Zozan Çewlig: Önderliğe yönelik fiziksel imha tehdidi var

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik sistematik saldırının en üst aşamaya vardırıldığına dikkat çeken YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlig, "AKP-MHP faşist rejimini devirmezsek Önderliğin fiziki imhası gündemdedir" dedi.

İşgal saldırılarına ve ihanete karşı verilen savaşta YJA Star birliklerinin pozisyonuna da vurgu yapan Zozan Çewlig, “YJA Star savaşta öncü bir güç durumundadır.  geçen yıl YJA Star 116 eylem yaptı. Bu yıl YJA Star'ın eylem yapmadığı gün yok. Bu savaş 8 ayı geride bıraktı, bu 8 ayda toplam 273 YJA Star eylemi var” derken, tüm bunların yaratılmasında kahraman şehitlere minnettar olduklarını ifade etti.

Stêrk TV'de yayınlanan Özel Program'a katılan YJA Star Merkez Karargah Komutanı Zozan Çewlig, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit, Medya Savunma Alanları'nda devam eden savaşın son durumu, YJA-Star gerillalarının direnişi ve Xelîfan'da yaşanan olaya ilişkin gazeteci Arjîn Ferat'ın sorularını yanıtladı.

Zozan Çewlig’in değerlendirmeleri şöyle:

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a karşı İmralı'da 23 yıldır özel bir savaş yürütülüyor. Faşizmin İmralı sisteminde Önder Apo'ya karşı yürüttüğü siyasete ve savaşa baktığımızda şaşırmıyoruz. Neden? Çünkü Önder Apo ve İmralı sistemi söz konusu olduğunda hiçbir hak ve kanun tanınmamaktadır. Ayrıca İmralı'da yürütülen bu özel savaş politikalarını egemen güçlerden bağımsız ele alamayız. Belki idam cezası kaldırıldı ama Rêber Apo'nun tasfiye edilmesi için uluslararası devletlerin Türkiye'ye gardiyan rolü verdiklerini biliyoruz.

Önder Apo 23 yıldır tüm haklarından mahrum bırakılıyor. Bu hukuksuzluğu sadece AKP-MHP faşist devleti yapmıyor, bugün CPT, Avrupa Konseyi, AİHM ve insan hakları adına çalıştıklarını belirten birçok kurum da bu duruma sessiz ortak oluyor. Birçok yönetici güç bu sisteme ortaktır. Önder Apo'nun idam edilmediği doğrudur ama bu 23 yıl boyunca Kürtler Önder Apo'nun şahsında Kürt halkına yönelik soykırım politikaları devam etmiştir. Tarihe bir bakalım ve tüm cezaevlerine bakalım Önder Apo'ya uygulanan bu tecrit sisteminin bir örneği yok. Bu durum özel savaşın bir parçasıdır. Önder Apo elli yıldır Kürt halkı için savaşıyor, Kürt halkını ölüm uykusundan uyandırdı, örgütledi ve bilinçlendirdi. Türkiye devletinin kuruluşundan bugüne kadar Kürt halkına karşı yürüttüğü inkar, imha ve soykırım politikasını yıktı.

Önder Apo, bütün bunlarla birlikte Kürt kadınını da örgütledi. Bunun için Önder Apo'ya tepki gösteriyorlar. Önder Apo'yu hem fikri, hem de fiziki olarak yok etmek için düşman tüm imkanlarını kullandı. Şüphesiz bunu sadece Türk devletinin politikası olarak ele almıyoruz. Bugün Önder Apo'nun düşünceleri, fikirleri ve paradigması hem Kürt kadını, hem Kürt halkı hem de tüm Ortadoğu halkları için büyük bir umuttur. Önder Apo'nun paradigması beş bin yıllık faşist, diktatör ve egemen sistemine karşı geliştirildi. Önder Apo kapitalist sisteme karşı bir model yarattı bundan ona karşı bu kadar hukuksuz, adaletsiz ve özel bir savaş yürütülüyor. Devam eden üçüncü dünya savaşını, İmralı sisteminden bağımsız ele alamayız. Bütün bunlar planlı ve sistemli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Bu gerçeği göz önünde bulundurduğumuzda sistem, Önder Apo'nun yok edilmesini hedeflemekte ve yarattığı alternatif sistemi kendisine bir tehdit olarak görmektedir. 

