Razmuhi: Türk devleti direniş karşısında yenilmeye mahkum

İşgalci, Türk devletinin Kürdistan halklarının onurlu direnişi karşısında yenilmeye mahkum olduğunu söyleyen MLKP/ KKÖ Temsilcisi Hîvron Razmuhi, "Halklarımız ne işbirlikçileri, ne ihaneti, ne de katliamları unutmayacak" dedi.

KBDH Genel Konsey Üyesi ve MLKP/ KKÖ Temsilcisi Hîvron Razmuhi, Türk devletinin işgal saldırılarına ve kadınlara yönelik baskılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erkek egemen sömürgeci rejimin iktidarının sarsıldığına dikkat çeken Razmuhi, AKP-MHP hükümetinin kalelerini güçlendirerek, iktidarlarını sağlama almaya çalıştıklarını belirtti.

Ne sarayın ihtişamı ne zorbalıkları ne baskılarının faşist erkek egemen iktidarı ayakta tutmaya yetmeyeceğini kaydeden KBDH Genel Konsey Üyesi ve MLKP/ KKÖ Temsilcisi Hîvron Razmuhi, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Emekçi kadınların öfkesi, yenilmeyen iradesi, öncü işçi-emekçilerin, ekolojistlerin, Kürt halkının, gençlerin, sokakları terk etmeyen direnişçi ruhu faşist saray rejimini yıkacak öncü sarsıntılardır.

Faşist AKP/MHP iktidarı için deprem kaçınılmazdır artık! Hangi padişahın, hangi kralın, hangi egemenin iktidarları baki oldu ki, Saraylıların debdebe içindeki yaşamları ve ona kulluk edenlerin iktidarı da baki olsun. Zalimlere, sırça köşklerinde zevki-sefa içinde yaşayan burjuvalara, hatırlatmayı bir borç biliriz, torunu olmaktan övündükleri sefa içinde saltanat süren Osmanlı sultanlarının sonu da karanlık dehlizler içinde bitti. Faşist AKP/MHP iktidarı sarsıldıkça, ekonomik ve siyasi krizi derinleştikçe Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarına dönük sürdürdüğü topyekün savaşı Kürdistan'ın bütününe ve Ortadoğu'ya yayıyor. Gizlenemez bu realiteyi eski ortaklarının ağzından da duyuyoruz artık.

Güney Kürdistan kentlerinde, yaşlısı, genci ile, kadını ve erkeği ile ayrım gözetmeden halkımıza dönük SİHA'larla katliam gerçekleştiriyor. İşgalci Türk devleti ihanetçi ve işbirlikçileri eliyle Güney Kürdistan dağlarını, kent ve köylerini bombalıyor, genç, çocuk, kadın ayrımı yapmadan halkımızı katlediyor. İşgalci, sömürgeci faşist Türk devleti Kürdistan halklarının onurlu direnişi karşısında yenilmeye mahkumdur. Halklarımız ne işbirlikçileri ne ihaneti ne de katliamları unutmayacak."

TÜRK DEVLETİ GERİLLANIN YARATICI GÜCÜ KARŞISINDA ZORLANIYOR

Güney Kürdistan’ı işgal operasyonları başlatan devletin bir kez daha gerillanın direnişine çarptığını söyleyen Razmuhi devamında şunları belirtti: "Gerillanın savaş iradesi, özgürlük tutkusu karşısında çaresiz kalan sömürgeci Türk burjuva ordusu teknik üstünlüğünü gerilla sahalarına seferber ededursun gerillanın yaratıcı gücü ve iradesi karşısında şimdiden zorlanmakta.

Rojava Kürdistanı’nda büyüyen Kuzey Doğu Suriye’ye yayılan devrimimizin kaderinde önemli bir direnişe tanıklık eden Kobanê topraklarında öncü kadınlar, faşist Türk devletinin hava saldırısıyla katlediliyor. Bu suça NATO ve Rusya da ortaklık ediyor. Kürt kadınlarının öncülüğünde gerçekleşen Rojava kadın devrimimize dönük saldırıların, katledilen her bir kadının intikamını alacağız! Kürt halkımızın sömürgecilere, işgalcilere karşı mücadelesinde işgalcilerin sonunu özetleyen ünlü özdeyişi hatırlatırız: ‘Siwar hatin peya çûn’. Kürdistan topraklarının özgürlüğüne kadar savaşımız devam edecek."

