Sara Kadın Birliği, Genç Sosyalistler, Adalet Partisi Sosyalistler, RONAK, Amara Kadın Meclisi tarafından düzenlenen eylem saat 18.00 sularında Sergelstorg Meydanı'nda yapıldı.
Eylemden önce ortak bir basın açıklaması yapan kadın örgütleri, İsveç Hükümetinin koronavirüs nedeniyle gösteri ve eylemlere katılacakların sayısını 8 kişiyle sınırlamasını kınadı.
Amara Kadın Meclisi adına konuşan Girin Kasırga, Kürdistan'dan Şili'ye, Polonya'dan Sudan'a İran'dan ABD'ye ve Hindistan'dan Türkiye'ye kadar kadınların mücadelesinin faşist, totaliter ve sağ rejimler tarafından bir tehdit olarak görüldüğünü söyledi.
Son 10 yıl içinde binlerce kadının Ortadoğu'da özellikle de Suriye, Şengal ve Rojava'da DAİŞ çeteleri tarafından kaçırıldığı, işkencelerden geçirildiği, köleleştirildiklerini hatırlatan Kasırga, “Biz tüm bunların Türk devletinin yardımıyla yapıldığını biliyoruz” diyerek Türk devletinin DAİŞ çeteleriyle işbirliği yapmasını kınadı.
Kasırga, AKP Hükümeti'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmaya hazırlanmasından hemen sonra Türkiye ve Kürdistan'da kadınlara yönelik baskı, saldırı ve katliamların arttığına dikkat çektikten sonra kadınlara yönelik saldırıları gerçekleştirenleri kınamanın yeterli olmadığını söyledi. Kasırga, tüm faillerin yargı karşısına çıkarılmasını istedi.
Genç Sosyalistler adına konuşan Hemşire Katja Raetz, İsveç'te pandeminin yaygınlaşmasından sonra kadınlara yönelik şiddetin artış gösterdiğini belirtti.
Bu yılın Mart ayında Suçluluğu Önleme Konseyi'nin yayımladığı raporda işlenen suçlarda bir düşüş görüldüğünü ancak aile içinde kadına yönelik şiddetin yüzde 61 oranında artış gösterdiğini açıkladığını hatırlattı.
Korona pandemisi sırasında kadına yönelik şiddet artmakla birlikte şiddetin artmasının tek nedeninin pandemi olmadığının altını çizen, Raetz, “Yapılan araştırmalar 18 yaş üzerindeki tüm kadınların yarısının şiddet ve cinsel tacize uğradıklarını gösteriyor” dedi.
Sara Kadın Meclisi Başkanı Ayşe Göktepe, konuşmasında daha çok Türk devletinin Kürt kadınlarına yönelik gerçekleştirdiği siyasi cinayetleri ele aldı.
Türk devletinin 9 Ocak 2013 günü Paris'te Sakina Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez'i 4 Ocak 2016 günü Kuzey Kürdistan'da Seve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar'ı katlettiğini hatırlatan Göktepe, Türk devletinin daha sonraki yıllarda Rojava ve Güney Kürdistan'da kadınlara yönelik katliamlarını sürdürdüğünü belirtti.
Kürt kadınlarının 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla katil ve suçluların cezalandırılması için uluslararası bir kampanya başlattıklarını söyleyen Göktepe, kampanya hakkında şunları belirtti:
“Biz bu kampanyayla kadın katliamlarının resmi olarak uluslararası düzeyde insanlığa karşı işlenen bir suç olarak kabul edilmesini istiyoruz. Kampanyamız sırasında katledilen kadınların hikayelerini paylaşacağız. Biz tüm kadınları sesi olacak ve dünyada gerçekleşen her suçu kamuoyuna açıklayacağız.
Bizim kampanyamızın 'Diktatörün yargı karşısına çıkarılması için 100 neden' başlıklı birinci bölümü 25 Kasım 2010'de başladı ve 8 Mart 2021 tarihine kadar sürecek.”
Göktepe, İsveçli tüm kadınlara Kürt kadınlarının başlattığı kampanyaya katılmaları çağrısında bulundu.
RONAK adına konuşan Aliye Rahimi, İran Molla rejiminin 40 yıldan beri kadınları teslim almak istediğini ama kadınların direnişini boğmayı başaramadığını söyledi. Kadınların her türlü koşullarda eşit haklar için mücadele ettiklerine ve geri adım atmadıklarına dikkat çekti.
Adalet Partisi Sosyalistler adına konuşma yapan Elin Gauffin, kendini feminist olarak tanımlayan sosyal demokrat hükümetin göstericilerin sayısını 8 ile sınırlamasının kadın hakları ve ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olarak niteledi.
İsveç Hükümeti'nin iş güvencesi yasalarında değişiklik yapıp iş güvencesini zayıflatmak istediğini hatırlatan Gauffin, işçi sınıfı ve kadın hareketinin buna izin vermeyeceğine vurgu yaptı.
Sosyal medyadan canlı olarak yayınlanan gösteride kadınlar, “Jin jiyan azadi” sloganını attı.