Newaya Jin’ın Kasım Sayısı ‘Devrimin fitili ateşlenmiştir’ manşetiyle çıktı.

PAJK Koordinasyon Üyesi ve gazetenin yazarı Ronahî Serhad, tecrit ve kadın direnişinin yanı sıra gündemdeki birçok konuyu Kasım Sayısı’nda değerlendirdi. Serhad, ‘kadınlar zamanın ruhunu yaşıyor’ tespitini yaptı. İran’da yaşanan toplumsal isyanı, tarihi yeni bir dönemin başlangıcı olarak niteleyen Ronahî Serhad, devrimci dalganın dipten harekete geçtiğini ifade etti.

Türk sömürgeciliğinin saldırılarına geçit vermeyen Kürdistan gerillasının direnişine de dikkat çeken Ronahî Serhad, bu savaşı ataerkilliğe, sömürgeciliğe, faşizme, kapitalizm vahşetine karşı kadınların, halkların haklarını savunma, doğayı, insanlığın temel değerlerini savunma savaşı olarak tanımladı.

45. YIL MANİFESTOSU: JIN JIYAN AZADÎ

PKK’nin 45. Kuruluş yıl dönümüne ilişkin analiz yazısını kaleme alan Dilzar Dilok, PKK’nin 44 yıllık özgürlük tarihi ile, soykırımcıların yaratmaya çalıştığı akışı tersine çevirdiğini hatırlattı. “PKK’nin kök hücresindeki özgürlük, onun bugüne kadar varlığını sürdürmesinin temel kaynağıdır. Bugün PKK olarak dünyadaki tüm hareketlerden farkımız kadın özgürlükçü paradigmamızdır” hatırlatmasını yapan Dilzar Dilok, Kürdistan’dan evrene yayılan Jin Jiyan Azadî ilkesinin, tüm dünya insanlığının ortak arayışı, istemi, dileği ve amacı olduğunu belirtti.

Yeni sayıdsa Dilzar Dilok’un, 4 Ekim’de Süleymaniye’de Türk istihbaratı tarafından katledilen Nagihan Akarsel’in anısına yazdığı “Ansızın” başlıklı şiir de yer aldı.

KOMPLONUN ARDINDAKİ POLİTİK ZİHNİYETİ ANLAMAK

Kasım sayısında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Komplo ve İmralı Sistemi’ne ilişkin değerlendirmelerine de yer verildi. Abdullah Öcalan’ın, “Benim şahsımda PKK’nin ve Özgürlük hareketinin bitirilişini sağlamak istiyorlardı” tespitinin yer aldığı değerlendirmede şu yoruma yer verildi:

“Cezaevi uygulamaları, AİHM ve AB’nin tüm yaklaşımları bu ana amaçla bağlantılıydı. Benden arındırılmış bir Kürt hareketi aranıyordu. İğdiş edilmiş, efendilerinin hizmetinde olan geleneksel işbirlikçiliğin modern bir versiyonu oluşturulmak isteniyordu. Özellikle ABD ve AB’nin uzun vadeli çalışmaları bu doğrultudaydı. İmralı sürecinden beklenen esas sonuç buydu; üzerinde çokça çalışılan ve ustaca uygulanmak istenen plan buydu.

DOKUDUĞUN HER FİKİR YAŞAM BULDU

Nagihan Akarsel’in mücadele yaşamı, fikirleri, düşleri, arayışlarına ilişkin anlatı yazıları ise Elif Kaya, Hêja Zerya ve Berîtan Zagros tarafından kaleme alındı.

Elif Kaya, Nagihan Akarsel’in “dokunduğu, ruh verdiği, hayalini kurduğu her fikrin gelişip, yaşam bulduğu”nu hatırlatırken, Hêja Zerya ise Akarsel’in jineolojîyi tanımlayan bilge kadın onuruna eriştiğini belirtti. Berîtan Zagros, suikaste verilecek en doğru cevabın özgürlük mücadelesi ile jineolojî çalışmalarını büyütmek olduğunu belirtti.

YAŞANAN, HER AÇIDAN BİR DEVRİMDİR

Rojhilatê Kurdistan ile İran’da yaşanan halk isyanını yorumlayan Çimen Aras ile Nûjiyan Amed, yaşananın her açıdan devrim olduğunu ifade etti.

Türkiye’de kadın yaşamlarına ve kazanımlarına yönelik devlet/erkek saldırılarını hatırlatan Roza Metîna, kadınların Nagihan ve Jînalar’ın mücadele ruhuyla 25 Kasım alanlarına akacağını vurguladı.

PLIRİFEMİNİZMİN MAYASI KURDİSTAN

8-10 Ekim tarihleri arasında Arjantin’in San Luis bölgesinde gerçekleştirilen ve Kürt Kadın Hareketi’nin de yer aldığı 35. Plurynacional Kadın Buluşması’nın verdiği mesajları Dilber Aydın aktardı.

KADININ SANATSAL YOLCULUĞU

Sanatın geçmişi, bugünü ve geleceğini Kürtçe olarak yorumlayan sanatçı Devrim Demir, kadının bu alandaki varlık mücadelesinin hatırlatmasını yapıyor. Sayısız kadın sanatçının zulme karşı mücadele ettiğini anımsatan Devrim Demir, günümüzde de sanatçı kadınların sanat alanının dışına itilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

AĞAÇLARIMIZ YAŞAMIMIZDIR

Ekoloji gündemini yorumlayan Deniz Bilgin ise, ağacın sırrından Hayat Ağacı kültü’ne, doğayla kurulan bağ’dan Zagroslar’da yaşayan ruhlara ve Toprak Ana’ya kadar doğa ve yaşamlarımız ile ilintili birçok başlığa temas ediyor.

PROSFYGIKA TOPLULUĞU

Atina’da, bir anarşist kolektif tarafından konfederal bir topluluk inşaası için yaklaşık 10 senedir ev ev işgal edilen Prosfygika (mülteci evleri) mahallesine dair haber dosyayı ise Omedya Welat hazırladı.

Çeşitli milliyetlerden mültecilerin barındığı mahallenin kapıları ezilen, sömürülen bütün katmanlardan her insana açık. Kendi aralarında dayanışma içerisinde olan topluluğun kadın üyeleri özerk bir örgütlenmeyi hedefliyor.