Uluslararası Komplo’yu 22’nci yılında yaptığı yazılı bir açıklama ile kınayan Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) “Tüm kadınları ve halkımızı ‘Tecride, Faşizme ve İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı” hamlesi ve ‘Zamanı geldi! Öcalan’a özgürlük’ şiarı temelinde bu eylemlere çok güçlü katılmaya çağırıyoruz” dedi.

TJK-E açıklamasında şunlara dikkat çekti: “Dünyada ve ülkemiz Kürdistan’da 3. Dünya Savaşı, her gün adım adım geniş bir coğrafyaya yayılarak yoğunlaşmaktadır. Bu savaş, 21. yüzyılın sömürü sistemi kadar, buna karşı direnen kadınlar, halklar, yani tüm emekçiler açısından da ya varlığını sürdürerek kaos ve krizden çıkışı sağlayacak, ya da bu kaos ve krizde büyük yıkımlar yaşanacaktır. Savaştan, militarizmden, cinsiyetçilikten, milliyetçilikten ve sömürüden beslenen kapitalist ulus-devletler, kadınların, halkların, emekçilerin bu sürecin kazananı olmamaları için her türlü politikayı devreye koymakta, kendi çıkarları için Ortadoğu ve diğer coğrafyalardaki faşist-diktatör-anti demokratik yönetimleri ve politikaları desteklemektedirler.

Kürdistan’da ve Ortadoğu’da demokrasi, eşitlik, özgürlük talebi temelinde 40 yıldır devam eden Kürdistan Özgürlük Mücadelesi, kadın, toplum ve doğa kırımına ve sömürüsüne neden olan bu savaş ve yıkım politikalarına karşı Rêber Abdullah Öcalan’ın inşa ettiği demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü toplum paradigması temelinde, bu kaos ve krizden savaş-militarist politikalarla değil, demokratik ve eşitlikçi politika ve yöntemlerle çıkılabileceğimizi; kadının, toplumun, insanın doğrudan demokrasiyle kendini, toplumunu demokratik, özgür ve eşit temelde yönetme ve yaşama hakkı olduğunu göstermiştir.

Bu temelde Kürt kadınları ve Kürt halkı olarak, 21. yüzyılın bu direniş sistemini inşa etmek, varlığımızı, toprağımızı, doğamızı savunmak amacıyla Türkiye’deki AKP-MHP-Ergenekon faşist rejimine karşı büyük bir direniş içinde bulunuyoruz. Diktatör Erdoğan’ın başını çektiği militarist faşist yapı bugün sadece Kürdistan’da Kürt varlığını soykırımdan geçirmek için saldırmamakta, aynı zamanda DAİŞ çetelerinin başaramadıkları başarmak için Suriye’den Libya’ya, Doğu Akdeniz’den Kafkasya’ya kadar her yerde savaşı, ırkçılığı, yıkımı, talanı, kısaca soykırımı insanlığa dayatmaktadır. Dünya devletleri ise, bu savaş ve soykırım konseptine karşı sessiz kalmaktadırlar.

SURİYE’DEN ÇIKIŞ SÜRECİ, 3. DÜNYA SAVAŞI’NIN İLK PRATİKLEŞME ADIMI OLMUŞTUR

Bu sürecin tek ve gerçekçi demokratik çözüm projesi Rêber Abdullah Öcalan tarafından sunulmuştur. Ancak tüm insanlık da görmektedir ki; bu çözüm projesine ulus-devletlerce verilen yanıt Rêber Öcalan’a dönük uygulanan komplo, tecrit ve baskı olmaktadır. Rêber Abdullah Öcalan’ın ABD, İngiltere, TC gibi devletlerin kirli oyunları ve baskılarıyla 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den çıkarılmasının ardından başlayan süreç, Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı’nın ilk pratikleşme adımı olmuştur. 9 Ekim 1998 tarihinde başlatılan bu komplo, Rêber Abdullah Öcalan şahsında, sömürü sistemine karşı demokrasiyi, özgürlüğü savunan dünya kadınlarına ve halklarına karşı da başlatılan yıkım, savaş sürecini ifade etmektedir.

