Tutsaklardan duyarlılık çağrısı

Kayseri Bünyan Cezaevi’ndeki tutsak kadınlara yönelik baskılar devam ediyor. Tutsaklardan Sinem Oğuz ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde, "Yarına çıkacağımız belli değil" diyerek kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Koronavirüs (Covid-19) sürecinde bu ihlallerin arttığı cezaevlerinden biri olan Kayseri Bünyan Cezaevi’nde aynı koğuşta tutulan 12 kadın tutsak, aileleri aracılığıyla yaşadıkları baskıları aktardı. Aileler, tutsakların bulunduğu koğuşun sık sık arandığını, bunun sağlıksız olduğunu dile getiren tutsaklara rağmen uygulamaya Adalet Bakanlığı’nın talimatı ile devam edildiğini aktardı. Koğuşun sık sık aranmasına tepki gösteren tutsaklara ise görüş cezası verildi.

Siyasi tutsaklardan Sinem Oğuz (27) ile telefonda görüşen ablası Cemile Oğuz, salgın sonrası cezaevlerine haftada bir defa sağlanan telefon görüş haklarının iki güne çıkarılmasına rağmen bu hakkın kimi cezai gerekçelerle yalnızca bir ay gerçekleştirildiğini ifade etti. Tutsakların yaşamlarının gardiyanlar tarafından yapılan oda aramalarıyla tehlikeye atıldığına dikkat çeken Oğuz, bu tehlikeyi dile getiren tutsakların telefon görüşlerinin yasaklandığını aktardı.

Oğuz, cezaevinde yaşanan ve kendilerine aktarılan hak ihlallerine ilişkin şunları aktardı: "Kardeşim cezaevinde ciddi hak ihlallerinin yaşandığını söyledi. 6-7 tutsak arkadaşının tutukluluk süresinin bitmesine rağmen tahliye edilmediğini aktardı. Cezaevi ile iletişimimiz kesilmiş durumda. Yaşamlarından endişeliyiz. Telefon görüşmemizde bizlere, 'bugün yaşıyoruz ama yarın hayatta olur muyuz bilemiyoruz' diyorlar."

15 GARDİYAN KOĞUŞ ARAMASI YAPTI

Sinem Oğuz, ablası Cemile Oğuz ile geçtiğimiz hafta Pazartesi günü kayıt altına alınan telefon görüşünde kendilerine dayatılan hak ihlallerine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Açık görüşe, etkinliklere pandemi nedeniyle çıkamıyoruz. Pandemi nedeniyle odalarımızda da arama yapılmıyordu. Ancak geçtiğimiz hafta oda aramaları yeniden başladı. 15 gardiyan tarafından yapılan baskında eşyalarımızı didik arandı. Bu durumun sağlığa uygun olmadığını ve suç olduğunu cezaevi idaresine de söyledik. Ancak söz konusu uygulamanın Adalet Bakanlığı’nın talimatı olduğunu söylediler.

Tutukluluk süresinin bitmesine birkaç ay kalan 6-7 arkadaşımız var. Şefika Bilici, Kaniye Ağırman, Kadriye Külter, Berivan Bitmez isimli arkadaşlarımız idarenin keyfi uygulamaları nedeniyle cezaevinden çıkamıyorlar. Hatta bu tutanaklar birkaç kez art arda veriliyor. Arkadaşlarımızın tahliyeleri ertelendi, infazları yandı. Gerekçe ise slogan attıkları iddiası. Arkadaşlarımız bu iddialara itiraz ettiler. Bu iddialar görüntülerle, ses kayıtlarına yansımamasına rağmen bu cezalar onaylanıyor.

Hak, hukuk diye bir şey yok. Birçok yere başvuruda buluyoruz ancak söz konusu hukuksuz uygulamalar devam ediyor. Yarına çıkacağımız belli değil. Cezaevinde yaşananlar bir politika haline gelmiş durumda. Ve bu politikaya Cumhuriyet Başsavcısı da ortak oluyor."