Sultan Öger: Konferans ortak çalışma mekanizması oluşturacak

2. Uluslararası Kadın Konferansı hazırlık komitesi üyesi Sultan Öger, konferansta ortak çalışma mekanizması oluşturulacağını söyledi.

5-6 Kasım 2022’de Berlin Teknik Üniversitesinde “kadınlar geleceği örüyor” ağı, “devrimimiz: hayatı özgürleştirmek” şiarıyla 2. Uluslararası kadın konferansı düzenleniyor. Konferansın hazırlıklarının son gününde hazırlık komitesi üyesi ve aktivist Sultan Öger ANF’nin sorularını yanıtladı.

Konferans başvurularının daha önce sonlandırıldığına ve konferans salonunda pandemi önlemleri nedeniyle sayı kısıtlaması olduğuna işaret eden Sultan Öger, “İkinci konferans düzenlenecek. Hazırlıklar açısından başvurular tamamlandı. Artık katılımcılarımız geliyor. Şu an kayıtlar alınıyor. Gelişler de sürüyor. Dört kıta, 41 ülkeden katılımlar olacak. Konuşmacılar, kurum temsilcileri, aktivistler katılacak. Şu ana kadar elimizdeki sayıya göre yaklaşık 800 kişilik kayıt yaptırmış. Ancak başvuru sayısı çok daha fazlaydı. Ancak konferansın gerçekleştirileceği salonda korona önlemleri nedeniyle katılmasını istediğimiz daha fazla sayıda kişinin katılımına izin verilmedi. Bu bir neden oldu. Bu nedenle öylesi bir konferans gerçekleştirilecek” dedi

KONFERANS UZUN TARİHSEL MİRASA SAHİP

Berlin konferansının her ne kadar Frankfurt sonrası ikincisi olsa da geçmiş köklerinin olduğunu vurgulayan hazırlık komitesi üyesi Sultan Öger, kadınların ağır bedeller ödediğine vurgu yaptı. Sultan Öger “Konferansın amacını da söylemek istiyorum. Bu gerçekleştirilecek konferans potansiyel düzeyi, katılımcısı, ona olan ilgi çok güçlü. Tarihsel gerekçeleri var. Yılların mücadelesinin sonuçları bunlar. Aynı zamanda katılımcılar da aktivistlerdir. Örgütlenmeleri, kurumlarını örgütlemişler. Onlar da aktivistler ve toplumsal mücadele, kadın özgürlük mücadelesi ve halk olarak mücadele veriyorlar. Halk olarak, ulusal kimlikleri için mücadele edenler de var. Kuşkusuz uzun yıllara dayanan ağır bedeller ödendi.  Ve bu bedellerin sonucunda güçlü bir örgütlenmenin mücadelesi açığa çıktı. Böylesi bir konferans bunun sonucudur. Yani bu yılların mücadelesinin ürünüdür. Aynı zamanda Kürt kadınları da burada öncü rol sahibidirler. Nasıl söyleyelim? Uzun bir tarihsel süreçtir Kürt kadınları mücadele ediyor. Kadın mücadelesi veriliyor. Aynı zamanda toplumsal mücadele sürdürülüyor. Ve ulusal özgürlük mücadelesi veriliyor. Bunun üzerinden ideolojik, örgütsel ve gerçekten eylemsel olarak da öncülük ediyorlar dünyada. Bu gerçeklik, hakikat görülmelidir” şeklinde konuştu.

Dünyanın krizli haline dikkat çeken aktivist Sultan Öger, bu krizin savaşlar ürettiğine ve kadın ve çocukların mevcut sistemin mağduru olduğunu söyledi. Sultan Öger, “İçinde yaşadığımız dünya, kriz ve kaostadır. Siz de gözlemliyorsunuz, inşa edilen sistemler, ulus-devlet sistemi gibi bugün var olan sistemler artık yıkılıyor. Çünkü bu sistemler sınıfsal temeldedir, ideolojik temeldedir, egemenlikçi ve kadının sömürülmesine üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle dünya bir krizdedir. Şu an olan savaşlar da bu krizlerin eseridir. Bu nedenle bu krizli ortamda ve dünyada birçok yerde savaşlar var, 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılıyor. Elbette burada onun en mağduru olan, ondan en çok çeken kadınlardır, çocuklardır. Birçok defa dile getiriyoruz” dedi.

Konferansta gelecek açısında örgütlenme modeli üzerinde duracaklarını belirten Sultan Öger, hem teorik hem de pratiğe ilişkin tartışmalar yürüteceklerinin altını çizdi. Sultan Öger “Burada şunu söylemek istiyorum. Kadınlar böylesi bir atmosferde dünyada az önce bahsettiğimiz tarihi bir mücadele sahibidirler. Güçlüler. Doğrudur bir düzey yakalanmış; ancak hem bu tecrübelerin birlikte değerlendirilmesi gerekir, hem de bu kadar örgüt birlikte nasıl bir örgütlenme gerçekleştirebiliriz? Sistem karşısında bu renkte, iktidarcı paradigmaya karşı kadın paradigmasına ihtiyaç vardır. Bir örgüt kendini örgütleyerek bu sisteme karşı mücadele etmelidir. Eğer öyle olmazsa, çok defa bahsediyoruz, 5000 yıllık bir tarihten bahsediyoruz, 500 yıllık sermayeye dayalı kapitalizm tarihinden bahsediyoruz, 200 yıllık ulus-devlet tarihinden bahsediyoruz. Buna karşı sistemli olmalı. Birlik olmalıdır. Bu nedenle konferansımız hem teorik yönüyle tartışacak hem de birlikte çalışmaya dayalı mekanizmalarıyla, birlikte çalışma yürütmek için pratikte bir mekanizma oluşması için elbette bazı sonuçları olacaktır” dedi.