‘ÖNDERLİĞE SALDIRILAR EN ÜST AŞAMADA’

Türk devletinin hukuk sistemi Önderliğimizin, Özgürlük hareketinin ve Kürt halkının mücadelesi karşısında çöktü. Sadece Türkiye hukuku değil, Avrupa hukuku da iflas etti. Bu çok açık. Şimdi buna karşı Önder Apo'nun fiziki imhası başarılı olmadıysa bu, Önderliğin, Kürt halkının ve hareketimizin direnişinin sonucudur. Bu gerçeği görmemiz gerekiyor. Bugün AKP-MHP faşist rejimi, var olan hakları da tanımıyor. Türk devletinin ve AKP-MHP'nin gerçek yüzünü tanıyoruz.

Bunun bir konsept çerçevesinde yapıldığını hepimiz biliyoruz. Halkımıza yönelik imha siyasetini sürdürüyorlar. Batı cezaevlerinden tutsakların cenazeleri çıkıyor. Kürdistan topraklarında işgalini sürdüren Türk devleti hiçbir kanun ve hukuk tanımıyor. Toplum sürekli baskı altında, açlığa mahkum edilmiş durumda. Özgürlük mücadelesinin olduğu her yere saldırıyorlar. Elbette bu durumu Önderliğe yönelik tecrit politikasından ve gerillaya yönelik saldırılardan bağımsız ele almıyoruz. Rojava'ya, Maxmur'a, Şengal'e, siyasetçilere, akademisyenlere, kadınlara, gençlere, yediden yetmişe her kesime yönelik baskılar söz konusu.

Önderliğe yönelik saldırı ise en üst aşamaya çıkmış durumda. Tehlikeyi görmemiz gerekiyor. Bugün Kürt halkı, Kürt gençleri, Kürt kadınları, Kürt dostları, özgürlük ve eşitlik için savaşan herkesin ciddi bir tehlikede olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bugün Önder Apo üzerinde fiziksel imha tehdidi her zamankinden daha fazla var. HPG ve YJA-Star gerillaları olarak biz de bu tehlikenin farkındayız. Zap, Metîna, Avaşîn ve diğer tüm alanlarda savaşan her gerillanın bu tehlikeyi gördüğünü biliyoruz. Önder Apo'nun güvenliğinin ve sağlığının mücadelemize bağlı olduğunu hepimiz de biliyoruz.

Bir başka deyişle Önder Apo'nun güvenliği, fiziki özgürlüğü ve sağlığı ancak mücadele etmekle mümkündür. Rêber Apo'nun fiziki özgürlüğüne, sağlığına ve güvenliğine bu şekilde sahip çıkabiliriz. Önderlik, kadınlar, Kürt halkı ve ezilenler söz konusu olduğunda hiçbir hak ve kanun tanımayan AKP-MHP faşist rejimini devirmezsek, Önderliğin fiziki imhası gündemdedir. Bunu bilmemiz gerekiyor. Bu tehlikeyi her zamankinden daha fazla görmemiz gerekiyor.

KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZE MİNNETTARIZ

Tüm yurtsever ailelerin ve Kürt halkının özgürlük ve vatan yolunda kahraman olan çocuklarıyla gurur duymaları gerekir. Zap, Avaşîn, Metîna ve Rojava başta olmak üzere savaşın devam ettiği alanlarda çok ağır bedeller ödedik. Elbette bugün sadece bu alanlarda bedel ödemiyoruz. Kuzey Kürdistan'da ve gerillaların savaştığı tüm bölgelerde bedel ödüyoruz. Cezaevlerinde, Maxmur'da, Şengal ve daha birçok yerde ağır bedeller ödedik. Öncelikle tüm kahraman şehitlerimizi anıyor ve anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Kahraman şehitlerimize minnettarız. Yüzlerce arkadaş fedaice, Apocu bir ruhla işgale karşı direndi ve canını feda etti. Bütün yurtsever ailelerimiz ve Kürt halkı kahraman şehitleri ile gurur duymalı ve sahip çıkmalıdır. Elbette bu yılki savaşta çok ağır bedeller ödedik. Her bir arkadaşımızın, yaşamı, katılımı, fedakarlıkları, iradeleri, yoldaşlıkları roman konusudur. Yoldaşları olarak onları asla unutmayacağız.

