KJK Koordinasyon üyesi Rewşen Mardin, Stêrk TV'de yayınlanan programda Zeynep Nergîz'in sorularını yanıtladı.
Konuşmasına Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumunu değerlendirerek başlayan Rewşen Mardin, Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit uygulamalarının suç olduğunu ve bu suçu işleyenlerin yargılanması gerektiğini belirtti.
KDP ve Türk devletinin işbirliği sonucu Şengal halkının sürekli saldırılarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Mardin, KJK olarak Êzidî halkını savunacaklarını ve her zaman yanlarında olacaklarını vurguladı.
Geçtiğimiz günlerde hapishanede yaşamını yitiren Garibe Gezer'in mücadelesine sahip çıkılması gerektiğini kaydeden Mardin, Gezer'in Türk devleti tarafından vahşice katledildiğinin altını çizdi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağır tecride değinen Mardin, "Önderliğimiz 23 yıldır hücrede tutuluyor. Türk devleti uygulamaları ile suç işliyor. Bu suçu işleyenlerin yargılanması lazım. Elbette Önderliğimize uygulanan bu tecritten, uluslararası komploda yer alan uluslararası devletler de sorumlu. Avrupa Konseyi'nin Önderlikle ilgili geç de olsa verdiği kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Ama verdiği kararı takip etmelidir. Tecrit, siyaset ve toplumu da etkiliyor. Türkiye'deki mevcut ekonomik, siyasi ve yönetim krizinin çaresi Önder Apo'nun paradigmasıdır. Tecrit sona ermediği sürece ülkedeki kriz sona ermez hatta daha da derinleşir" diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik tecridin tehlikeli bir boyuta ulaştığını kaydeden Rewşen Mardin, Kürt halkı ile Kürt kadınlarının Abdullah Öcalan'a karşı geliştirilen uygulamaları unutmayacağını ve hesabını soracağını belirtti.
Mardin, kadın hareketi olarak Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için mücadeleyi daha da büyüteceklerini vurguladı.
DEVLET GARİBE GEZER'İ VAHŞİ BİR ŞEKİLDE KATLETTİ
Garibe Gezer'in katledilmesine değinen Mardin, siyasi tutsaklara yönelik saldırılara ilişkin şunları belirtti: "AKP hükümeti topluma zarar verenleri, mafyaları, hırsızları serbest bıraktı. Fakat düşüncelerini ifade eden ve mevcut hükümete muhalif olan herkes yargılanıyor. Siyasi tutsakların birçoğunu cezası bitti ve serbest bırakılmaları gerekiyor. Ama kendilerine baş kaldıranlara teslimiyeti dayatıyorlar. Tutsakları kabul etmediği zaman faşist uygulamalarla karşı karşıya kalıyorlar. Garibe Gezer gibi sizi katlederiz diyorlar. Buna karşı tutsaklar onurlu direnişlerinden taviz vermiyor. Garibe Gezer'e yönelik saldırılar devlet tarafından kasıtlı yapıldı. Faşist devlet bunun hesabını verecek. Son 3 aydır Garibe Gezer'e yönelik işkenceler çok daha fazla artmıştı. Ailesi aracılığıyla taciz, tecavüz ve işkenceye uğradığını kamuoyuna iletmişti. Garibe Gezer onurlu bir direniş ve mücadele verdi. Boyun eğmediği için faşist devlet tarafından vahşice katledildi."
Halkın, özellikle de kadınların Garibe Gezer'in mücadelesine sahip çıkması gerektiğini ifade eden Mardin, "Garibe'nin annesinin onurlu duruşunu selamlıyorum. Her Kürt annesi bu şekilde hareket etmelidir. Bu savaşta yüreği en fazla yananlar annelerdir. Tüm anneler el ele vererek bu faşizme karşı ayağa kalkarsa AKP yenilecektir. Binlerce öncü kadın zindanlardadır. Hepsi sadece özgürlük talep ettikleri için tutuklandı. Garibe Gezer de onlardan biriydi. Garibe Gezer'in katledilmesinden İçişleri Bakanı sorumludur. Garibe'yi katletmenin hesabını mutlaka vereceklerdir. Kadın hareketi olarak Garibe Gezer'in mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz" diye belirtti.
ÊZİDÎ HALKIN VERDİĞİ KARARLARIN ARKASINDAYIZ
Şengal Özerk Yönetimi Eşbaşkanı Merwan Bedel’in katledilmesine ve Şengal meclis binasının bombalanmasına ilişkin de konuşan KJK Koordinasyon üyesi Rewşen Mardin, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Öncelikle Şehit Mervan Bedel'in ailesine başsağlığı diliyorum. DAİŞ'e karşı savaşan Mervan Bedel, toplumunu soykırımdan kurtarmıştı. Yine Şengal Halk Meclisi de yeniden saldırıya uğradı. Şengal'e yönelik saldırılar AKP faşizmi ve KDP ihaneti ile gerçekleştirildi. KDP olmazsa AKP böyle bir saldırı yapamaz. KDP de, Irak hükümeti de zamanında Êzidî halkını soykırım ile yüz yüze bırakıp kaçmıştı.
Bugün yine kendini savunmak isteyen insanlar soykırımdan geçirilmek isteniyor. KDP ve Irak hükümeti Êzidîlere karşı suç işlemiştir ve bunun hesabını vermeliler. KDP Êzidî halkını bırakıp kaçmasaydı, DAİŞ soykırım yapamazdı, Êzidî kadınlar pazarlarda satılmazdı. Bu durum DAİŞ ile ortak olduklarını gösteriyor. PKK'yi bahane ederek Êzidî halkına saldırıyorlar. PKK'nin Şengal'den ayrıldıklarını kendileri de biliyor. Hedef Êzidî halkıdır. Êzidî halkı ise kendi kendini yönetmek istiyor. Kadın hareketi olarak bizler de Êzidî halkını her zaman korumaya hazırız. Êzidî halkı ne karar verirse versin biz arkalarındayız."