HDP Amed Milletvekili Semra Güzel, vekil olmadan önce çektirdiği fotoğraflar yüzünden hedef haline getirilmiş, ardından hakkında soruşturma açılmıştı. Daha sonra bu kapsamda dokunulmazlığı kaldırılıp tutuklanan HDP Milletvekili Semra Güzel’in vekilliği ise devamsızlık bahanesiyle düşürülmek isteniyor.
Esir tutulan HDP Amed Milletvekili Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi için Hazırlık Komisyonu kurulacak. Bu kapsamda ANF’nin sorularını yanıtlayan HDP milletvekili Züleyha Gülüm, Semra Güzel’e ilişkin yapılan bu uygulamayı, iktidarın hukuku istediği gibi araçsallaştırması olarak yorumladı. Hatta Züleyha Gülüm mecliste genel olarak yoklama yapılmadığına dikkat çekerken eğer yapılırsa da asıl olarak iktidar partisi vekillerinin bu anlamda devamsızlıkla vekilliklerinin düşeceğini belirtiyor.
HDP milletvekili Semra Güzel'in tutuklanması henüz vekilliği düşmeden yapıldı. Şimdiyse tutsak edildiği halde devamsızlık nedeniyle vekilliğinin düşürülme durumu var. Bu durum hakkında HDP olarak ne diyorsunuz?
İktidar, halkın iradesine darbeye devam ediyor. Amed halkının, Kürt halkının iradesi gasp ediliyor. Aslında oy veren, iradem diyen insanların iradesi yok sayılıyor, halkın sesi kısılmaya çalışılıyor.
Semra vekilimizin dokunulmazlığı talimatlı yargı eliyle hazırlanan bir soruşturma dosyası gerekçesiyle kaldırıldı ve tutuklandı. Soruşturma da, fezleke de hukuksuz. Şimdi de devamsızlık bahanesi ile milletvekilliği düşürülmek isteniyor. Oysaki mecliste genel olarak yoklama yapılmaz. Yoklama yapılmış olsaydı iktidar partisinin milletvekillerinin vekillikten düşürülmüş olması gerekirdi. Kaldı ki milletvekilinin görev alanı sadece meclis değil. Halkın içinde olmak, sokakta, meydanda yan yana durmak da bizim görevimiz.
Semra vekile yönelik iktidar ve yandaş basını tarafından linç kampanyası başlatıldı. Vekilimizin görevini yapması engellendi. Can güvenliği dahi kalmadı. Buna rağmen özel olarak Semra vekilimizin meclis faaliyetlerine katılamadığı 2 hafta boyunca mecliste yoklama yapıldı. Şimdi de bu yoklama üzerinden vekilliği devamsızlık gerekçesi ile düşürülmek isteniyor. Yani hukuk araçsallaştırılıyor. İktidar kendi çıkarları için hukuku istediği gibi kullanıyor.
Güzel'in tutuklanma şekli bir hayli tartışmalıydı, iddianame de çoğunlukla gizli tanık beyanlarına dayanıyor. Ayrıca 15 yıla kadar da hapsi isteniyor, tüm bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vekilimizin tutuklanması iktidar tarafından şova hedef göstermeye dönüştürüldü. Gerçeğe aykırı bilgiler ile yandaş medya aracılığıyla kamuoyuna servis edildi. Kişilik hakları ihlal edildi. Kötü muameleye maruz kaldı. Semra vekil şahsında oy veren on binlere saygısızlık yapıldı. Ama Semra vekilimiz tüm bu ihlallere karşı dik durarak başını eğmeyerek cevap verdi.
Hukukun olmadığı yerde araçsallaştırılan yargıyı, soruşturma dosyasını tartışmak da çok anlamlı değil aslında. Ama yine de söyleyelim; ortada tam bir kumpas soruşturması var, Semra vekilin dokunulmazlığının kaldırılmasına gerekçe yapılan fotoğrafların olduğu dosya, 2017 tarihli. O tarihten itibaren kimliği açık olmasına rağmen ne bir gözaltı kararı ne bir ifadeye çağırma durumu olmamış. Zira ortada bir suç yok. Dosya savcı tarafından da önemli görülmemiş belli ki. 2018 yılında vekil olduğuna dair bilgi de dosyaya eklenmiş ve yine hiçbir işlem yapılmamış.
İktidarın operasyonel faaliyeti başlayınca birdenbire dosyada gizlilik kararı alınıyor, aynı gün içerisinde Ankara’ya gönderiliyor, yine peş peşe kurumlar arasında işlemler yapılarak meclise geliyor. Yani düğmeye basılmış soruşturma dosyası, Semra vekilin dokunulmazlığının kaldırılması için araçsallaştırılıyor. Bu dosyadan çok ikna edemeyeceklerini düşünmüş olmalılar ki güya gizli tanık ifadesinin olduğu başka bir dosyayı da karma komisyona getirdiler.