Heval Evîndar, bir grup kadın arkadaşla birlikte 2016 yılında Serhat eyaletine ulaştı. İhanet sonucu düşman tarafından Evîndar ve Eylem yoldaş şehit edildi. Heval Evîndar, Vanlı bir yoldaşımızdı. 2016 yılında Sema Yücelerin, Akif Yılmazların toprağında mücadele etti. Heval Evîndar aynı zamanda Serhat eyaletimizin komutanıydı. En son Tendurek alanı sorumlusuydu. Evîndar yoldaş en zorlu süreçte  Semaların çizgisinde özgürlük mücadelesi yürüttü. Hem kadın çalışmalarımız hem de HPG çalışmalarımızın genel sorumluluğu için bu alanda büyük bir emek verdi. Tavrı ile, cesareti ile, çalışkanlığı ile ve kadın komutan olarak örnek bir duruş sergiledi. Heval Evîndar'ın bizzat katıldığı birçok eylem vardır. Hem onun hem de Eylem hevalin düşmana karşı duruşu onurlu bir duruştu ve biz de yoldaşları olarak anılarını sonuna kadar yaşatmalıyız.

ZAP VE AVAŞÎN, SAVAŞIN EN YOĞUN GEÇTİĞİ ALANLAR

Bu süreçte savaşın en yoğun geçtiği ve şehadetlerin yaşandığı alan Zap ve Avaşîn alanıdır. Bu alanlarda düşmana büyük darbeler vuruldu. En büyük direnişin yaşandığı bölgelerden biri, Kurojahro bölgesidir. Düşmana karşı mücadele eden direnişçilerden biri de YJA-Star'ın Zap Eyalet Komutanı heval Rojda Kotol'du. Rojda, Karker ve Doğan arkadaşların şehadeti aynı anda açıklandı. Bu arkadaşların duruşu çok onurluydu. Savaşın başından ve sonuna kadar çok emek verdiler.

Heval Rojda, Önderlikten, özgürlük mücadelesinden, kadın mücadelesinden ve kadın ordusundan etkilenerek gerilla saflarına katılan bir arkadaştı. Genç yaşta özgürlük mücadelesine katılmıştı. Birçok alanda savaştı, kendini çok geliştirdi. O ve heval Mizgîn, Rojhilatlıydı. Heval Rojda her zaman heyecanı ve duruşu ile örnek bir arkadaş oldu. En ağır süreçlerde bile tereddütsüz bir şekilde yönünü zorlu alanlara verirdi. Zaten en son Zap eyaletine gitti. Bu varlık-yokluk savaşında, “Bu savaşın sorumluluğunu üstleniyorum ve öncülük rolümü oynayacağım” dedi. Aslında Zap alanında bu ruhla, bu duyguyla, bu cesaretle ve düşmanın mağlup edileceğine olan inancıyla Zap alanına gitti.

Heval Karker, 6 yıldır Zap bölgesinde bulunuyordu. Çok çalışkan ve özverili bir arkadaştı. Kuşkusuz Zap'ta heval Karker gibi birçok değerli arkadaşımız şehit oldu. Heval Karker de bu süreçte büyük fedakarlıklar yapan, emek veren mütevazı bir yoldaşımızdı.