KONFERANS TARİHİ BİR ADIM

2018’de gerçekleştirilen birinci konferansa oranla daha tecrübeli olduklarını, atölyelerle mücadeleyi ortaklaştıracaklarını belirten Sultan Öger, konferansın farklılıkları bir araya getirme açısından önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Sultan Öger konuşmasında, “Yine bunu somutlaştırmak ve durulaştırmak için konferansta atölye çalışmaları da olacak. Çünkü konferanslarda atölye çalışmaları hem parça parça değerlendirmeleri kökleşiyor ve aynı zamanda somutlaşıyor. Önemli sınıfsal öneriler gelişiyor. Bu nedenle konferansımız bu sonuçları göz önünde bulundurarak planlandı. Uzun bir süredir hazırlıkları yapılıyor. Kadınlar, kadın hareketleri için ve Kürt kadınları olarak bizler için önemli ve tarihsel bir adım olarak ele alıyoruz. İnanıyoruz ki kendisiyle beraber ürünlerini de açığa çıkaracaktır. Çünkü görüyoruz, 2018’de ilk konferans gerçekleştirildi. Elbette atmosferi güçlü, coşkuluydu. Ancak ilkti. Bugünkü ikincisidir. Daha göz önünde olan bir tecrübe var. Hangi yönden ne tür ihtiyaçlarının olduğu da dikkate alınıyor. Bu temelde hazırlıkları yapıldı. İnanıyoruz ki sorunun çözümünde, farklılıkların bir arada olması açısından önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.

KONFERANS ÖNEMLİ ADIMLAR ATACAK

Konferans zamanlamasının önemine dikkat çeken Sultan Öger, “Şuna da dikkat çekmek istiyorum: Kürdistan’da, özellikle Rojhilat Kürdistan’da sembolleşen Jina Amini şahsında bir serhildan var. O serhildanı da selamlıyoruz. Kadınlar olarak onun devamını istiyoruz. Bugün dünyada elbette bir ses oldu. Şöyle ele alıyoruz: farkındalık ortaya çıkmış. Kadında açığa çıkmış. Toplumda çıkmış. İktidar nerede ortaya çıkıyor ve buna karşı mücadele düzeyi de açığa çıkıyor. Yani herkes Jin Jiyan Azadi sloganında birleşiyor. Söylemek isterim ki Kürt kadınlarının yıllara dayanan öncülüğü, mirası ve felsefesi, özellikle de Rêber Apo’nun felsefesi ile ve kadınların mücadelesi ile Jin Jiyan Azadi hem bir etki olmuş hem de kadınların özgürlük umudu olmuş. Bu nedenle mevcut durum da konferansın karakteri için uygundur, denilebilir ki konferans zamanında gerçekleştiriliyor. İnanıyoruz ki konferansımız önemli adımlar atacaktır.”

Konferansın kadınlara yönelik saldırıların yoğunlaşırken, buna karşılık aynı zamanda kadınlar öncülüğünde serhildanların gelişiyor. Konferans kaydı için Nav-Berlin’deki kayıt masasına gelen kadınların coşkusu, kadınların moral ve motivasyonunu sorduğumuz hazırlık komitesi üyesi Sultan Öger şu değerlendirmeyi yaptı: “Şunu söylemek isterim. Kadınların bir araya gelmesi, çok farklı inançlardan, farklı kimliklerden, farklı kıtalardan, farklı ülkelerden kadınlar bir araya geldiğimizde hakikaten bir heyecan var. Coşku var. İnsan buna seviniyor. Tüm hazırlık komitesi adına ve kendi adıma söylüyorum çok farklı duygular bizde yarattı. Geriye dönüp baktığımızda görüyorduk ki belli bir çerçevede mücadele vardı. Sınırlı bir alana dayalı mücadele vardı. Artık bu sınırlar aşıldı, bu mücadele her geçen gün büyüdü. Kürdistan’da ortaya çıktı, Ortadoğu’ya yayıldı ve bugün evrenselleşti. Sonuç olarak kadınları görünce çok seviniyoruz. Her ne kadar birbirimizin dilini bilmesek de göz göze geldiğimizde, ortak amaçlar etrafında toplanmamız hepimize sevinç veriyor. Herkes bundan sevinç duyuyor. Çünkü herkes bir ihtiyaç duyuyor. İçinde yaşadığımız dünya, var olan durum her yerde zindanlarda, toplumda, çocuklar üzerinde, yani insan daha da açabilir; sonuç itibariye kadınlar kendinden emindir, güçlerine, mücadelelerine inanıyorlar. Bir araya geldiğinde o parçalar bütünleşiyor ve mücadele de büyüyor. Bu da coşkuyu büyütüyor. Sizin de bahsettiğiniz gibi coşkulu bir geliş var ve inanıyoruz ki konferansta bu coşku daha da artacaktır. Konferans sonrası somut adımlar atılacaktır.”