Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı kadınları adına yazılan mektupta, içerisinden geçilen sürecin sıradan olmadığı ve Kürtler açısından önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Maxmurlu kadınlar, “Biz Kürt halkı olarak, ve özellikle de Kürt kadınları olarak, Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmeye çalışıldığı bir dönemde Kürt halkının çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundayız” dedi.

100 yıl önce çizilen yapay sınırları hatırlatan kadınlar, “Geçen yüzyıl içerisinde Kürt halkı olarak ağır bedeller ödedik, özellikle de Kürt kadınları olarak çok büyük zorluklara tanıklık ettik” diye belirtti.

İşgalcilerin Kürdistan’ın dört bir yanından imha için tüm gücünü seferber ettiğine dikkat çeken Maxmurlu kadınlar, “Türk devleti ve Kürdistan’daki tüm işgalcilerin amacı sadece PKK’ye karşı savaş yürütmek değil, temel amaçları PKK ve gerilla güçleri değil, esas amaçları Kürt halkının ortadan kaldırılmasıdır” dedi.

Türk devletinin Güney Kürdistan’daki bağımsızlık referandumuna karşı aldığı tutumu, Kuzey Kürdistan’daki katliamları ve Saddam rejiminin katlettiği yüzbinlerce Kürdü hatırlatan Maxmurlu kadınlar, “İran rejimi de günümüze kadar Kürtleri asmaya devam ediyor” dedi.

Mektupta, “Kürt halkının başına gelenlerin, Kürtlerin kahramanlığının az oluşundan kaynaklanmadığını biliyoruz, Kürt halkı kahramanlık dolu bir tarihe sahiptir. Ancak bir ulus olarak birlik olmayı, Kürt ulusunun temellerinin atılması üzerinde birlikte çalışma ve siyaset yürütmeyi başaramadık” denildi.

Maxmur sakinleri olarak faşist Türk devletinin zulmüne çok tanıklık ettiklerinin altını çizen kadınlar, kamp üzerinde 10 aydır uygulanan ambargoyu ve bu ambargonun yol açtığı zorlukları da hatırlattı.

Mevcut durumda faşist Türk devletinin tüm Güney Kürdistan’ı işgal etmek istediğini vurgulayan kadınlar, “Türk devletinin niyetinin Türkiye sınırlarını genişletmek olduğunu, hepimiz biliyoruz” diye belirtti.

Bu nedenle tüm Kürt halkı ile siyasi ve toplumsal etkiye sahip siyasi güçlere çağrıda bulunan Maxmurlu Kadınlar, şu mesajı verdi: “Bir kez daha ülkemiz Kürdistan, binlerce yıllık işgal alanı olmamalı (...) Biz kadınların Kürt halkı ve siyasi güçlerinden umudu ve beklentisi şudur: Kürtler arası birlik ile işgalciliğin önünü alalım ve Kürt halkını özgür kimlik sahibi yapalım. Kürt halkının birliği için yapılan tüm çağrıları görün ve bu çağrılara göre hareket edin.”

Kürt kadınlarının bu yönlü çağrısına KCK’den olumlu yanıt geldiğine dikkat çeken Maxmurlu kadınlar, ancak bir çok siyasi Kürt partisi ve gücünden herhangi bir ses çıkmadığını belirtti.

Tüm siyasi ve toplumsal güçleri Kürt halkının çıkarları temelinde bir araya gelmeye ve Kürdistan topraklarını işgalcilerden kurtarmaya çağıran kadınlar, şöyle noktaladı:

“Çok iyi biliyor ki, bizi işgalcilik ve ölümden kurtaracak olan ve bizi sevindirecek olan Kürt halkının birliği ve özgürlüğünün güvenceye alınmasıdır. Atalarımızın hayalleri ve çocuklarımızın umudu özgür ve birliğini sağlamış bir Kürdistan’dır. Kürt halkının birliği ile bu mümkündür ve bunu başarmak bizim elimizdedir (...) Artık Kürt kadınları ve anaları olarak çocuklarımızın ittifaksızlık ve birlik olamayışımızdan dolayı katledilmelerini istemiyoruz. Kürt birdir, Kürdistan birdir”