Heval Doğan Jirkî aşiretindendi. Jirkî aşireti Botan'da büyük bir aşirettir ve bu aşiretin yarısından çoğunun Türk devletine bağlı olduğu biliniyor. Yani bir kısmı soykırım politikasında Türk devleti ile işbirliği yapıyorlar. Heval Doğan Botan'ın yürekli çocuklarındandı. Doğrudur, yukarıda belirttiğimiz gibi, bu aşiretin bir kısmı yurtsever değil, ancak bu aşiretin bir üyesi olan Doğan heval tercihini özgürlük mücadelesinden yana kullanarak partiye katılmıştı. Doğan heval, Zagros ve Zap bölgesinde gerillacılık ve komutanlık yaptı. Heval Doğan mücadelede daha aktif rol oynamak için kendisini sürekli geliştirdi. Pratik zekasıyla ve yiğitliğiyle tanınan Doğan yoldaş bu savaşta büyük bir emek verdi. Bu arkadaşlarımızın şahsında tüm Zap ve Avaşin şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum.

ŞEHİTLERİN ÇİZGİSİNDE MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

Son yıllarda çok çetin bir savaşın yaşanıyor. Bu savaşla birlikte hareketli tim tarzı gelişiyor. Metîna bölgesinde rolünü yerine getiren yoldaşlarımızdan biri de Berfîn Rêbaz'dı. Berfîn Rêbaz arkadaşımız, Soran'dı. Viyanların, Helmetlerin çizgisinde mücadele ederek, Kürt ulusunun ve kadınların özgürlüğü için savaşarak canını verdi. Büyük bir coşku ile Metîna alanına geçmişti. Geçen yıl Metîna savaşında ve bu yıl da hareketli tim savaşında görev aldı. Örnek bir yoldaştı.

Ronahî Wan yoldaş da Şehit Pîrdoğan alanında şehadete ulaştı. Ronahî yoldaş hareketli tim eyleminde şehit düştü. Heval Ronahî de, tıpkı Berfîn arkadaş gibi savaşta öncü bir rol oynadı. Cesareti ve kararlılığıyla başta Avaşîn olmak üzere birçok alanda aktif mücadele etti.

Güven yoldaş da böyle cesaretli bir arkadaştı. Zîlan çizgisinde bir mücadele yürüttü. Genç bir komutandı ama çabuk gelişen, sorumluluk alan biriydi. Girê Amediyê savaşında öncülük etti. Savaşta rolünü yerine getiren arkadaşlarımızdan biriydi.

Bu şehit arkadaşlarımız Zîlan çizgisinde, fedai bir ruhla hareketli timde yer alarak nasıl öncülük edileceğini gösterdiler. Bir kez daha onları saygı ile anıyorum, YJA-Star güçleri olarak şehitlerin çizgisinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Rojda, Evîndar, Ronahî, Güven ve Berfîn yoldaşların takipçisi olacağız. 

İNTİKAMINI HEVAL RÊZAN'IN YOLDAŞLARI ALACAK

"Şehadeti bize ağır gelen yoldaşlarımızdan biri de heval Rêzan Amed. Rêzan yoldaş, 7 yıldır Şehit Mahir Akademisi'nden sorumluydu. Gerillanın yeniden yapılanma sürecinde çok önemli bir rol oynadı. HPG ve YJA Star güçlerinin düşmana karşı bu kadar başarılı eylemler yapmasında heval Rêzan'ın emeği çok fazladır. Ona minnettarız. En kısıtlı olanaklarla bile düşmanın teknik gücünü boşa çıkarmada çok önemli bir rol oynadı.

Bugün YJA-Star güçleri olarak birçok eylem yapıyoruz. Bu eylemleri yapanlar da heval Rêzan'ın yoldaşları, takipçileridir. Heval Rêzan HPG ve YJA Star için büyük emekler verdi. Zengin tarz, yöntem ve taktiklere sahip mütevazi bir komutandı. Heval Rêzan, yoldaşları arasında da çok sevilen bir arkadaştı. Zorluk çeken birçok arkadaş heval Rêzan'ın yanında olmak istiyordu. Bu nedenle heval Rêzan'ın izinden giden binlerce yoldaşı var. Adı gibi bilinçli bir arkadaştı. Heval Rêzan'ın gözü arkada kalmasın, geride kalan yoldaşları onun ve tüm şehitlerin intikamını alacaktır. Heval Rêzan'ın şehadetinin ardından YJA Star ve HPG güçleri onun anısına intikam eylemleri yaptı. Bu vesile ile bir kez daha tüm devrim şehitlerini saygı ve hürmetle anıyorum. Onların çizgisinde mücadele edecek ve başarıya ulaşacağız.

