi kendisine ulaşamayınca polisi aramış ve kayıp ilanı vermişti. Emniyet’in kayıtlarına düşmesine ve Merve A.’nın pansiyona giriş görüntüleri olmasına rağmen ailesine herhangi bir bilgi verilmemişti. Ailesinin yanına geri döndüğü öğrenilen Merve A., döndükten kısa bir süre sonra intihar ettiği öne sürülerek “şüpheli” bir şekilde hayatını kaybetti.
EVLENMEYE ZORLANARAK KATLEDİLDİ
Korucu Aslan Karakaş, 4 Şubat 2021’de Amed’in Bismil ilçesinde, 16 yaşındaki akrabası Emine Karakaş’ı kuma olmaya ikna etmeye çalışarak evlenmeye zorladı ve kabul etmediği için de silahla katletti. Aslan Karakaş ve ona yardım eden ablası Münevver Karakaş’ın yargılandığı dava da Emine Karakaş’ın ailesi, Aslan Karakaş’ın evli, 7 çocuk babası ve 37 yaşında olduğunu, Emine’nin ise daha çok küçük olduğunu ve başka birini sevdiğini belirtti. Tutuklu yargılanan failin en ağır cezayı almasını isteyen aile, kızlarının öldürülmesinin ardından Amed’den İzmir’e göç etti.
FAİL JİTEM İTİRAFÇISI
Amed’in Eğil ilçesinde korucu başı ve JİTEM itirafçısı Murat İpek, 21 yaşındaki Aleyna Avcı’yı ateşli silahla ağır yaraladı. Olayın ardından fail, jandarmada ifade verdiğini ve somut bir delil olmadığı için dosyanın kapatıldığını söyledi.
KORUCULARIN CİNSEL SALDIRISI
Mardin'in Savur ilçesine bağlı bir mahallede bir kadına cinsel saldırıda bulunan korucular H.B. ve R.Ç., kadının şikayeti üzerine gözaltına alındı, jandarmadaki ifadelerinin ardından savcılık talimatı ile serbest bırakıldı.
UZMAN ÇAVUŞ VE KARDEŞİNİN ZULMÜ
Êlih’in Kozluk ilçesinde Zeynep Sevim, evli olduğu erkek ve uzman çavuş olan kardeşi tarafından işkenceye ve tehdide maruz bırakıldı. Uzman çavuş, Sevim’in evini basarak, “Biz buraya kan dökmeye geldik, devlet biziz” diyerek tehdit etti ama serbest bırakıldı. Jinnews’in haberine göre; Zeynep iki kere evi terk etmiş ve ailesinin evine gitmişti. Her ikisinde de evli olduğu kişi olan Samet Aktaş gelip özür dileyerek, tekrarlanmayacağını söyleyip Zeynep’i ikna etmiş ve eve geri götürmüştü. Ahıra kapatıp elini kolunu bağlamışlar ama daha sonra Zeynep, bir yolunu bulup tekrar kaçmıştı. Samet Aktaş, Kütahya Tavşanlı Karakol Komutanlığı’nda görevli uzman çavuş Cevat Aktaş ve babası Zeynep’in ailesini telefonla arayarak defalarca ölümle tehdit etmiş ve evlerini basmıştı.
HALKIN TEPKİSİ BİR KATLİAMI ÖNLEDİ
Dersim’de iki uzman çavuş, 20 Mayıs 2021’de canlı bomba olduğunu iddia ettikleri Fidan Yıldırım adlı kadının başına silahlarını dayayıp darp etti. Uzman çavuşların havaya ateş açması üzerine yüzlerce kişi olay yerine toplanarak tepkilerini dile getirdi ve halkın tepkisi sonucu Fidan Yıldırım bırakıldı. Uzman çavuşlar hakkında soruşturma başlatıldı fakat ceza almadılar.
ÖZEL SAVAŞIN PARÇASI
Kürdistan’da kadına yönelik şiddetteki artış, aynı zamanda kadına yönelik özel savaş politikalarının bir parçasıdır. Türkiye’de ‘makul kadın’ yaratılmak istenirken, Kürdistan’da Türk devletinin savaşı, kadın bedeni üzerinden de yürütülüyor. En eski savaş taktiklerinden biri olan taciz, tecavüz, cinsel saldırı 90’lı yıllardan bu yana, farklı iktidarlar gelse de değişmedi, her zaman sürdürüldü. Kadınlar, şiddete uğrarken, sokak ortasında katledilirken, cinsel saldırılara maruz bırakılırken, devlet kadını değil, her zaman failleri korumaya devam etmiştir.
Yarın: Rosa Kadın Derneği Adalet Kaya’nın üniformalı şiddeti ve cinsel saldırılarına ilişkin değerlendirmeleri