YJA STAR Askerî Konsey üyesi Ruken Jirkî, Parîs Katlîamının 10 yıldönümünde şehit düşen kadın devrimcilerin anısına bir yazı kaleme aldı.
Jirkî’nin yazısı şöyle:
Halkların özelde de Kürt halkının yok olma ile karşı karşıya kaldığı bir süreçte Önder Apo insanlık ve Kürtlük adına bir umut olarak doğdu. Kapitalist Modernitenin insanları umutsuzlaştırdığı, modern köleler haline getirdiği bir yüzyılda Önder Apo ve yarattığı ideoloji insanlara yeniden can vermeye başlarken, ortaya koyduğu felsefe ile insanlığın üzerindeki ölü toprağını kaldırdı. Bütün varlığı ile kendisini ortaya koyarak, halklar adına ve insanlık adına ahlaki-politik yaşamın yolu olan Demokratik Modernite ile yaşam nehrini yeniden akışkan hale getirerek insanlığın özü ile buluşmasını sağladı. Kapitalist Modernitenin, panzehri olan Demokratik Modernite sadece Kürt halkı ile sınırlı kalmayıp yaşama tutkusu olan, hakikat arayışçısı olan bir çok kesime dalga dalga yayıldı ve çoğaldı. Önder Apo ‘’savunmalarım neredeyse ben oradayım’’ belirlemesinde bulundu. Bu hakikat günümüzde de yalın bir şekilde kendisini göstermektedir. Önderlik; ideolojisi, düşüncesi, felsefesi Ortadoğu’da ve dünyanın dört bir yanına yayılmaktadır. Halklar, Önderlik ve düşüncesinden ilham almaktadır.
Önder Apo’nun yarattığı yeni insan modeli, egemen güçleri oldukça korkuttu. Çünkü onlara sömürülecek, katledilecek, ötekileştirilecek, soykırıma uğratılacak bir insanlık gerekiyordu. Bunun karşısında duran Önderliğimiz, bunları gördü ve büyük bir darbe vurdu. Uluslararası komplo ile Önderliğe mutlak tecrit uygulanarak halklarla arasına bir duvar örülmek istendi. Bu duvar ateşten çemberlerle, verilen büyük savaşlarla aşıldı. Uluslararası güçler Önderliğimizin üzerindeki mutlak tecritle halkımız ve biz savaşçıları, gerilla ile bağını kesmek istedi. Bundaki başarısızlıkları düşmanı çıldırttı çünkü her koşul altında Biji Serok Apo ve Be Serok Jîyan Nabe sloganları dalga dalga yayıldı. Halkımız ve dünya halkları Önderliğimiz ile gerçek özgürleşmenin, insan olmanın, ahlaki ve politik yaşamanın, xwebun olabilmenin tadına vardılar. Başta gerilla, kadınlar, gençler, halkımız ve dünya halkları Önderliğimizin etrafında etten bir duvar örerek Önderliğimize uygulanan tecriti boşa çıkardılar. Boşa çıkarılan İmralı sistemine karşılık olarak, ağzı kanlı güçler, özelde faşist Türk devleti imha, inkar ve katliam politikası ile hareketimize karşı yeni komplo sistemi ile yöneldiler.
Bu esas doğrultusunda Uluslararası komplocu güçler, 09 ocak 2013 tarihinde Heval Sara (Sakine Cansız), Rojbin (Leyla Şaylemez), Ronahi (Fidan Doğan) şahsında yeni bir komplo ile yoldaşlarımızı şehit düşürdü. Sara arkadaş şahsında Kadın Hareketine, Rojbin arkadaş şahsında genç kadına, Ronahi arkadaş şahsında öncü kadına darbe vurmak istedi. Bu üç şehit yoldaşlarımızın katledilişleri tesadüf değildi. Önderliğimiz, kadın öncülüğünü geliştirerek yeni bir toplum modeli yarattı. Kadın artık yaşamın her sahnesinde var olmaya başladı. Siyaset, diplomasi, savaş, sanat kadınlar her yerde kendi rengi ile katılmaktaydı. Önderliğimizin, geliştirmiş olduğu, yaşamsallaştırdığı kadın olgusuna bir darbe vurulmak istendi. Üç arkadaşın katledilmesi planlı, hesaplanmış bir katliamdı. Önderliğimiz bu katliam için şunları belirtti; Sara arkadaşın hedef alınması, özde benim hedef alınmamdır’’ dedi. Bu da komplonun seyrini göstermektedir.
