TJK-E, 8 Ekim’de alanlara çağırıyor

TJK-E, uluslararası komplonun yıl dönümünde “Önderliğin özgürlüğü özgürlüğümüzdür” şiarıyla 8 Ekim’de Avrupa’nın her yerinde düzenlenecek eylemlere katılım çağrısı yaptı.

TJK-E, komplonun 25. yılında verilmesi gereken yanıtın, artık görkemli direnişi sonuca götürmek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak olduğunu vurgulayarak, “Zaman, ‘Jin jiyan, azadî’ sloganını haykıran milyonların hak ettiği başarıyı sağlama zamanıdır” dedi.

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: “Rêber Apo şahsında Kürt halkına karşı gerçekleştirilen uluslararası komplonun 25. yılına giriyoruz. Bir kez daha ‘yüzyılın komplosu’na karşı nefes nefese bir mücadele yürüten Rêber Apo’yu selamlıyor; komploya karşı ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarıyla kendisini ateşten çember yapan şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Nerede olursa olsun, düşmanın fiziki, siyasi, kültürel tüm soykırım uygulamalarına karşı kimliğini, onurunu, varlığını koruma mücadelesi veren, özgürlüğe tutkulu halkımızı ve dostlarımızı selamlıyoruz.

ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMA GÖREVİ DURUYOR

Önderliğimizin sergilediği mücadele, ortaya koyduğu paradigma, Özgürlük Hareketi ve halkımızın direnişiyle komplo boşa çıkarıldı, ancak Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlama, bir görev olarak önümüzde duruyor. Komplocu güçlerin özel bir uygulamayla inşa ettiği İmralı işkence sistemindeki baskılar, insan havsalasının alamayacağı boyutlara ulaştı. 19 aydır haber alamadığımız Önderliğimiz direndikçe üzerindeki baskı daha da artıyor. Rêber Apo’nun toplumla, dünyayla fiziki bağını koparmak, düşüncelerinin, perspektiflerinin topluma ulaşmasını ve bu biçimde de yeni bir toplumsal şekillenmeyi engellemek istiyorlar. Faşist Türk devletinin ‘disiplin cezası’ bahanesiyle, Avrupa Konseyi’ne karşı yükümlü olduğu ‘umut hakkı’nı uygulamaması tümüyle bu amaçlıdır.

CPT ARTIK ROLÜNÜ OYNAMALI

Son olarak cezaevlerindeki insanlık dışı uygulama, işkence ve kötü muameleyi denetlemekle yükümlü olan CPT’nin İmralı’yı ziyaret ettiği bilgisi basına yansıdı. 25 yıldır artarak devam eden işkence sistemini izlemekle yetinen CPT, artık gerçek rolünü oynamalıdır. İmralı’da yaşananlarla ilgili doyurucu bir açıklama yapmak kadar, sadece ziyaretlerle misyonunu yerine getirdiği gibi bir görüntü çizmesi, Kürt halkı ve kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Tecrit işkencesine karşı tutum almalı ve Türk devletine karşı yaptırım mekanizmasını harekete geçirmelidir.

ÖZGÜRLÜK TUTKUSUNUN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ

Bilinmelidir ki; ‘Kuru tahtayı yeşertmek, kaya parçasında gül olup bitmek’ felsefesiyle yola koyulan, ‘umut zaferden daha değerlidir’ sözüyle mücadele iradesini bu halkta, kadınlarda her geçen gün yeniden yeniden uyandıran Rêber Apo’yla bu halkın, kadınların, özgür yaşamdan yana olan tüm kesimlerin bağı artık koparılamaz. Hiçbir duvar halklarda ve kadınlarda uyanan özgürlük duygusunun önüne set çekemez. Artık Rêber Apo’nun düşünceleri, demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigması tüm dünyaya yayılmıştır. Bu direniş, artık yüz yıl boyunca yürütülmekte olan Kürt soykırımına karşı durma iradesi; toplumsallığın direnişi, tarih boyunca söz hakkı elinden alınmış tüm ezilen kesimlerin, kadınların direnişidir.

‘JIN JIYAN AZADÎ’ SLOGANIYLA YANIT

Sadece direnmek de değil aynı zamanda yeni bir sistemi inşa etme iradesi, gücü ve örgütlülüğüdür. Uluslararası komploya karşı 25. mücadele yılında Kürt halkı, kadınları sadece varlığını korumakla kalmadı, örgütlü özgürlükçü bir toplumsal modelini de yaşanır kıldı, bununla dünya halklarına ve kadınlarına esin oldu. Bugün Jîna Emînî’nin katledilmesi ardından başlayan eylemlerde görüldüğü gibi ‘Jin jiyan azadî’ sloganı 21. yüzyılın kadın özgürlük mücadelesinde bir parola; başkaldıran, mücadele eden tüm kadınların pusulası haline geldi.

Rêber Apo, ‘nerede olursam olayım hangi anda yaşarsam yaşayayım mensubu olduğum toplumsallık için, Kürtler için, tüm Ortadoğu halklarının ve dünya halklarının çözüm ve kurtuluş yolu olan Demokratik Uluslar Birliği için sonuna kadar mücadele içinde olacağım. Hakikat kişiliğimle yürüyeceğim, yaşamı kazanacağım ve herkesle paylaşacağım’ dedi. Bu hakikatin çoktan zaferi kazandığı, komplocuların yenildiğini tarih ve görkemli direniş herkese gösterdi.

HAMLEYİ SONUCA TAŞIMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ

Kürt Özgürlük Hareketi’nin başlattığı ‘Dem dema azadiyê ye’ hamlesinin üçüncü yılına girerken, önemli bir mücadele deneyimi açığa çıksa da hala komplonun ortaya çıkardığı tehlikeler tümüyle bertaraf edilmiş değildir. Bugün zindanlar direniyor. TC bir halktan intikam almak için 80’lik nine ve dedeleri esir tutuyor; cezaevlerinden peş peşe cenazeler çıkıyor. Zap, Avaşîn, Metîna’da özgürlük gerillaları amansızca direniyor. Kimyasal silahlara, taktik nükleer silahlara karşı eşi benzeri görülmemiş bir fedailik yaşanıyor. Faşist TC devleti halkların imhası üzerine kurulu cumhuriyetin 100. yılında tasfiye ve imha konseptini sonuca götürmek istiyor. Biz özgürlük çizgisinden yana olanların da komplonun 25. yılına yanıtı artık bu görkemli direnişi sonuca götürmek, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak olmalıdır.

ÖNDERLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDÜR

Zaman, Önderliğin özgürlüğü için seferber olma, direnen gerillaya sahip çıkma, ‘Güneşimizi Karartamazsınız' diyerek fedaileşenlerin anılarına layık olma zamanıdır. Zaman, ‘Jin jiyan, azadî’ sloganını haykıran milyonların hak ettiği başarıyı sağlama zamanıdır.

Bu kararlılıkla Avrupa’da yaşayan halkımızı, Kürt kadınlarını, uluslararası komplonun yıl dönümünde “Önderliğin Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür” diyerek alanlara çıkmaya, 8 Ekim Cumartesi günü Avrupa’nın her yerinde Avrupa Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde düzenlenecek olan protesto eylemlerine güçlü katılmaya çağırıyoruz.”