Taşdemir: Mücadele eden kadınlar hedef alınıyor

Salgın sürecinde kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çeken HDP vekili Dilan Dirayet Taşdemir, iktidarın şiddeti önlemek yerine mücadele eden kadınları hedef aldığını vurguladı.

Türkiye’de özellikle salgın sürecinde kadına şiddet vakalarında yüzde 30 oranında bir artış olduğu istatistiklere yansımıştı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, yaşanan şiddet ve kadın katliamlarının iktidarın politikalarından bağımsız olmadığı kaydetti. İstatistiklere göre salgın salgın sürecinde kadına yönelik şiddette ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Taşdemir, şiddet oranının verilere yansıyandan çok daha fazla olduğunu söyledi.

Kadın ölümlerinin, kadına yönelik şiddetin çok ciddi boyutlara geldiğini kaydeden Taşdemir, "Elbette ki Türkiye'de yaşanan krizler AKP iktidarının siyasi söylemlerinden bağımsız değil. Uzunca bir zaman sadece kadın kazanımlarını hedef alan iktidar, kadınların yıllarca emek verip açığa çıkardığı kurumsal mekanizmalarını ortadan kaldırarak kadınları savunmasız bırakmak istiyor. Bu özellikle yerelde hissedilen bir durum. Pandemi sürecinde kadın sığınma evlerine, kolluk mekanizmalarına başvurular zorlaştırıldı. Kadınların bu mekanizmaları kullanmamaları için ellerinden geleni yaptılar.

Kadınlar alternatifsiz, çözümsüz, savunmasız bırakıldı. Pandemi gerekçe gösterilerek kadınlar eve kapatılarak yaşayacakları şiddete de rıza göstermeleri telkin edildi. Zaten kadınların başvuru mekanizmaları da tasfiye edildi. Doğal olarak yaşadığı şiddete çözüm bulamayan, alternatifsiz kalan kadınlar intihara sürüklendi. Ya da aile içinde yaşanan cinayetlere intihar süsü verildi. Bunlarla ilgili de etkili bir soruşturma yürütülmedi. En son Ağrı, Mardin ve Diyarbakır’da şüpheli kadın ölümleri gerçekleşti, Bu kadınların ailelerinin ev içinde şiddet gördüğüne dair beyanları var. Ama bunlar araştırılmıyor, kadınların makus talihi deniliyor ve normalleştiriliyor. AKP bu tutumu ile bir anlamda yaşananlara bir zemin sunuyor" dedi.

ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ ARAŞTIRILSIN

Partisi tarafından kadınların şüpheli ölümlerinin araştırılmasına yönelik meclise araştırma önergesi verildiğini ifade eden Taşdemir, kadına yönelik şiddette ortaklaşmanın gerektiğini hatırlatarak, önergenin AKP-MHP ittifakı tarafından reddedilmesini değerlendirdi: "AK-MHP ittifakı kendilerince uygun olmayan ve muhalefet tarafından verilen hiçbir önergeyi kabul etmiyor. Biz bu konu da tüm partilerin birleşmesi gerektiğini söylüyoruz. Tüm partilerin temsilcilerinden oluşan bir Araştırma Komisyonu talebimiz oldu, mecliste bunu tartıştık, ama tabi ki kabul edilmedi. Sayısal çoğunluk AKP’de olduğu içinde reddedildi.

Biz kadın meselesinde hangi partinin, kimin önerge verdiğine bakmıyoruz. Ama bırakın buna karşı mücadele etmeyi bizim önergede ifade ettiğimiz şüpheli kadın ölümleri AKP tarafından manipüle edilerek ciddi bir algı operasyonu yapıldı. Böyle bir tablo olmadığı iddia edildi. Tutum alması gereken iktidar tam tersi retçi, inkarcı bir yaklaşımla toz pembe tablolar çizdi. AKP iktidarını uluslararası alanda zor durumda bırakmak için gündeme getirdiğimiz yönünde ucuz bir tavır sergilendi. Ama biz yine de bu yaşananların takipçisi olmaya devam edeceğiz."

İTAAT EDEN KADIN İSTİYORLAR

İktidarın yeni rejim kurmak istediğini vurgulayan Taşdemir, AKP'nin 18 yıldır kadın mücadelesine istikrarlı bir şekilde saldırdığını hatırlattı. İktidarın yeni rejimde eşit, özgür birey olmak isteyen kadını değil; evinde, itaat eden, çocuk doğuran ve aile içerisinde kendini tanımlayarak insani varlığını inkar eden kadını var etmek istediğinin altını çizen Taşdemir konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Bu ideolojik yaklaşımı kabul etmeyen, faşizm karşısında mücadele eden, hem Kürt kadın hareketi, hem devrimci kadın hareketi hedef alınıyor.

Kürt kadınları bu anlamda ciddi bir hedef durumunda. Sadece Kürdistan'da değil, Paris'te 3 kadın katledilmesi, Kobanê'de 3 kadın aktivist siyasetçinin hedef alınması, yani bir bütünen Kürt kadın hareketinin getirdiği ivme ile ilgili bir şey. Sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da bugün bir devrimsel süreç, bir aydınlanma yaşanıyor. Bu aydınlanma Kürt kadınları şahsında yaşanıyor. Belki bugüne kadar ki devrimsel süreçlerden en ayırt edici özelliklerden bir tanesi kadınların mekanizmalar kurması, mücadeleye yön vermesi ve öncülük etmesidir. Bu onlar için kaygı uyandırıyor.

Ortadoğu'daki kadın mücadelesini ortadan kaldırmaya, ideolojik olarak kadın köle pazarları kurmaya çalışan radikal grupların başka bir biçimini, başka bir versiyonunu da AKP iktidarı ile yaşıyoruz. Kadın aktivistler bugün cezaevinde tutuklu, eş başkanlık sistemi tehdit olarak atfediliyor, kadın aktivistler katlediliyor. Açığa çıkan kadın gücünü tavsiye etmeden yeni rejimi kuramayacaklarını düşünüyorlar. Bu yüzden kadın mücadelesi her anlamda ciddi bir tehdit altında ama aynı zamanda ciddi de bir direniş içindedir."