FAŞİST YÖNTEMLERLE SİYASİ DARBE YAPMA İHTİMALLERİ VAR

Savaşın ilerleyişi an be an kamuoyu ile paylaşılıyor. 5 aydır devam eden bir direniş var. Savaş artık yeni bir aşamaya gelmiş durumda. Savaşın yol ve yöntemlerine ilişkin birçok gelişme oldu. Düşman Kürtlere yönelik soykırım konsepti çerçevesinde topyekun saldırılarda bulunuyor. Bu savaş gerçeğinde AKP-MHP faşist rejiminin maskesi bir kez daha düşmüştür. Ama biliyoruz ki faşizm bu savaştan sonuna kadar vazgeçmeyecektir. Bu soykırım politikasından yakın zamanda vazgeçmeyecekler. Özellikle önümüzde seçimler var, bu yüzden savaşı ve seçimleri kazanmak için her şeyi yapacaklardır.

Bu beş ay boyunca çok zorlu bir mücadele verildi. Gerillanın geliştirdiği direniş karşısında AKP-MHP politikası kaybetmiştir. Şu anda yürütülmekte olan bu savaş dahi AKP-MHP rejimini yani diktatör Erdoğan'ı kurtarmayacaktır. Bu savaş, AKP-MHP rejiminin soykırım siyasetinin de sonunu getirecektir. Elbette faşizm kendiliğinden yok olmaz çünkü faşizm öyle bir şey değildir. Şimdi herkes seçimlerle ilgili bazı varsayımlarda bulunuyor ama bu seçim Türkiye'deki hiçbir seçime benzemeyecektir. Faşist yöntemlerle siyasi bir darbe bile olma ihtimali var. Erdoğan rejimi ayakta kalabilmek için böyle birşey yapabilir. Şüphesi bu ihtimal Erdoğan'a hiç uzak değil.

GİRÊ AMEDİYÊ TÜRK DEVLETİNE MEZAR OLACAK

Gerillanın yürüttüğü mücadelenin daha fazla sonuç alması için halkımızın, kadınların ve gençlerin de direnişlerini daha da yükseltmeleri gerekir. Türk ordusu son 5 aydır savaş ahlakını ayaklar altına alarak tüm kirli yol ve yöntemleri kullanıyor. Birçok alanı hızla işgal etmek istediler ancak gerilla direnişi karşısında sıkışıp kaldılar. Bu bir gerçek. İstediği sonuçları alamadı. Aksine darbe üstüne darbe yediler. Türk devleti bu savaşta verdiği kayıpların sayısını gizliyor ve gerçek sayıyı reddediyor. En son Girê Amediyê'de düşürülen Skorsky gerillalar tarafından düşürülen onuncu skorskyleriydi. Bu yüzden artık inkar edemezlerdi ve şimdi itiraf etmek zorunda kaldılar.

Tabii bunu bir kaza olarak da bildirdiler. Bu neyin işaretidir? Elbette bu savaşta ısrar etmek istiyor. Bazı alanlarda hem gerilla, hem de Türk askeri var. Türk ordusu işgal alanlarını genişletmek için Sîda alanına bağlı Şehit Fedakâr tepesine saldırdı. Ancak gerilla güçlerinden çok ağır darbeler aldıklarını herkes izliyor. Muhtemelen Amediyê'nin kolay bir lokma olduğunu düşünüyordu. Ama tam tersiydi. En zorlu yerlerin başında Girê Amediyê, Girê Cudî, Girê FM ve Girê Hekarî geliyor. Türk devleti sıkıştığı alanlardan kurtulmak ve güçlerine moral vermek için KDP işbirliği ile Girê Amediyê'ye yol yaptırmaya çalışıyor. Yani KDP işbirliği ile Amediyê'yi ele geçirmek istiyor. Ama Girê Amediyê Türk devletine mezar olacak.

