Serhad: Raperîn Amed’in mirasını sürekli yaşatacağız
Raperîn Amed’in 30 yıllık mücadele hayatında birçok alanda büyük bir emeğin sahibi olduğunu belirten PAJK Meclis Üyesi Ronahî Serhad “Raperîn arkadaşın bu mirasını sürekli yaşatacağız” dedi.
Raperîn Amed’in 30 yıllık mücadele hayatında birçok alanda büyük bir emeğin sahibi olduğunu belirten PAJK Meclis Üyesi Ronahî Serhad “Raperîn arkadaşın bu mirasını sürekli yaşatacağız” dedi.
Geçtiğimiz günlerde şehadeti açıklanan Kurdistan kadın özgürlük hareketinin öncü kadrolarından Raperîn Amed'e (Delal Azizoğlu) ilişkin PAJK Meclis Üyesi Ronahî Serhad ANF’ye değerlendirmelerde bulundu. Raperîn Amed’in şahsında bütün devrim şehitlerini anarak sözleriyle başlayan Ronahî Serhat, “Raperîn arkadaşımız üç yoldaşıyla birlikte 2022’de alçakça bir saldırıda şehit düşmüştür” dedi.
Şehit Raperîn Amed’i 2000 yılında Avrupa’da tanıdığını hatırlatan Ronahî Serhad, o yıllarda Raperîn Amed’in Avrupa’da oynadığı role ve yürüttüğü çalışmalara ilişkin şu hususları belirtti: “Raperîn arkadaş Avrupa’ya geldiğinde 1998’da düğmeye basılan Uluslararası Komplo’nun üzerinden iki yıl geçmişti, bu konu hem partimiz hem halkımızın geleceği hem de kadın özgürlük mücadelesi açısından çok can alıcı bir konuydu. Raperîn arkadaş da o dönemde kadına öncülük etme göreviyle görevlendirilmişti.”
HALK VE KADINLARLA DOĞAL BİR İLİŞKİYİ KURDU
Raperîn Amed’in Avrupa’da kaldığı süreçte başarılı bir biçimde hem halk arasında hem de kadınlar arasında öncü rolünü oynadığını ve çalışmalarını başarılı bir biçimde yürüttüğüne vurgu yapan Ronahî Serhad şöyle konuştu: Her ne kadar Avrupa’da kalmak istemezse de Uluslararası Komplo’nun tezgahlandığı yer olduğu için komploya karşı Avrupa’yı bir mücadele sahasına, bir hesap sorma alanına dönüştürmek istiyordu. Raperîn arkadaş bu mücadelenin yürütülmesinde kendi tarzını oturtturdu.”
Raperîn Amed’in tarz ve yönteminin “Apocu bir milat nasıl katılmalı, nasıl yaşamalı?” sorusu temelinde olduğunu ifade eden Ronahî Serhad devamla şu hususlara vurgu yaptı: “O Apocu çizgide partiyi temsil etmedeki netliğini kendi kişiliğiyle bütünleştirmişti. Kısa bir sürede halkla ve kadınlarla samimi, dürüst ve doğal bir ilişkiyi kurdu. Zaten Raperîn arkadaşın dikkat çeken özelliği şuydu; Partinin resmi görevlisi olup olmaması onun için öyle çok da öne çıkan bir durum değildi. Zaten PKK’leşmenin kendisi doğal olmaktır, Raper arkadaş bunu başarılı biçimde içselleştirmişti. Bundan dolayı özellikle çalışması sahası olan Almanya’da sürekli aranan, sorulan bir arkadaştı.”
PKK’Yİ YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARINDA YER ALDI
Raperîn Amed’in Avrupa’dan döndükten sonra Bakûr (Kuzey Kurdistan)’da gerillacılık yapma ve döneme öncülük etme konusunda ısrarının bulunduğunu hatırlatan Ronahî Serhad, şehit Raperîn Amed’in PKK’yi yeniden inşa çalışmaları içinde yer aldığına dikkat çekti.
Ronahî Serhad, Kürt Özgürlük Hareketi’nin en kritik kritik dönemde yürütülen o çalışmalara ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: “2004’te hareketimiz tehlikeli bir süreçten geçiyordu, çünkü tasfiyeci kişilik partimizi ele geçirmeye çalışıyordu ve dış güçler de mücadelemizin içini boşaltmak için yoğun bir çaba içeresindeydiler. Zaten partimiz bu süreci ideolojik tasfiye süreci olarak ele alıyor. İşte o dönemde PKK’yi yeniden inşaa çalışmaları gündeme geldi. Tabi o dönemde tasfiyeciliğin tasfiye edilmesi hedefinin yanında Önderliğimizin kadın kurtuluş paradigması ve demokratik-ekolojik bir toplumun yaratılması hedefi söz konusuydu. Raperîn arkadaş kendi önerisi üzerine işte bu dönemde PKK’yi yeniden inşa çalışmalarının içinde yer aldı, bu çalışmalarda öncü bir rol oynadı.”
