Taşdemir: Kadınlar için her gün 25 Kasım
HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, her gün katledilen ve şiddete uğrayan kadınların yaşamak ve var olmak için direndiğini hatırlatarak, “Bizim için bir gün değil, her gün 25 Kasım” dedi.
HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, her gün katledilen ve şiddete uğrayan kadınların yaşamak ve var olmak için direndiğini hatırlatarak, “Bizim için bir gün değil, her gün 25 Kasım” dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü ANF’ye değerlendiren HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Türkiye’de 25 Kasım’ın yine kadın mücadelesine ve kazanımlarına yönelik yoğun baskı ve saldırıların olduğu bir atmosferde karşılandığını vurguladı.
Bu baskı ve müdahalelere bir de pandemi sürecinin eklendiğine işaret eden Taşdemir, salgını fırsata çeviren iktidarın tüm muhaliflerin etkinlik ve eylemlerini bunu kullanarak tehdit ettiğini kaydetti.
Bu dönemde kendi siyasi faaliyetlerini ve kongrelerini rahatça gerçekleştiren iktidarın, kadınların, Kürtlerin, demokrasi güçlerinin basın açıklamalarına salgın bahanesiyle izin vermediğini hatırlatan Taşdemir, “İktidar, salgın gerekçesiyle toplumun tamamen susturulduğu, itirazların yükselmediği, demokratik hakların kullanılamadığı bir zemin yaratmak istiyor ve bu durumu kalıcı hale getirmeye çalışıyor” dedi.
‘KADINLAR YAŞAMAK İÇİN DİRENMEK ZORUNDA !’
Kadına yönelik şiddetin en keskinleştiği ve pervasızlaştığı bir süreçten de geçildiğini hatırlatan Taşdemir, o nedenle tüm bu baskı, engelleme ve pandemi koşullarına rağmen kadınların Türkiye ve Kürdistan’da çok yoğun bir mücadele yürütmeye devam ettiğini dile getirdi.
Özellikle son 5 yıldır kadına yönelik şiddetin vahşet boyutuna ulaştığına dikkat çeken Taşdemir, “Her gün kadına yönelik şiddet vakasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Gelinen noktada kadınlar toplumsal yaşama katılmak, çalışmak ve siyaset yapmaktan öte artık yaşamak ve var olmak için direnmek zorunda kalıyor. Hemen her gün bir kadın katlediliyor, tehdit ediliyor, şiddete uğruyor. Bu açıdan bizim için bir gün değil, her gün 25 Kasım” ifadelerini kullandı.
‘ESAS AYIP OLAN BU CİDDİYETSİZ YAKLAŞIM !’
Önlem alması gereken iktidarın kadına yönelik şiddeti normalleştirip “mış gibi” yaparak süreci geçiştirmeye çalıştığına işaret eden Taşdemir, en son İçişleri Bakanı’nın kadına yönelik şiddeti “Ayıp” olarak tanımlamasını örnek olarak gösterdi.
İçişleri Bakanı’nın yaklaşımının bakandan çok cami hocasına benzediğini belirten Taşdemir, “Kadına yönelik şiddet konusunda tedbir alması gereken ve bu konuda hesap vermesi gereken İçişleri Bakanı bir cami imamı gibi topluma adeta fetva veriyor. Bu tam anlamıyla sorunu magazinleştiren, işin vahametinin üstünü örten ciddiyetsiz ve kabul edilemez bir üslup. Esas ayıp olan, bir iktidarın kadına yönelik şiddete bu kadar ciddiyetsiz yaklaşmasıdır” dedi.
‘BİZ KADINLAR HER GÜN DİRENİŞTE, HER GÜN İSYANDAYIZ!’
25 Kasım’ın bu açıdan çok zor şartlarda karşılandığını dile getiren Taşdemir, tüm bu olumsuzluklara rağmen kadınların kendilerine yönelen şiddete karşı sürekli bir aktivite içinde olduğunu kaydetti.
TJA ve Kadın Meclisleri’nin 1 aydır mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev dolaşarak kadınlarda şiddete karşı dayanışmayı ördüğünü hatırlatan Taşdemir, 25 Kasım’da ülkenin dört bir yanında sokaklarda olacaklarını vurgulayarak, “Biz kadınlar her gün mücadeledeyiz, direnişteyiz, isyandayız” diye konuştu.
‘KADINA ŞİDDET GÜNDEMİN BİRİNCİ SIRASINA ALINMALI’
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin birçok mekanizmanın aynı anda harekete geçmesiyle başarılabileceğini söyleyen Taşdemir, ilk etapta kadınların topyekûn örgütlenerek, bilinçlenerek, kendilerini savunarak ve iktidarı zorlayarak bu şiddeti ülke gündeminin birinci sırasına alınmasını sağlaması gerektiğini vurguladı.
Bunun için acil eylem planlarının hazırlanması gerektiğini ifade eden Taşdemir, iktidarın, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin kadına yönelik şiddeti ciddi bir sorun olarak ele alması ve bunu önlemek için politikalar geliştirip, kadınları koruyan mekanizmalar oluşturmasının şart olduğunu belirtti.
İlk önce kadın kazanımlarına ve mücadele eden kadınlara yönelik saldırıların durdurulması gerektiğinin altını çizen Taşdemir, şöyle devam etti: “Mesela kayyumlar yerelde kadınların dayanışmasını ortadan kaldıran, kadın merkezlerini fesheden ve aslında erkek şiddetini destekleyen bir pozisyonda yer aldı. Bir an önce bu kayyumların geri çekilmesi lazım ki, kadınlar başta olmak üzere halk kendi iradesini açığa çıkartsın, mücadelesini yükseltsin."
‘MECLİS OLAĞANÜSTÜ TOPLANMALI’
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi gündemiyle Meclis’in olağanüstü toplanması gerektiğini kaydeden Taşdemir, bu konuda kadın örgütlerinin de önerilerini dikkate alarak bir planlamaya gidilmesinin şart olduğunu, ancak iktidarın buna yanaşmadığını, sorunu inkar ettiğini belirtti.
Ne olursa olsun kadınların örgütlenerek, dayanışarak ve yan yana durarak mücadeleyi kararlıkla yürüteceğini vurgulayan Taşdemir, bu konuda kendine aydın diyen erkeklerin de kendi konumlarını sorgulayarak, özeleştiri yaparak sürece dahil olması ve sorumluklarını yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.