21 yıldır Türkiye’deki İmralı Ada Zindanı’nda ağırlaştırılmış tecrit ve izolasyon altında tutulan Önderimiz Rêber Abdullah Öcalan’a dönük yapılan 9 Ekim 1998 komplosunun 22. yıldönümünü karşılıyoruz. Bu komployu planlayanlar, 15 Şubat 1999 tarihinde Rêber Öcalan’ın Türk devletine korsanvari bir şekilde kaçırılarak teslim edilmesinde bizzat ve dolaylı olarak yer alan güçler, bugün de Kürdistan’da, Ortadoğu’da ve dünyanın birçok yerinde sürmekte olan savaşın, talanın, yoksulluğun, mültecileşmenin, kentlerin yıkımının, ekolojik felaketlerin yaratıcısı ve sorumlusudurlar. Bu güçlere ve onların tüm komplolarına karşı mücadele etme görev ve sorumluluğu da bizlere; yani kendine demokratım, insanım, kadınım diyen herkesin omuzlarındadır.

TJKE olarak; 22. yıldönümünü karşıladığımız 9 Ekim 1998 komplosunu ve bunu gerçekleştiren tüm ulus-devletleri nefretle kınıyoruz. Kürt kadınları, Kürt halkı ve dostları tam yirmi iki yıldır ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ şiarı ile uluslararası komploya karşı tarihin en büyük direnişini yürütüyor. İlk günkü gibi, öfkemizin ve bu komployu paramparça etme gücümüzün bugün daha da büyüdüğünü belirtiyoruz. Kürdistan’dan başlamak üzere, özgür, eşit, onurlu yaşama inanan tüm kadınlar olarak dünyanın dört bir yanında bu vahşi iktidarcı-sömürgeci-militarist-ırkçı-cinsiyetçi faşist sisteme karşı özgücümüze dayanarak, mücadelemizi ve direnişimizi yükseltme kararlılığımızı haykırıyoruz.

Bu temelde ‘Tecride, Faşizme ve İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı” hamlesine herkesi en güçlü temelde katılmaya çağırıyoruz. İmralı işkence ve tecrit sistemini kırmayı ve Rêber Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne hedefleyen bu özgürlük hamlesine biz kadınların öncülük edeceğini bir kez daha belirtiyoruz. Kürt kadını yakaladığı özgürlük ve eşitlik düzeyini Rêber Apo’nun kadın özgürlük felsefesine borçludur. Kürt kadının özgürlük mücadelesi, bir halkın mücadele ve direniş geleneği olmuş, tüm dünya kadınları için başka bir yaşamın mümkün olduğunu göstermiştir.

BRÜKSEL VE STRASBOURG’DAKİ EYLEMLERE KATILIM ÇAĞRISI

Avrupa Kürt Kadın Hareketi olarak; 9 Ekim komplosunu ve komplocuları lanetlemek, Avrupa devletlerinin ve kurumlarının Türk devlet faşizmi karşısındaki sessizliğini ve ortaklığını protesto etmek ve Rêber Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırmak için 9 Ekim 2020 tarihinde Brüksel ve Strasbourg’da protesto eylemleri gerçekleştireceğiz. Tüm kadınları ve halkımızı ‘Tecride, Faşizme ve İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı” hamlesi ve ‘Zamanı geldi! Öcalan’a özgürlük’ şiarı temelinde bu eylemlere çok güçlü katılmaya çağırıyoruz. Yine tüm devrimci-demokrat-sosyalist kadınları ve dostlarımızı da bu eylemlere katılmaya, faşizme karşı kadınların ve halklarımızın direniş gücünü örmeye çağırıyoruz.

Brüksel:

Tarih: 9 Ekim 2020

Saat: 14:00

Adres: Place du Luxembourg

1050 Brüksel

Strasbourg:

Tarih: 9 Ekim 2020

Saat: 12:30

Adres: Place Kleber 2 Rue de l’Outre

67000 Strasbourg”