HDP Kadın Meclisi Üyesi Bedriye Tekgür, artan kadın cinayetlerinin sorumlusunun iktidar olduğunu söyledi.
ANF’ye konuşan Tekgür, AKP-MHP iktidarının, kadınları siyasal ve sosyal alanlardan çekip evlere hapsederek ‘makul kadın’ yaratmak istediğini belirterek, “Kullandıkları dil ve hitap, içlerinde bulunan tarikatların kadınlara yönelik söylemleri, erkeklere güç veriyor. Böylece bir kadın şort giydiğinde, gece sokakta olduğunda, kocasına, babasına karşı geldiğinde, hayır dediğinde kolaylıkla öldürülebiliyor” dedi.
KATİL ERKEKLER ÇOK RAHAT
Katillerin, bazı mahkeme ve dava süreçlerinde kullandıkları cümlelere dikkat çeken Tekgür, şunları söyledi: “Katleden erkekler, çok rahatlıkla kadınlara ‘seni öldürürüm, en fazla iki güç ay içerde kalırım’ diyebiliyor. Hakimlerin, iktidarın siyasi bakış açısına göre yasaları uyguladığı bir yerdeyiz. Salgın sürecini bahane ederek kadın katillerini serbest bıraktılar. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiler. Pınar Gültekin davasındaki katil, ‘iyi ki İstanbul Sözleşmesi’ni cumhurbaşkanımız kaldırdı’ dedi. Neredeyse günde iki kadın cinayeti haberi alıyoruz.”
KADIN SANATÇILARI SUSTURMAK İÇİN
Namaz kılmayanın önce dövülmesi, yine kılmazsa öldürülmesini isteyenin tutuklanmadığını belirten Tekgür, şarkıcı Gülşen’in bile (Gülşen, Kürt meselesinde devletin resmi çizgisine sadık, Efrîn’in işgalini kutlayacak kadar devlet kodlarına bağlı biri) İmam-Hatipliler hakkındaki sözlerinden, duruşundan, bakış açısından ve kıyafetlerinden dolayı hedef alınıp tutuklanmasını eleştirdi. Tekgör, şöyle konuştu: “Gülşen’e yapılanı kınıyoruz. Hem kadın mücadelesini sindirmek, kadın sanatçıları korkutmak, hem muhalifleri susturmak için gözdağı veriyorlar. Önce kadınların cezaevinde tutulması da Canan Kaftancıoğlu’na gelen siyasi yasak da örnektir.”
KADINLAR GERİ ADIM ATMAYCAK
AKP-MHP ittifakının en çok korktuğu mücadele alanının, kadın mücadelesi olduğunu söyleyen Tekgür, şunları ekledi: “Kadın mücadelesi durdurulamaz. Kadınlar geri adım atmayacak. Kadınlardan korktuğu için kadın kurumlarını kapatıyor. Cezaevlerinde kadın mücadele öncüleri rehin tutuluyor. Cezaevlerin önündeki annelerin mücadelesine saldırıyorlar. Cumartesi Anneleri’ne Taksim’i yasaklıyorlar. Kadınların, mücadelelerinden, hak ve adalet arayışlarından asla vazgeçmeyeceklerini biliyorlar. Korkuyorlar, korkmaları da gerekir. Eşit, özgür ve birlikte yaşamı, kadınların mücadelesi getirecek.”