Önderliğe bağlılık göstergesi; halkına, toprağına, insanlığa, bütün evrene bağlılıktır. Koşulsuz mücadeleye atılmak ve bu doğrultuda savaşabilmektir. Bu koşulsuzluğun içinde şahadet en hakiki gerçekliğimiz olmaktadır. Önderliğimiz ‘’PKK şehitler partisidir’’ belirlemesinde bulundu. Başlangıçtan günümüze kadar partimiz bu gerçeklik ile gelişti, anlam kazandı. Yaşamlarımızın her alanında şehit yoldaşlarımızın bizlere bıraktıkları büyük miraslar olmaktadır. Bizler bu kutsal miraslar üzerinde gelişiyor ve ilerliyoruz. Bu hakikat bizlerde yılgınlık değil aksine savaşma ve ahlaki-politik yaşamı yaratmanın gerekçesi olmaktadır. Şehit Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşlar Önderliğe yoldaş olmanın en güzel örnekleri olmaktadırlar. Önderliğe yoldaş olmak hakikatten pay almaktır, hakikatte yekpare olmaktır. Ölümsüzleşen bu üç yoldaşımızda, Önderlik ideoloji ve felsefesinde yekpare olmuşlardır.
Şehit Sara, Apo’cu olmaya en başta inanan ve bu inanca yaşamını adayan olmuştur. Mücadelesinde hiçbir zaman ikircilik yaşamadı. Çünkü Önderliğe yoldaş olabilmeyi her zaman bildi ve her zaman bu hakikat doğrultusunda yaşadı, direndi. Şehit Sara demek iyi, güzel ve doğru yaşamın temsiliyetini yapabilmek demektir. Partimizin kurulmasından önce ve sonrasında büyük bir emeğe ve role sahip olmaktadır. Partinin kuruluşundan, kadın hareketinin kuruluşuna kadar ki her aşamada düşüncesi ve emeği ile yer alarak her zaman öncülük yapmayı bilmiştir. Kadın hareketimizin öncüsü olarak yaşamı, duruşu ile her zaman bizlere öncü oldu, ona çok şey borçluyuz. Kadın hareketinin gelişiminde büyük rolle ve misyona sahiptir. Gerek ideolojik, siyasi, örgütsel gerekse askeri duruşu ile büyük öncümüz olmaktadır.
Dersim kadınının direngenliğini, asiliğini, sevgisini, insani yanını her zaman kendisinde yaşamsal kıldı. Beselerin, Zarifelerin direnişçiliği Şehit Sara’nın genlerine işlenerek hayat buldu. Düşmanından aman dilemeden her zaman direngenliği ile direnişin en büyük kadın örneği olmaktadır. Yaşarken de mücadelenin bir diğeri adı olmayı her zaman başarabilen olmuştur. Önderliği iyi anlayan, içten hisseden ve doğru yaşayamayı her zaman bilmiştir. Dersim dağlarının özgür ruhunu her zaman kendi ruhunda yeşerten bir kadın militandı Sara. Şehit Sara, kadın bilimi yani yaşamı geliştirmeyi kapsayan Jineoloji biliminin gelişimininde stratejik bir rol oynamıştır. Devrettiği mirası ile direnişçi kadınlar her zaman Sara’nın ışığının ardılları olmayı başardı. Şehit Nagihan Akarsel’de bu mirası takip eden ve kadın çalışmalarını zirveye ulaşturan direnişçi, savaşçı bir kadın olmayı başarmıştır. Geliştirdiği ve başardığı kadın çalışmalarından kaynaklı kadınların, halkların, insanlığın düşmanı olan erkek egemenlikli zihniyet tarafından katledilmiştir. Jineoloji çalışmaları kadın gelişiminin ve biliminin bütünleştiği bir alan olmuştur. Kadın öncülüğünde bütün bilimleri kapsayan bir bilim olması ve bütün dünyaya yayılması, erkek egemenlikli sistemin önünde büyük bir tehdit olarak durmaktadır. Erkek egemenlikli zihniyetin çöküşünün bütün şifreleri Jineolojide bulunmaktadır. Bundan korkan egemen zihniyet kadın öncülüğünün ve kadın devriminin önünü alarak halkları karanlıkta bırakmak istemektirler. Paris katliamının 10. yılına girerken yine Paris ve yine Kürt kadınına ve yurtseverlerine karşı bir katliam gerçekleşti. Yıllarını partiye adayan Evin Goyi yoldaşımızın hedef alınması da mutlaka tesadüf değildir. Yine kadın hareketine ve kadın öncülüğüne bir darbe vurulmak istenmektedir. Düşmanın anlamadığı şu ki bizler vurulduğumuz anda çoğalıyoruz. Bizlerde bitmek diye bir kavram yoktur aksine bizler birbirimizi çoğaltan bir hareketiz. Yine yurtsever, sanatçı Kürt halkımızda hedef alınmaktadır. Emek timsali olan yurtseverlerimiz Mir Perwer ve Abdurrahman Kızıl şahadete ulaşan kahramanlar olmaktadırlar. Halkımızın tahammül sınırını aşan bu katliamların elbet hesabı sorulacak ve sorulmaktadır da.
