Şehit Kadir Usta’dan Bêrîtan’a mektup

Şehit Kadir Usta, PKK’nin öncü komutanlarından Bêrîtan'a yazdığı mektubunda "Duygunu, düşünceni, Önderliğe bağlılığını işbirlikçiliği kalbinden vurarak ispatladın. Senin şahsında ölüm bir kez daha özgürlüğe yenildi" diyor.

Arap bir gerilla olan Gayyaz Koyutürk (Kadir Usta), Kürt mücadelesinde insanlığın kurtuluşunu görüp gelmişti. Yoldaşlarının ve kendisinin seçtiği isimle Kadir Usta, 2007’de Erzirom’da bir çatışmada şehit olmuştu.

25 Ekim, Kadın Özgürlük Mücadelesinin ordulaşmasında en büyük hamleyi yaratan ve ilk komutanlardan Bêrîtan Hêvî’nin (Gülnaz Karataş) şehadet yıl dönümü. Geçen günlerde eski arşiv dosyalarını karıştırırken Kadir Usta’nın şiirler ve mektuplarla dolu bir dosyasını buldum. Ne yazmamış ki Kadir Usta, neye değinmemiş, neyi söylememiş, kimi anmamıştı ki bu notlarında. Sol cevherin paslanması mümkün değildi bu kadar değer varken, diyorum. Ancak yine de en çok dikkatimi çeken özgürlüğün yiğidi Bêrîtan'a yazdığı mektuptu. Bir armağan bırakmıştı Bêrîtan’a ve onu zamanın ötesine taşıyıvermişti. Kendi adına ve bizim adımıza her kelimesinde adeta Bêrîtan’a seslenmişti, "Sen rahat ol şehidim, yoldaşların adını dağlarımızın her karesine nakşetti direnişleriyle” der gibiydi.

'SENİN ŞAHSINDA ÖLÜM ÖZGÜRLÜĞE YENİLDİ'

İşte o anlam ve his dolu mektup:

“Sana, bu anlamlı günde neler yazabilirim diye düşünüyorum. Bugün herkes, yoldaşlar her yerde seni anıyorlar. Ne mutlu sana, huzur içinde yat. Şu anda seni anlatmak için cümle kurmakta zorlanıyorum. Senin özgürlük umudunu, toprağa ekip dünyaya serpiştirdiğin gün dünyaya geldim. Kusuruma bakma 2001 yılında bunu fark ettim, geriliğimi bağışla. Bizlere bıraktığın anıları geçenlerde tekrardan okudum, seni bir kez daha anlamaya çalıştım. Alışılmışlıkların, sıradanlıkların hep ötesinde seni görmek, şimdiki zamanın ötesinde saklı özgür geleceğimizin içinde mavi yolculuğun çıkmış gibi senin siluetini gözlerimin içinde canlı tutmak ve öyle hep yanımda seni hissetmek ve senin şahsında tüm kadın yoldaşlarıma senin özgürlük çizgin doğrultusunda yoldaşlık etmek bana büyük bir onur veriyor.

Senin şahsında aşkı, tutkuyu bir kez daha hem de en yakıcı gerçekliği ile kavramaya çalışıyorum. Evet, Bêrîtan yoldaş, duygularına gem vurmadan her şeyi yaşamın her alanı sosyal bir varlık olan insanın bütün yönlerini hiçbir beşeri zaafa yer vermeden ve geriliklere meydan okuyarak yaşadın. Herkes bunu başaramazdı. Ama sen başardın. Duygunu, düşünceni, Önderliğe bağlılığını işbirlikçiliği kalbinden vurarak ispatladın. Senin şahsında ölüm bir kez daha özgürlüğe karşı yenildi. 25 Ekim 1992’yi tarih yazıyor ve yazmaya devam edecek. Bugünün adını hep böyle belleklerime kazıyacağım, 'Bugün tanrıça ana bir kez daha derin uykusundan dirildi' hem de kendi rengiyle. Derin sessizlik dipten gelen bir dalga gibi anaforlara dönüştü ve meydan okumaya başladı beş bin yıllık tahakkümcü zihniyete. Senin direnişinin güzelliği kaç pêşmergeye silah bıraktırdı. Evet, Bêrîtan yoldaş, tarihin seni tanıdığı an’a en yüce anlamı yükleyerek özgürlük meşalesini doruklarda en onurlu cevabı vererek yaktın. Hem geçmiş hem de gelecek zamanda hak ettiğin yeri buldun. Bir rastlantı ama bu kutsal günde doğmam beni kadın kurtuluş ideolojisi ve erkeği öldürmek konularından sorgulamaya neden oluyor. Neden olmaktan da öte bir sorumluluk artık benim için.

Ne kadar kadına doğru yol arkadaşlığı yapabilirim? Kendimi gözden geçirmeliyim. Beş bin yıllık tahakkümcü zihniyetin etkilerini adım adım nasıl yıkabilirim? Önderliğin savunmaları ışığında 2001-2002 kışından bu yana hep yoğunlaşıyorum. Bütün yetersizliklerimi aştığımı söyleyemem. Çünkü birçok kez müdahale etmem gereken yerde, tavır takınmam gereken yerde suskun kaldım. Zaman zaman net görüş bildirmekten hiç çekinmedim ama yetersiz. Bu günden sonra daha da net tavırlar takınmasını bilmeliyim. Kadın özgürlük hareketi, Önderliğin çabalarıyla örgütlü bir güce dönüştü ve bugünlere geldi. İkiyüzlü olmamak gerekir. Objektif gerçeklik ne ise ona göre yaklaşmak gerekir. Bundan sonra kadın yoldaşlarıma olan yaklaşımımı daha derinden ele almaya çalışacağım. İşte Bêrîtan yoldaş, bugünü böyle anarak sana atfen bunları yazıyorum. Gittiğim her yerde umut heybemde sen olacaksın. Beynime ve yüreğime kazıdım senin asi ve teslimiyet tanımayan cesur yüreğini. Hoşçakal demiyorum çünkü hep yanımdasın, yanındayım.

Kadir Usta (Gayyaz Koyutürk)

25 Ekim 2006"