Türk devleti çıkmazdan kurtulmak için KDP'yi aktif olarak bu savaşa dahil etmek istiyor. KDP'nin düşmanın yanında yer almasına ilişkin bugüne kadar birçok şey söylendi. Son aşamada KDP hala işbirliği politikasını eylemleriyle sergilemektedir. KDP Türk devletine desteğini daha net bir şekilde ortaya koydu. KDP yol yaparak Türk ordusunun güvenliğini korumak istiyor. Kısacası, KDP son süreçte Türk devletini düştüğü zor durumdan kurtarmak istiyor. KDP geçtiğimiz ay Heftanîn, Zap, Metîna, Garê, yine Behdinan-Kandil ile Xakurkê ve Kandil arasındaki bölgeleri daha da kuşattı. Özellikle Behdinan bölgesindeki yolları kapattı, gerillaların gidiş gelişlerini engelledi, erzak  yolunun kapatılması için baskı yaptılar, gerilla arkadaşları tuzağa düşürdüler. Girê Çarçel ve Metîna alanlarında MİT'e istihbarat bilgisi verdiler. Bunları görmemiz gerekiyor.

KDP VARLIK-YOKLUK SAVAŞINDA DÜŞMANIN YANINDA YER ALDI

KDP gerillaya tuzak kurmamışsa o zaman şehit arkadaşlarımızın cenazelerini ve yaralı arkadaşlarımızı bize versin. Görevlerine devam eden bir grup arkadaşımız faşist Türk devletinin hava saldırısı ile karşı karşıya kalıyor. Bu olay Türk devleti ile KDP'nin işbirliğinden bağımsız değil. Xelîfan ve Balîsan vadisi KDP ve YNK sınırıdır. KDP'nin bulunduğu arazi burası. Olayın başında KDP peşmergeleri bölgeye gidiyor. Bu da insanın kafasında şüphe yaratıyor. Bu kadar çok sivilin olduğu ve Türkiye sınırı olmayan bir yerde, nasıl oldu da küçük bir grup gerilla hava saldırısına uğradı?

Bu büyük bir şüphe. Bunu KDP ajanları veya başka biri yapmıştır ama biliyoruz ki o arkadaşlarımızın koordinatları Türk devletine verilmiş. Türk devleti de Xelîfan gibi bir yerde arkadaşlara saldırıyor. Eğer KDP bu olayda ajanlık yapmamışsa çünkü bazı KDP'li yetkililer, “Bu olayı biz yapmadık, bizim bir suçumuz yok ama PKK bizi suçluyor” diyor. Madem bu olayda yer almıyorlarsa şehit ve yaralı arkadaşlarımızı bize versin. Arkadaşlarımız bizi teslim etmezse biz ve Kürt halkı bu olayda KDP ajanlarının parmağı olduğunu bileceğiz. Ama olayda parmağı yoksa ne yapacak? Şehitlerimizi, yaralı arkadaşlarımızı bize teslim edecekler. Olayın nasıl olduğu, yani KDP'nin parmağının olup olmadığı ileride netlik kazanacak. Kürt halkı bu olayın takipçisi olacaktır.

Son beş ayda, Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarını işgal etmesini önlemek için eşi görülmemiş bir direniş ve onurlu bir savaş yürütüldü. Ancak KDP'nin ihanet politikası ile toprakları Türk devletine peşkeş çekmesi çok acı. Elbette KDP'nin siyasetini biliyoruz ve anlıyoruz ama hiçbir durumda Türk devletine Güney toprakları bu kadar peşkeş çekilmemişti. Türk ordusu ile işbirliği KDP'nin de sonunu getirecektir. Kürdistan özgürlük gerillasının direnişi Türk devletinin işgalini sonlandıracaktır. Tarih KDP'nin Kürdistan topraklarını Türk devletine peşkeş çekmesini asla affetmeyecektir. Çünkü KDP varlık-yokluk savaşında düşmanın yanında yer aldı.

