Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Meclis'teki darbeye ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Kuruluşundan bu yana kendisini halkların, kadınların, muhalif kesimlerin imha ve tasfiyesi üzerinden var etmeye çalışan; bunu da fiziki, kültürel, siyasi soykırımlarla, savaş ve şiddet yoluyla uygulamaya koyan ama ne olursa olsun direnişin boy vermesini engelleyemeyen TC devleti sürekli bir 'darbe mekaniği'ne ihtiyaç duymuştur" denildi.
'REHİN ALMA VE GASP ETME, TECAVÜZ KÜLTÜRÜNÜN EN ÇIPLAK HALİDİR'
"100 yıllık Türkiye gerçeği aslında her boyutuyla bir darbe hali ve bir darbe yönetimidir" vurgusunda bulunulan açıklamada, şunlar ifade edildi:
"Devletin bu karakterinden en fazla da 'Berxwedan Jiyanê' şiarıyla var olmayı direnmekle eş tutan Kürtler nasibini almıştır. HDP'li Leyla Güven, Musa Farisoğulları'nın vekilliklerinin düşürülerek tutuklanmaları Kürtlere karşı sistematik darbenin son halkası olmuştur. 'KCK' operasyonları adı altında 2009 yılında başlayan siyasi soykırım operasyonlarından bugüne eşbaşkanlar, vekiller, yerel teşkilatlar, on binlerce HDP'linin rehin alınması, halkın oylarıyla alınan belediyelerin kayyumlarla gasp edilmesi, kamu yararına ait onlarca sosyal kuruma, kadın evlerine, atölyelere, çocuk parklarına el konulmasını normal bir hukuk literatüyle izah etmek mümkün değildir. Yaşanan rehin alma, gasp etme, el koyma, tecavüz kültürünün en çıplak halidir.
Bu son darbenin zamanlaması değerlendirme konusudur. Haftalardır HDP şahsında direnen, tüm baskılara rağmen örgütlü ve diri kalmayı başaran, mücadeleden ödün vermeyen özgür Kürdü hedef alan kimi kalemşorların karalama kampanyasına paralel olarak bu darbenin yapılması tesadüf değildir. Kimi kesimler HDP'nin ilkelerine saldırarak, AKP-MHP faşist yönetimi de kayyum ve tutuklamalarla aynı şeyi yapmaya çalışmaktadırlar.
'GÜVEN ŞAHSINDA KÜRT KADININDAN İNTİKÂM ALINIYOR'
HDP'li vekil Leyla Güven'in hedeflenmesi de dikkat çekicidir. Güven, Kasım 2018'de 'Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım' sloganıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması hamlesine 200 gün boyunca bedenini açlığa yatırarak öncülük etti. Onun 'ne kadar mücadele o kadar özgürlük' sözleri milyonların duygularına, talebine tercüman oldu. Direniş dalga dalga yayıldı ve sonuç aldı. İşte bugün Güven şahsında direnen, pes etmeyen, mücadelesini her koşulda sürdüren Kürt kadınınından intikâm alınıyor."
Saldırının özgür Kürde, özgür kadın çizgisine, direniş ve mücadeleci kadınlara olduğunun belirtildiği açıklamada, şöyle devam edildi: "Faşist rejimin nefesini kesmek istediği tüm muhalif kesimlere, feministlere, demokratlaradır. Güven'in açlık grevi sırasında söylediği 'direnmek tek çözüm olduğu gibi hakkımızdır da' sözü bugün de tek cevabımızdır. O gün olduğu gibi bugün de 'Tecridi kıralım, faşizmi yıkalım' diyoruz."
'6 HAZİRAN'DAKİ EYLEMLERE KATILALIM'
TJK-E, açıklamasının sonunda şu çağrıyı yaptı:
"Avrupa'da yaşayan halkımızı, Kürt kadınları, feminist, demokratik sol çevreleri bu saldırılara karşı seslerini yükseltmeye, 6 Haziran'da 'Her gün eylem her gün Kürdistan' şiarıyla düzenlenecek eylemlere katılmaya çağırıyoruz. Biliyoruz ki 'Berxwedan Jiyanê' diyen irade kazanacak, faşizm kaybedecek!"