Aileler, Türk devletinin kaybettiği 7 isim için buluştu
Kayıp yakınları, Türk devlet güçlerince 1994'te gözaltına alındıktan sonra 'kaybedilen' ve katledilenler için buluştu.
Kayıp yakınları, Türk devlet güçlerince 1994'te gözaltına alındıktan sonra 'kaybedilen' ve katledilenler için buluştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla sürdürdüğü eylemlerin 745’inci haftasında, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Eş Genel Başkanı Necla Kurul ile Amed Tabip Odası üyeleri de bu haftaki eyleme katıldı.
Eğitim Sen Eş Genel Başkanı Necla Kurul, “Gözaltında kayıpların son olduğu, gelecekte hiçbir gencimizin kayıp olmadığı günler istiyoruz. Cumartesi Annelerimizin yanındayız" mesajını verdi.
Bu haftaki eylemde, 18 Mayıs 1994 tarihinde Amed’in Pasur (Kulp) ilçesinde kaybettirilen İkram İpek, Servet İpek ve Seyithan Yolur’un akıbeti soruldu. Kaybettirilenlerin hikayesini İHD Amed Şubesi Sekreteri Av. Yakup Güven okudu.
AİLELERİN ANLATIMLARI
Güven, ailelerin anlatımına göre şunları söyledi:
“18 Mayıs 1994’de Turallı köyü Çaylarbaşı mezrasına askerler, korucular baskın düzenledi. Sabah saat 08:30 sıralarında yapılan baskında, tüm mezra halkı okul meydanına toplatıldı. Evler ve ahırlar içinde bulunan hayvanlar çıkarılmadan ateşe verildi. Daha sonra Seyithan Yolur, Servet İpek, İkram İpek, Abdülkerim Yolur, Sait Yolur ve Mehmet Nuri Yolur olmak üzere toplam 6 kişi aynı araca bindirip, Lice ilçesine doğru götürdü. Gözaltına alınanlardan Abdulkerim, Sait ve Mehmet Nuri Yolur jandarmaya götürüldüklerini, geceyi nezarethanede geçirdiklerini, ertesi sabah serbest bırakıldıklarını söyledi. Diğer 3 kişinin yatılı bölge okulundaki askeri birliğe götürüldüğü söylendi. Aldığımız bu haber üzerine serbest bırakılan kişilerle görüştükten sonra, Seyithan, Servet ve İkram’ın akıbetlerini öğrenmek için ertesi gün Lice İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazılı müracaat ettik, ancak sözlü olarak bize ‘böyle bir operasyonu yapmadık ve kimseyi de gözaltına almadık’ dediler. Bolu Tugayı’na bağlı birlik tarafından Seyithan, Servet ve İkram’ın gözaltına alındığını tespit ettik. Yaptığımız tüm müracaatlardan bir sonuç alamadık. Jandarma Genel Komutanlığı dâhil birçok girişimlerimiz oldu ancak sonuç alamadık, O günden sonra İkram İpek, Servet İpek ve Seyithan Yolur’dan bir haber alamadık.”
ÊLIH
Êlih’te de İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 581’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. Eyleme, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri katıldı. Bu haftaki eylemde, 17 Mayıs 1994 tarihinde katledilen Abdulcelil Kaçar, Hüsnü Kaçar, Halil Erzen ve Rafet Özer’in cezasız bırakılan faillerine dikkat çekildi.
İHD Şube Yöneticisi Ercan Başer, şunları söyledi: “Kaçar’ın babası Ömer Kaçar’ın anlatımlarına göre; Kaçar ailesi Siirt merkeze bağlı Kışlacık köyünde ikamet ediyordu. Aynı köyde ikamet eden Hüsnü Kaçar, Halil Erzen ve Rafet Özer adlı arkadaşlarıyla birlikte bayram ihtiyaçlarını karşılamak için Siirt merkeze gidiyorlar. Yolda her 4 arkadaş, güvenlik güçleri tarafından durdurulup, Siirt merkeze bağlı Kasaplar Deresi’ne götürülüyor. Her dört kişi Kasaplar Deresi’nde çatışma süsü verilerek Özel Harekât Timleri tarafından aynı gün infaz ediliyor. Öldürülen 4 kişinin cenazesinin üzerine düzmece bir şekilde silah bırakılarak, Newala Qesaba’ya atılıyor. Aileler, cenazeleri almaya giderken güvenlik güçleri tarafından başta ‘Bunlar terörist’ denilerek cenazeleri verilmiyor. Ailelerin anlatımlarına göre; basın bu olayı, ‘Siirt kırsalında 4 terörist etkisiz hale getirildi’ diyerek kamuoyuna servis ediyor."