Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi'nin “Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız” şiarıyla düzenlediği 13'üncü Kadın Konferansı'nda konuştu. HDK’nin erkek egemen sisteme karşı ortak mücadelenin çatısı olduğunu dile getiren Tülay Hatimoğulları, "Bizler HDK olarak umutla, dirençle, yaşamın kendi ellerimizle ilmek ilmek dokuyacağımız bir sürecin içindeyiz. HDK, erkek egemen kapitalist sisteme karşı bütün ezilen ve sömürülenlerin ortak mücadele cephesi ve bu fikriyatı büyüten bir kongredir. HDK, partimizin de içinde olduğu kongredir ve bütün ezilen ve sömürülenlerin ezen ve sömüren güçlere karşı ortak mücadelein büyütülmesinin paradigmasını ortaya koymuştur” diye belirtti.
KADIN KATLİAMLARI
Artan kadın katliamlarına değinen Tülay Hatimoğulları, "Türkiye ve bölgede kadınların durumunu en iyi şekilde analiz etmeye çalışacağız, analizle yetinmeyeceğiz, önümüzdeki dönemdeki mücadele hattımızı ve pratiklerimizi de hep birlikte konuşacağız. Planlamalarımızı da hep beraber konuşacağız. Şu bir gerçek ki biz bu coğrafyada her gün katlediliyoruz. En son İstanbul’da IŞİD'vari yöntemle kadınların boğazlarının kesildiğine tanıklık ettik. Bütün bu cinayetlerin en büyük sebebi erkek egemen sistem ve bu sisteme çanak tutan mevcut olan rejimdir. Bakın şüpheli ölüm adı altında sayısız ölümler var. Her şüpheli ölümün altında bir erkeğin yattığını çok iyi biliyoruz. Bir erkek egemen anlayışın ve baskının yattığını da çok iyi biliyoruz” diye kaydetti.
GASBA TEPKİ
"Kent uzlaşısı" modeli ile seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve sonrasında görevinin gasp edilmesine dikkati çeken Tülay Hatimoğulları, Ahmet Özer’in derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Tülay Hatimoğulları, iktidarın halk iradesini tanımadığını kaydetti, "Kürdistan’taki belediyelere geçmiş dönemde kayyum atayarak deneyimlenen bu iktidar, CHP belediyelerine kayyum atamış oldu. Esenyurt halkı yalnız değildir" dedi.
"Halkı seçilmişleri yönetmelidir, atanmışlar değil" diyen Tülay Hatimoğulları, eşbaşkanlığa dönük saldırılara işaret etti. Tülay Hatimoğulları, "Bizler eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir dedik, demeye devam edeceğiz. Her yerde, içeride ve dışarıda eşbaşkanlık ve eşit temsilyetimiz, mor çizgimiz olduğunu söylemeye, bunun mücadelesini vermeye siz sevgili kadınlarla birlikte vermeye devam edeceğiz" diye vurguladı.
'ÇÖZÜM İÇİN CANIMIZI ORTAYA KOYARIZ AMA BOYUN EĞMEYİZ'
Tülay Hatimoğulları, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalara da işaret ederek, şunları söyledi: "Aslında biz bu sürece süreç demiyoruz, dememeliyiz de. Gelişmeler var. Biliyorsunuz Devlet Bahçeli’nin gelip eş başkanımızla tokalaşmasıyla iktidar bir sürecin başladığını iddia etti. Biz ise buna bir süreç diyemeyiz dedik. Elbette barışın parıltısının oluştuğu her yerde bizler barış için mücadele etmeliyiz. Barışı talep eden bir kongreyiz, bir partiyiz. Onurlu bir barış için mücadele ediyoruz. Barışı talep eden bir kongreyiz, bir partiyiz. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir şekilde çözülmesi için değil elimizi taşın altına koymak, canımızı vermeye hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ettik. Ama buradan muhalefete, muhalif kesimlere boyun eğdirmeyi hedefliyorlarsa yanılırlar. Bunun mesajını da biz her daim verdik.
Dün de Esenyurt’a atanan kayyumla nasıl bir pratik izlemiş olduklarını göstermiş oldular. Bizler de mesajımızı bu anlamıyla almış olduk. Ne olursa olsun Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ne olursa olsun Türkiye’de çatışmasızlık sürecinin başlaması ve onurlu bir barışın inşa edilmesi için mücadele etmekten asla geri durmayacağız. Ne olursa olsun Ortadoğu'da her yeri ateş sarmalına çevirmiş olan emperyalist güçlere karşı mücadele etmeye, orayı bir savaş sahasına, emperyalist güçlerin paylaşım sahasına dönüştürmeye çalışanlara karşı halklar adına barışı savunmaya devam edeceğiz.
'DEMOKRATİK CUMHURİYET' MESAJI
Bizler HDK’nin paradigmasıyla yol yürüyoruz. HDK’ye bağlı çalışan bütün bileşenlerle beraber şu gerçeği itiraf etmeliyiz ve şu özeleştiriyi vermeliyiz ki; HDK paradigmasının daha fazla büyümesi konusunda daha fazla pratik adımlar atmaya ihtiyacımız var. HDK’yi daha çok örgütlemeye, HDK’nin daha çok toplumun kılcal damarlarına yayılmasına ihtiyaç var. İki bloktan da bu ülkeye fayda yok. Bizler üçüncü yolun yolcuları olarak Demokratik Cumhuriyeti hep birlikte inşa edeceğimiz günlerin yakın olduğunu düşünüyoruz. Nesnel koşullar bu anlamıyla kesinlikle olgunlaşmıştır ve çalışmalarımızı bu anlamıyla sürdürmeliyiz. Ben buna olan inancımızla bedenimize, emeğimize, kimliğimize saldıranlara karşı biz kadınlar birlikte güçlüyüz diyoruz.”