Kadın Komünarlar Birliği ve Kadın Özgürlük Gücü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla ortak bir yazılı açıklama yaptı. Kadınların yıllardır sürdürdükleri isyanı ilmek ilmek tüm coğrafyaya yaydıklarına vurgu yapılan açıklamada, “Gelişen kadın mücadelesi şiddet, işsizlik, cinsel saldırı, cinsiyetçi yasa ve yaptırımlara karşı direnmeye devam ediyor. Direniş büyüyor, örgütlü erkek egemenliğe karşı Türkiye'den, Polonya'dan, Rojava'dan, Arjantin'e isyan eden kadınların sesi dünyayı sarmalıyor. Kadınlar yaşam haklarına, kazanımlarına, bedenlerine yönelik artan saldırılara karşı kuşandıkları isyanla Mirabel Kardeşler'in direngenliğini sokaklarda, evlerde bulundukları her yerde yeniden büyütüyorlar” denildi.
“Dominik Cumhuriyeti'nde Trujillo'ya karşı direnen Mirabeller, Şili'de Pinera’ya karşı Daniella Carassco, Türkiye’de Erdoğan faşizmine karşı Aynurlar olarak çıkıyorlar” denilen açılamada, Kadınlar Rojava'da hayatı yeniden kuruyor, Polonya'da sokakları ateşe veriyor, Fransa'da grev yapıyor, İstanbul'da işsizliğe, Ordu'da santrallere karşı direniyorlar” denildi.
‘KADINLARIN TÜM HAKLARI SALDIRI ALTINA ALINIYOR’
Dünyanın hemen her yerinde sürmekte olan savaş, çatışma ve krizler neticesinde büyüyen ezilenler isyanının en büyük dinamiklerinden birinin kadınlar olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Erkek egemen saldırılar tüm bu gerilimlerin etkisiyle keskinleşerek artıyor. Haberlere yansıyan ve buz dağının görünen kısmı olarak nitelendireceğimiz oranlara sahip erkek şiddet verileri, erkek egemen devlet politikaları ve baskı kadınları bir bütün olarak kuşatıyor. Bugünün emperyalist kapitalist dünyasında kadınlar yaşamın her alanında erkek şiddetinin farklı biçimlerine maruz kalıyorlar. Emperyalist kapitalizmin içine girdiği yapısal krizin derinleşmesiyle birlikte kadın emeği üzerindeki sömürü ve erkek denetimi yoğunlaşıyor. Krizden çıkışın temel reçetesi olarak öne sürülen ucuz iş gücü ihtiyacı kadın emeğiyle karşılanmak isteniyor. Krizlerin diğer sonuçları olarak ortaya çıkan yoksulluk, açlık, savaş buna bağlı olarak göç, muhafazakarlık gibi baskılarla kadınların tüm hakları saldırı altına alınıyor” denildi.
‘ROJAVA İSYANA DÜNYA ÇAPINDA EV SAHİPLİĞİ YAPTI’
“Patriyarkal kapitalizme karşı süren kadın isyanının dinmeyen bir kararlılıkla sürdürülmesi ve isyanın yarattığı enerji, sadece Rojava'da, Latin Amerika'da değil diğer kadınlara ve dünya halklarına, faşizme ve erkek egemenliğine karşı kendi savaşlarını yükseltmede ilham kaynağı oluyor” diye devam eden açıklamada şunlar belirtildi: “Yaşanan tüm direnişler egemenler, faşist diktatörler ve emperyalist saldırılar karşısında yaratıcı pratikler, deneyimler sunarak her isyan bir diğerini körüklemeye devam ediyor. 21. yüzyılda ezilenlerin isyanına dünya çapında ev sahipliği yapan Rojava, dünyadaki tüm isyancıların sömürüye karşı dinmeyen öfkesinin, kadın öncülüğünün tarihsel motivasyonu, simgesini oluşturdu. Kadın kurtuluş mücadelesi açısından oldukça önemli kazanımlar elde edildi. Kobanê, Efrîn ve Serêkaniyê başta olmak üzere kadın öncülüğünde yürütülen savaş tüm kadınlara cesaret verdi. Şimdi bu cesareti, Mirabellerin mirasıyla, Rosa'nın, Kruspkaya'nın, Aynur'un mirasıyla harmanlamak erkek egemenliğin karşısına koşulsuz bir militanlıkla çıkmak gerekiyor.”
‘FAŞİZMİ YIKACAĞIZ’
Erkek egemen devlet ve patriyarkal kapitalistlerin kendisine biat etmeyen kadınlara karşı katliam kardeşliğini örgütlediğine dikkat çekilen açıklamada, “Erkek egemenliğin en güçlü temsilcisi olarak AKP-MHP faşizmi aileyi güçlendirme, kürtajı engelleme, LGBTİ+ onur yürüyüşlerini yasaklama, Kürt kadın derneklerine kayyum atama, boşanmaları zorlaştırarak nafaka hakkını gasp etme, tecavüz faillerini aklama ve koruma gibi saldırılarını arttırarak devam ettiriyor. Aynı zamanda işçi sınıfına yönelik kıdem tazminatından grev hakkına değin tüm kazanımları gasp ediyor. İktidarın girdiği ekonomik krizin acı reçetesi kadınlara, işçilere ve ezilenlere ödetilmek isteniyor. İktidarın kadın düşmanı politikaları ve saldırılara karşı, faşizme karşı, erkek egemenliğine karşı, kadınların birleşik mücadelesini örgütlemeli, erkek egemenliğini ve faşizmi yıkacak olan birleşik devrim mücadelesini yükseltmeliyiz. Bu temelde ‘Kadın Özgürlük Mücadelesi Kazanacak, Faşizm Yıkılacak’ devrimci hamlesine katılmalı ve güçlendirmeliyiz.
‘DİRENEREK ÖĞRENDİK’
Tarihte hiçbir isyan yok ki yerinde sayarak, mevzi başında bekleyerek kazanılmış. Kadınların yıllardır mayalayarak ilerlettikleri direnişlerini atağını örgütlemeli, ilerletmeliyiz. Direnerek öğrendik, cesaretlendik. Meksika'da yanan adalet sarayının dumanını Ankara'dan, İstanbul'dan görüyoruz. Bu ateş saraylarınızı, kadınlara işkence ettiğiniz karakollarınızı, kadın tutsaklara zulüm ettiğiniz hapis duvarlarınızı, kadın katillerine ödül mahiyetinde göstermelik cezalar verdiğiniz mahkemelerinizi, televizyonlarınızı yakacak” denildi.