İddianamede de ağırlıklı şekilde yer alıyor gizli tanık ifadeleri…
Bu ülkede gizli tanık meselesinin muhalefeti susturmanın bir aracı haline getirildiğini hepimiz biliyoruz. Tüm hukuk kuralları anayasa ve AİHM kararları yok sayılarak sadece uydurulmuş gizli tanık ifadeleri ile insanların cezalandırıldığına hepimiz vakıfız. Ya gözaltında işkence nedeniyle ya cezadan kurtulmak İçin insanlar hazırlanmış ifade tutanaklarının altına imza atmak zorunda bırakılıyorlar. Ve hatta bazen gizli tanığın var olmadığı ama ifadenin olduğu durumlar dahi var.
Semra vekilimiz hakkında da uydurulmuş dayanaksız bir ifade imzalatılmış. Zorla ifade imzalatılırken sanırım çok dikkat etmemiş olacaklar ki soyut kanaat belirten beyanların dışında bir ifade yok. Dolayısı ile suç nitelendirilmesi açısından da bir delil değil. Kaldı ki gizli tanık ifadesi de tek başına yeterli bir delil değildir.
İşte mesele gerçek adalet ya da hukuk olmayınca dosyanın tartışılması da bir anlam ifade etmiyor. İktidar kullanabildiği her araçla hem toplumu hem de milletvekillerimizi partimizi susturmaya çalışıyor. Talimatlı yargı da bugün için en kullanışlı araçlar. Normal bir hukuk devletinde bu dosyalardan bırakın tutuklamayı, dava bile açılmaz. Kaldı ki soruşturma ya da dava olsa bile yargılama durur ve dönem sonuna bırakılır. Zira dokunulmazlık vekile tanınan bir ayrıcalık olmayıp seçmenin iradesinin yansımasının kalkanıdır ve onu korur.
Tutuklu bulunan ve vekilliği de hukuksuzca düşürülen Leyla Güven'e de 11 yıl 7 aylık bir ceza daha verildi. Yine konuşmalarından dolayı. Kadın vekillere dönük bu cezalandırma anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Meclisteki dokunulmazlığımızın kaldırılması için gönderilen fezlekelere bakıldığında hepsinin siyasi faaliyetlerimizi açıklamalarımızı kapsadığı görülecek. Yaptığımız konuşmalar, katıldığımız etkinlikler, sadece alkışlamamız, sessizce açıklamayı dinlememiz dahi suçun konusu haline getiriliyor. Mecliste dokunulmazlığın kaldırılması istemi ile gönderilen fezlekelerin büyük çoğunluğu partimizin vekillerine ait. Yargı neredeyse bize çalışıyor.
Leyla Güven vekilimize yönelik de aynı hedefle başka bir süreç işletildi. Siyasi faaliyetleri nedeniyle cezalar verildi. Arkasından bu cezalar gerekçe gösterilerek vekilliği düşürülerek tutuklandı. İktidar hem çalarım hem oynarım diyor. Yargıda tarafsızlığın bağımsızlığın kırıntısı kalmamış. Zaten açıkça talimat veriyorlar saklama gereğinde duymuyorlar. Talimatı emir telakki eden yargı da cezaları veriyor. Sonrada yargı kararı var bahanesine sığınıyorlar. Verilen cezaların hukuki olmadığı çok açık.
Ancak öncelikle milletvekili seçildiği anda söz konusuysa yargılamaların vekilliğin bitimine kadar durması gerekiyordu. Uygulamadılar. Yetmedi, daha önceki dönemlerde bir teamül olarak ceza kesinleşmiş olsa da uygulanması vekillik bitimine bırakılıyordu; bu da yapılmadı. Yani yine hukuk siyasi çıkarların malzemesi haline getirildi. Siyasi çıkarları için Leyla Güven vekilimizi hedef aldılar, vekilliğini düşürmek istediler. Ve şeklen de olsa vekilliğini düşürdüler. Şeklen diyorum zira halkın iradesiyle binbir emek çaba ile bedel ödenerek seçilmiş vekillik öyle şekli kararlar ile düşürülemez. Kararı verecek olan halktır, Kürt halkıdır, Türkiye halklarıdır, ezilenler kadınlardır. Her iki arkadaşımız da tüm seçilmiş arkadaşlarımız da irademizdir ve kimse bunu engelleyemez.
İktidarın koltuğunu sallayacak olan güçlerin başında kadınlar geliyor ve bu nedenle en çok kadınlara saldırıyor. Haklarımıza, hayatlarımıza, emeğimize yönelik ciddi bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. İstiyor ki sesimiz sözümüz çıkmasın dört duvar arasında aileye mahkûm edilelim. Buna karşın biz kadınlar susmuyoruz, itaat etmiyoruz ve yaşamın her alanı dan sesimizi yükseltiyoruz. Sesimizi yükselttiğimiz alanlardan biri de Mecli. Ve burada olmamıza tahammül edemiyorlar. Erkek egemenliğini büyüten iktidar karar alma mekanizmalarında kadınlar olmasın istiyor. Ancak ne yapsalar baskılayamıyorlar. İran’dan Rojava’ya Amed’e, Amed’ten İstanbul’a Avrupa’ya Latin Amerika’ya kadın özgürlük mücadelemiz büyüyor.