'Yüksekova'da gözaltına alınanlara işkence yapıldı'

İHD, ÖHD ve Hakkari Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Yüksekova'da 9 Ekim’de gözaltına alınanların işkence gördüğünü açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Hakkari Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıl dönümü vesilesiyle 9 Ekim'de düzenlenen yürüyüşte gözaltına alınan ve nezarette çıplak arama işkencesine uğrayan kadınlara ilişkin açıklama yaptı.
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Yüksekova Şubesi binasında düzenlenen toplantıya gözaltına alınan ve işkence gören kadınlar ve hukukçular katıldı.

İŞKENCEYİ ANLATTILAR

ÖHD Hakkari Şubesi Eşbaşkanı Cevahir Ağralı, 9 Ekim’de ilçede yaşanan polis saldırısını hatırlatarak, Halkların Demokratik Partisi (HDP) vekillerinin, yöneticilerinin, avukatların ve haber takibi yapan gazetecilerin kamuoyunun gözü önünde darp ve işkence edilerek gözaltına alındığını belirtti. Ağralı, “Gözaltında başlayan baskı, hakaret, darp, işkence ve kötü muamele daha sonra emniyetin gözaltı aracında saatlerce bekletilerek devam etmiş ve aynı muamele Yüksekova Emniyet Müdürlüğü’nde de sürmüş. Saatlerce emniyetin gözaltı aracında bekletilen partililer ardından nezarethaneye alınmıştır” dedi.
Gözaltı sürecinde kadınların psikolojik ve fiziksel olarak şiddete uğradığını söyleyen Ağralı, gözaltında tutulan 7 kadının zorla ve işkence edilerek çıplak aramaya maruz bırakıldığını belirtti. Ağralı, “Gözaltına alınan 6 kadın siyasetçi ve gazeteci Rabia Önver nezarethaneye alındıktan sonra bir odaya götürülerek 4-5 kadın polisin çıplak aramasına maruz kalmışlardır. Çıplak arama yapacaklarını beyan eden kadın polislere karşı ‘çıplak aramanın insanlık onuruna aykırı olduğunu ve buna müsaade etmeyeceklerini’ belirten kadınlara karşı polisler tarafından insanlık dışı muamele edilmiştir. Polisler, kadınların kollarından ve ellerinden tutarak zorla kıyafetlerini çıkartırmış ve daha sonra yine zorla kıyafetlerini giydirilmişlerdir. Bu esnada kadınlar, polisler tarafından ittirilerek duvara vurulmuş ve sinkaflı sözler söylenmiş” ifadelerini kullandı.
Üst araması, beden muayenesine dönüşmeyecek tarzda kişinin üzerinde yapılan arama olup, aynı zamanda kişinin beden dokunulmazlığına da dokunan bir arama türünün olduğunu ifade eden Ağralı, “Gözaltına alınan 7 kadının çıplak arama adı altında kıyafetlerinin çıkarılmasının istenmesi ve kabul edilmemesi sonrasında şiddet uygulanarak zorla kıyafetlerinin çıkartılması insan onuru ile bağdaşmayacak tutum ve davranışlardır. Gözaltına alınan 7 kadının çıplak arama yapılması amacıyla işkence ve kötü muameleye maruz kalmış olduğu, kendi beyanları ile birlikte yapılan tespit ve gözlemlerden anlaşılmaktadır. Kadınların vücudunda darp ve işkence izleri belirgin bir şekilde görülebilmektedir. Bu kapsamda; 9 Ekim günü gözaltına alınan 7 kadına yönelik zor kullanarak kötü muamele uygulandığı tespit edilmiştir” dedi.

Ağralı, çıplak aramaya ilişkin hükümleri hatırlatarak, “Anayasa’ya, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil ettiği dikkate alınarak insan onurunu zedeleyen ve keyfi uygulamaların önüne geçebilecek yasal düzenlenmelerin yapılması gerekmektedir. Çıplak arama yapılmak amacıyla işkence ve kötü muameleye maruz kalan 7 kadının uğradığı fiziksel ve psikolojik saldırının sonuçlarının giderilmesi için tıbbi ve psikolojik desteğin sunulması gerekli olup, yaşanan olayın takipçisi olduğumuzu kamuoyuna bildiririz” şeklinde konuştu.