ÖNCÜ KADINLAR SALDIRILARIN HEDEFİNDE

Özgürlük mücadelesinde yer alan öncü kadınlar saldırıların hedefinde olduğunu vurgulayan Razmuhi, kadınlar büyük emekler sonucu birtakım kazanımlar elde ettiğinin altını çizdi. Kadınlar olarak mevzilerini asla terk etmeyeceklerini belirten Razmuhi açıklamasının devamında şunları kaydetti: "Faşist AKP/MHP Saray rejimi; 2016 yılı 4 Kasım'da HDP eski eş genel başkanları, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer seçilmişlerin gözaltına alınıp tutuklanmasıyla siyasi soykırım saldırılarının, topyekün savaş ve imha konseptinin startını verdi. Siyasetten de imha etmek istediği HDP’nin temel yönetici kadroları, önderlik gücüydü.

Kadınların HDP içindeki kazanımları, mücadeleci duruşları, kararlılıkları ve gelmiş oldukları cins bilinci düzeyi tüm ezilen, direnen kadınlara ilham olduğu gibi erkek egemen AKP-MHP iktidarına karşı da sarsıcı bir güç açığa çıkardı. Devrimci, yurtsever, sosyalist kadınlar kazandıkları tüm mevzileri; bedel ödeyerek, tırnaklarıyla kazıya kazıya, erkek egemen devletten söke söke aldılar. Şimdi ise kazanılmış bu mevziler, kadının siyaset yapma hakkı ve mücadelesi engellenmek, ortadan kaldırılmak isteniyor. Kayyum politikası; eşbaşkanlık sistemi, cins özgürlükçü siyaseti ve onun mekanizmalarını hedefleyen saldırılardır. Mevzilerimizi asla terk etmeyeceğiz! Direneceğiz.

Bundan iki yıl önce Leyla Güven öncülüğünde zindanlarda gerçekleştirilen süresiz açlık grevi ve ölüm orucu direnişleri dönemin direniş ruhunun ve mücadelesinin sembolü oldu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan yoldaşa uygulanan tecridi parçalamayı amaçlayan bu önemli hamle devlete geri adım attırdı. İmralı’nın kapılarını açtı. Öncü, önder, militan bir kadının başlattığı direniş, kadın dayanışması ve devrimci siper yoldaşlığının mayasıyla birleşerek dünyanın dört bir yanına yayıldı, binlerin on binlerin direnişine dönüştü.

Kadın direnişinin önünü kesmek için; Leyla Güven, seçilmiş bir kadın vekil olarak devrimci faaliyetlerinin başında mücadele yürütürken hedef alındı, milletvekilliği düşürülerek tutuklandı. Direniş sembollerimizden Kürt halkının, direnen kadınların iradesi olan Leyla Güven yoldaşın gözaltına alınıp tutuklanması erkek egemen faşist AKP-MHP iktidarının kadınlardan duyduğu korkunun bir sonucudur. Korkularını büyütmeye devam edeceğiz! Kadınların siyaset yapma hakkının gaspına asla izin vermeyeceğiz."

KADINLAR YAŞAMIN HER ALANINDA İSYAN BAYRAĞINI YÜKSELTİYOR

Kadına yönelik şiddete karşı mücadele yürüten kadın kurum ve kuruluşlarının kapatılmasını mücadeleyle elde edilmiş kazanımların gaspı olarak değerlendiren Razmuhi, "Kadın özgürlük mücadelesinin aktivistlerinin tutuklanması, halk iradesini temsil eden seçilmişlerin vekilliğinin düşürülmesi kadınların politika yapma hakkına, iradesine dönük darbedir. İradesine sahip çıkan kadınlar başta olmak üzere halkımız yürünecek yolu gösterdi, 'direnmek yaşamaktır.' Faşist devlet saldırılarının en yoğun olduğu süreçlerde dahi sokakları terk etmeyen kadın iradesi, aynı direngenliği ve kararlılığıyla sokak mücadelesini büyütecektir.