Kürdistan dağlarında gerçekleşen savaş gerçekliğinde Önderliğimizin yaratmış olduğu fedai ruh ile düşmana karşı muazzam bir direniş ile cevap olunmaktadır. Saraların, Rojbin, Ronahi ve Evin yoldaşların izlerinde bu mücadele derinleşmektedir. Fedai devrimci duruş ile her türlü komplocu savaş sisteminin katliamcı, istilacı yönelimlerine karşı görkemli mücadelemizle savaş büyümektedir. Özelde bu süreçte Zap-Avaşin-Metinada sürmekte olan direniş kahramanlığın en büyük örneği olmaktadır. Kürdistan dağlarında tarihe yazılan bu günler YJA STAR gerillarının öncülüğünde gelişmektedir. NATO Türkiye’nin kullandığı her türlü teknik ve kimyasal silahlara karşı, Demokratik Modernite Gerillacılığı ile direnilmekte ve savaşılmaktadır. Bizlere karşı yürütülen bu savaşa karşı, özgür ve kutsal dağlarımızda tek bir kişi bile kalsak işgalci güçlerin geçişlerine asla izin vermeyecek ve sonuna kadar direneceğiz. Kürdistan dağlarında sergilenen bu duruş, yürütülen bu mücadele ve yürütülen bu savaş ; katliamcı Türk devletini ve sistemini daraltmaktadır. Devrimci halk savaşı gerçekliğinde gerilla ve halkın yan yana gelmesi güçlü devrim zeminini oluşturmaktadır. YJA STAR karargah komutanımız 2022 yılının, yılık savaş bilançosunu açıkladı. Yaşanan kahramanlıkları, sergilenen direnişleri, düşmana vurulan darbeleri belirtti. Gelişen bu muzzam direniş dört parça Kurdistanımıza örnek olurken, umut olmaya ve başarıların habercisi olmaya devam etmektedir. Yeniden yapılandırma ile Demokratik Modernite gerillacılığı ile profesyonel bir düzeye ulaşılmıştır. Rojhılat ve İran’da gelişen serhildanlar kadın hareketimizin büyüyüp gelişmesinden ve mevzilerde direnen YJA STAR gerillalarından güç alarak devam etmektedir. Bu temelde kadın artık dağlarda, meydanlarda, sokaklarda, yaşamın her alanında yer almaktadır. Önderliğimizin, sergilediği büyük direniş ile bize öncülük etmektedir. Bizler de Önder Apo’nun militanları olarak, Saraların ardılları olarak haklı mücadelemizi zafere ulaşana kadar sürdüreceğiz. Tarih, mutlaka biz haklı olanları yazacaktır. Kazanacağız bunun inancı ile mücadelemizi sürdüreceğiz. Şehit Sara arkadaşında belirttiği gibi
“Bir kez daha APO’culuğun gururunu yaşadım.
Ne güzeldi o an başka hiçbir şey düşünmeden, varsaymadan APO’culuğu kucaklamak!
Yaşam buydu. Kavga aşkının güzelliği buradaydı”
Bizler de Apo’cu olmanın gururu ile şehit Sara, Ronahi, Rojbin, Evin Goyi ve şehit düşen bütün şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyor ve mücadelelerini yükselteceğimin, yükselteceğimizin sözünü veriyor anılarına her zaman bağlı kalacağımızı belirtiyoruz.