YJA STAR SAVAŞTA ÖNCÜ BİR GÜÇTÜR

Türk devletinin saldırılarına karşı amansız bir direniş sergileyen HPG ve YJA Star gerillalarını selamlıyorum. Gerillanın sergilediği direnişten güç alıyoruz. Beş ayı geride bırakan bu savaş Önder Apo'nun felsefesi ile direnen Kürt kadınlarının geldiği noktayı gösteriyor. Kadın arkadaşların katılımları, bu savaştaki sorumlulukları, eylemleri, iradeleri, Önder Apo'nun ortaya çıkardığı kadın gücünü gösteriyor. Biz de bundan güç alıyoruz. Bu duruş aynı zamanda Önder Apo'nun düşünce ve fikirleriyle toprağının, ülkesinin özgürlüğü için kendini feda eden kadın duruşudur.

YJA Star geçen yıl olduğu gibi bu yıl da örgütlü, güçlü ve aktif bir şekilde savaşta yer aldı. YJA Star'ın son yıllardaki eylemlerine bir göz atalım. Son birkaç yıldır, yıl sonunda bilançoyu kamuoyu ile paylaşıyoruz. Son yıllarda YJA Star'ın yaptığı eylemler 112-114 civarındaydı. Örneğin geçen yıl YJA Star 116 eylem yaptı. Bu yıl YJA Star'ın eylem yapmadığı gün yok. Genel direnişin ve HPG'nin de yaptığı eylemlerin dışında da kadın arkadaşlar hareketli tim ve tünel savaşında aktif bir şekilde rol aldı. YJA Star'ın Zap eylemlerinin bilançosu tek başına tüm yılın eylemlerini aştı. Avaşîn ve Zap'ta 112 eylem yapıldı. Zap'ın batısında 85 eylem gerçekleştirildi. Bu savaş 8 ayı geride bıraktı, bu 8 ayda toplam 273 YJA Star eylemi var. YJA Star'ın bu performansı bu savaşa nasıl aktif katıldığını gösteriyor.

Bu savaşta heval Ekin'in eylemleri örnek oldu. Televizyondaki videolarda ağır silahlarda uzmanlaşmış bir arkadaş olduğu görünüyordu. Bu nedenle savaşa iradeli, cesaretli bir şekilde katılım sağladı. YJA Star savaşta öncü bir güç durumundadır. Bu vesile ile KDP'nin 1992'deki politikasını, işbirliğini ve ihanetini bir kez daha hatırlayalım. O yıl KDP ve Türk devleti, Xakurkê'den Heftanîn'e kadar çok geniş bir saldırı başlattı. Çok ağır bir savaş verildi. Bêrîtan yoldaş (Gülnaz Karataş) ihanete ve düşmanla işbirliğe karşı özgürlük ve yurtseverlik çizgisinin nasıl olması gerektiğini gösterdi. Bugün yüzlerce Bêrîtan var.

YJA Star gerillaları toprakları için canlarını feda ediyor. Zagros'tan Heftanîn'e kadar tarih tekerrür ediyor. Bir yanda Kürt kadınının fedailiği, yurtseverliği özgürlük gerillalarının şahsında kendini gösteriyor. Ancak bu gerçeğin yanında bir de KDP gerçekliği var. KDP Türk devleti ile işbirliği yapıp ülkesini satıyor. Bunun yurtseverlikle, Kürtlükle hiçbir ilgisi yoktur. Tarihte iki karşıt çizgi yine karşı karşıya geliyor. Bugün Kürdistan özgürlük gerillası bu ihanet çizgisine karşı tarihi bir duruş sergiliyor. Yüzlerce arkadaşımız toprağı için canlarını feda ediyor. Arkadaşlarımızın dökülen kanında KDP'nin eli var. Bununla birlikte soykırım siyasetinde de yer alıyor. Bu şüphesiz acı bir durum. Biz bu savaşta çok ağır bedeller ödedik. Şehitlerimizin hayallerini gerçekleştirmek için daha fazla mücadele edeceğiz ve AKP-MHP faşizmini yenilgiye uğratacağız.