Öcalan’a göre Newroz: Yenilenme, hesaplaşma, zafer…

Öcalan’a göre Newroz, Kürtler ’in bahar hazırlıkları içinde 'özgürlük benim kimliğimdir' demesi, haykırmasıdır.

Newroz’un bugün Kürdistan’da bu kitleselliğe, coşkuya ve festival olmasına öncülük eden şey şüphesiz Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesidir.

Öcalan hem sembolik hem de fiili anlamda Newroz’u bambaşka değerlendirdi, coşkusunu, çözümlemesini yine bambaşka yaptı.

PKK, birkaç kişiden devasa bir halk özgürlük hareketine dönüşmesini Newroz bilincine borçludur dersek yanlış olmaz. Çünkü bir Newroz günü başladı her şey. “Kürdistan sömürgedir” tezi ilk olarak böyle bir günde dillendirildi. Sonu gelmemiş romanın ilk sayfaları, hatta önsözü böyle başladı.

Burada başladı ve bu motivasyonu veren şey Newroz bilinci idi.

Baharın başlangıcı, yepyeni umutların, doğumların günü.

Ortaya çıkacak şey de kendini küllerinden yeniden yaratan bir Kaf dağı hikâyesi olmalıydı!

Nitekim olduğunu bugün dünya görüyor.

Öcalan anlatıyor:

“Ankara’nın Çubuk Barajı eteklerinde1973 Newroz’unda başlayan, çok heyecanlı, mecnun misali geçen yolculuk 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyünde PKK adını almakla sonuçlanınca kendimizi namusu kurtarmış sayacaktık. Bundan daha büyük hedef mi olurdu? Ne de olsa modern sınıfın modern örgütü kurulmuştu.

1973 Newroz’unda Çubuk Barajı eteklerinde yaptığımız toplantıyla grup pratiğine girişme cesareti ve sorumluluğunu göstermiştim. Benim için Kürt gerçekliği artık bu grup pratiğinden çıkacak sonuçlarla bağlantılı olacaktı. Sonradan sıkça düşündüm: Kürt gerçekliğine doğru varmak için acaba grup dışında daha iyi bir araç var mıydı? Halen bu grup kurma yönteminin gerçeğe varmak için en doğrusu olduğuna inanmaktayım.

1973 Newroz'u böyle karşılandı. Dikkat edilirse anlamlı bir karşılayış, ülke adını ağzımıza alıyoruz, ayrıca sömürgedir diyoruz.”

Öcalan’ın gerek röportajlarında gerek de özgün eğitim çözümlemelerinde Newroz değerlendirmeleri ve tanımları hep özgün olmuştur. Bunları hatırlamakta yarar vardır.

Öcalan’a göre Newroz, süreklileşen bir yenilenmedir. “Böylesi günlerde, duyguların ön plana çıktığı günlerde en derin düşünceyle girmek zorundayız” der. Çünkü saygıyı başka türlü elde etmenin, ona dayalı sevgiyi, coşkuyu yakalamanın başka çaresi yoktur.

Öcalan’a göre Newroz, bir yaşam günü olduğu için aynı zamanda bir hesaplaşma günüdür de.
Bu hesaplaşma içe dönük olursa anlamlı olur. “Newroz günlerinde, yaşam günlerinde, özgürlük günlerinde, varsa bir Kürt gününde doğrular nedir, yanlışlar nedir, yeterlilikler nedir, yetersizlikler nedir, ölümler nedir, yaşamlar nedir, düşüşler nedir, serkeftinler (başarılar) nedir, görmek gerekir” deyişi bununla ilgilidir.

Öcalan’a göre Newroz, bir halk işidir ve Kürtler Newroz de Newroz halkıdır. Bundan ötürü her defasında Newroz'un Kürt halkının varlığının; özgür ve demokratik yaşama iradesinin en yüksek ifadesi olduğunu vurgular.

Öcalan’a göre Newroz, Gün ışığına çıkan çiçektir, yaşama duruştur. Doğanın rengârenkle açılışıdır. Tüm yaşam damarlarına kan yürümesidir. PKK’yi de bir Newroz olayı olarak görmesi bundandır. Çünkü bu parti yaşama yürüyen kanın partisidir. PKK bir diriliş, yeni gün ve bir Newroz olayıdır.
“Boşuna bu günle başlamadık. Aynı zamanda bu korkunç gidişin karanlığın eşiğindeki zayıf insanımızı son, kendine bir ad vermesidir. Kendine ben dürüst olacağım sözünü vermesidir. Hiçbir umut işaretinin olmadığı bir dönemde bile inandırıcı olmasıdır.”

Öcalan, diğer türlü tanımaları yanlış buluyor. Hakikate buradan bakılması gerektiğinin altını çiziyor. Onun için de “Newroz Mazlum’dur, Rahşan’dır,  Zekiye, Ronahi, Berivan’dır” diyor. Çünkü bu isimler böylesi bir günde “korkuyu öldürdü. Halkımıza cesaret verdiler. Kendi şeref ve özgürlüklerini düşmana bırakmadılar.” Zaten diğer türlüsü kabul edilemezdir. Hiçbir felsefe, din ve kuram da bunu kabul etmez. Zekiye Alkan; Amed Surlarında, Ronahi ve Berivan Avrupa’da, Rahşan; İzmir Kalesinde ve Mazlum Amed zindanında şahadetleriyle Newroz ateşinin aydınlığını ve sıcaklığını Kürdistan halkına ve tüm insanlığa taşıdılar.

Öcalan’a göre Newroz, tarihsel bir zaferdir. Yüzyıllarca süren mücadele bu tarihte zaferle sonuçlanmaktadır. Bahar Bayramı olarak Newroz da, bu zulüm aracının yıkılmasından sonra, tüm Ortadoğu halklarınca haklı olarak daha coşkulu ve özgürlük bayramı olarak kutlanmaktadır. Tıpkı Hz. İbrahim’in çok zalim köleci gelenek olan her yıl çocukları kesip kurban etme geleneğine son vererek bir bayrama yol açması gibi. Bu iki bayram da insanları yiyen birer makine olan köleci sistemin geleneklerinden ve siyasi aletlerinden kurtuluşu ifade etmektedir.

Öcalan’a göre Newroz, Kürtler ’in bahar hazırlıkları içinde 'özgürlük benim kimliğimdir' demesi, haykırmasıdır.

Ve,

Öcalan’a göre Newroz, Amed’in Ninova ile buluşmasıdır.

Kaynağının Mezopotamya olduğunu bilerek hareket etmektir. Baharda soru sorma cesaretidir. Ortadoğu halklarının baharıdır. Milliyetçilik değil, demokrasi temelinde Ortadoğu halklarını, tarihin enginliğinden, derinliklerinden gelen birlik, karelik duygusuyla dayanışma içinde olmalıdır.