Leyla Güven’in tahliyesini sağlayan temel kuvvet kadınların iradesi olmuştur. Zindan direnişlerinde Leyla Güven etrafında örülen mücadele gücü ve dinamizmi nasıl ki direniş dönemini inşa ettiyse, bugün de aynı dinamizm ve mücadele gücü erkek egemen devletin geri adım atmasını sağladı. Ne Türkiye/Kuzey Kürdistan halkları, işçiler-emekçiler, ne kadınlar eskisi gibi yönetilmek istiyor, ne de AKP/MHP faşist iktidarı eskisi gibi yönetebiliyor. Demokratik kadın hareketi bileşenleri, mücadele eden, hayatına ve kazandığı haklarına, mevzilerine sahip çıkan, direnen, savaşan kadınlar olarak egemenlerin krizini derinleştirmeye devam edeceğiz! Kadın yoldaşlığının gücüyle faşizme karşı direnişimizi yayıp savaşımımızı büyüteceğiz!

Kadınlar yaşamın her alanında isyan bayrağını yükseltiyor. Çocukları katledilen anneler sadece gözyaşı dökmüyor, evlatlarının onurlu mücadelelerinin takipçiliğini yapıyorlar. Bu yüzden çocuk yaştaki evlatlarını toprağa veren anneler ‘artık senin için ağlamayacağım isyan edeceğim’ diyerek tüm gözü yaşlı annelerin yüreğine tercüman oluyorlar. Çocuklarının cansız bedenlerine işkence edilen, çocuklarının kabristanından mahrum bırakılan, direnişin simgesi Cumartesi Anneleri’ne sözümüzdür direnişinizden aldığımız güçle size acı yaşatanlardan misliyle hesap soracağız" şeklinde konuştu.

MÜCADELEMİZ MİLYONLARIN İRADESİNE DÖNÜŞECEKTİR

"Damlalar halindeyken sele dönüşüyor, kar tanesiyken kartopu olup çığa dönüşüyoruz. İsyanımız; ateşimizin harını, öfkemiz bombalarımızın ve mermilerimizin basıncını, etkisini büyütüyor" diyen Razmuhi, şöyle devam etti: "Bizler MLKP/KKÖ’lü gerilla ve savaşçıları olarak bulunduğumuz her alanda erkek egemen faşist rejimlerden hesap sorduk sormaya devam edeceğiz. Erkek egemen faşist AKP-MHP iktidarı ve onu temsil eden tüm faşist, gerici kurumlar partimiz MLKP/KKÖ ve bileşeni olduğumuz Kadınların Birleşik Devrim Hareketi gerilla ve savaşçılarının hedefinde olmaya devam edecek.

Kadın dayanışması ve yoldaşlığı ile örülen mücadelemiz kitleselleşerek, milyonların iradesine, çığlığına, yıkıcı gücüne dönüşecektir. Bütün dünyada direnişlerin ve ayaklanmaların başlıca öznesi ve öncüsü olan kadınların mücadelesini boğmaya ve ortadan kaldırmaya çalışan erkek egemen faşist diktatörlükler yıkılana kadar mücadelemiz devam edecek. Başta kadın devrimi savaşımının ölümsüzleşenlerine, erkek şiddetiyle katledilen kadınlara, LGBTİ+’lara, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınlara kadın dayanışmasından, yoldaşlığından aldığımız gücü tüm kız kardeşlerimizle birlikte kadın devrimine taşıyacağımızın sözünü veriyoruz.

Emeği, bedeni sömürülen ev emekçisi, işçi, genç kadınları, yok sayılan LGBTİ+’ları, gasp edilen haklarımızı geri almak, yasaklı ilan edilen sokakları özgürleştirmek, Rojava devrim topraklarını işgalcilerden temizleyip kadın devrimimizi büyütmek için emeğimiz ve bedenimizin sömürüsüne dur demek için, kadınları MLKP/KKÖ saflarında örgütlenmeye, KBDH milislerinde yer almaya çağırıyoruz."