KÖKLERİ DERİNLİKLERE ULAŞAN BİR AĞAÇ GİBİYDİ
1996-1998 yılları arasında Raperîn Amed’in Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan eğitim aldığına vurgu yapan Ronahî Serhat, bu konuda ise şu değerlendirmelerde bulundu: “O sürekli Önder Apo’dan aldığı eğitime yanıt vermek için yoğun bir çabanın içerisinde oldu. Sınıf çelişkileri, Kürt halkı ile kadının esaretinden doğan çelişkiler Raperîn arkadaşın katılımına yol açmıştı, tamamen devrimci arayışlardan dolayı yönünü partiye çevirmişti, bundan dolayı da her zaman militan bir duruş sergiledi. Tasfiyeciliği dayatma süreci olsun ister başka süreçler olsun, Raperîn arkadaş her zaman çok net bir duruşun sahibi oldu.”
Raperîn Amed’i “PKK sosyalizminin özü, yine kadın hareketinde sosyalizm çizgisini temsilcisi” olarak tanımlayan Ronahî Serhat, devamla şehit Raperîn Amed’in kişiliğine ilişkin şunları söyledi: “Raperîn arkadaş kökleri derinliklere ulaşan bir ağaç gibiydi, her zaman güven veriyordu. Siz hangi arkadaşa sorarsanız Raperîn arkadaş için şunu diyeceğinden eminim; mütevaziydi ve emeğin militanıydı. Bu özelliklerini sadakat kavramıyla özetleyebilirim. Gerçekten de yoldaşlarına ve halkına sadık, partinin değerlerini koruyan-kollayan bir arkadaştı. 30 yıllık dopdolu mücadele hayatında her alanda çalışma yürüttü. Ayrıca kişiliğinde de bilimsel yurtseverliği oturtmuştu.”
Kurdistan’ın dört parçasının yanı sıra Avrupa ile Şengal’de Raperîn Amed’in büyük bir emeğin sahibi olduğuna dikkat çeken Ronahî Serhad “Oldukça halkçı bir arkadaştı, nereye giderse gitsin halkın kültürüyle bütünleşmek Raperîn arkadaşın belli başlı özelliğiydi. Örneğin Başûr (Güney Kurdistan)’da kaldığı süreçte Sorani lehçesini öğrendi, Sorani’yi okumaya başladı. Çünkü kadını ileriye taşıma, kadını irade sahibi yapma konularına Raperîn arkadaş büyük önem verirdi” diye konuştu.
HEPİMİZDE BÜYÜK BİR SEVGİ YARATTI
Raperîn Amed’in 2011 yılından bu yana Kongra Gel Divanı Üyesi olduğunu hatırlatan Ronahî Serhad, onun bu tarihten bu yana demokratik konfedarilizm sisteminin geliştirilmesinde, meclislerin kurulmasında, halkın ve kadının irade sahibi olmasında yoğun bir çaba ile emeğin sahibi olduğunu ifade etti. Ronahî Serhad, konuşmasının devamında Raperîn Amed’in bıraktığı mirasa sahip çıkacaklarını ve onun anısına layık olacaklarını vurgulayarak şu hususları kaydetti:
“Gerçekten de Raperîn arkadaş ister kadın, ister erkek arkadaşlar olsun hepimizde büyük bir sevgiyi yarattı. Elbette biz onun bu büyük sevgisini, onun Önderliği güçlü yaşama sevgisine bağlıyoruz. 2016 yılında bir eğitim devresinde birlikteydi, Raperîn arkadaş o zaman bir kez daha zafer sözünü yeniledi ve Önderliğin komplodan sonra yönelttiği ‘yetersiz yoldaşlık’ eleştirisini yaşamın her anında ele aldı. Raperîn arkadaş her ne kadar kendisi de sürekli bunun özeleştirisini vermesine rağmen gittiği her alanda başarılıydı.
Bizler bu arkadaşa çok borçluyuz, kadının özgürlüğü ve ezilen halkların özgürlüğü için büyük bir emeğin sahibi oldu, öncü bir rol oynadı. Bundan dolayı bizler Raperîn arkadaşın bu mirasını sürekli yaşatacağız, bu değerli arkadaşımız kadınlar açısından büyük bir iradeyi yarattı. Bizler her zaman bu arkadaşımızın temsil ettiği; kadının özgürlüğü ve önderliğimizin özgürlüğü ancak militan kişilikte zaferle elde edilir çizgisinin takipçisi olacağız ve bu büyük değerlere layık olmaya çalışacağız.”