Amed, Êlîh ve Colemêrg'de kayıpların hesabı soruldu

İnsan Hakları Derneği öncülüğünde Colemêrg'de 163. haftasında, Amed'de 837. haftasında, Êlîh'te 673. haftasında zorla kaybettirilen veya gözaltında katledilenlerin hesabı soruldu.

KAYIP YAKINLARI

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle Amed, Êlih ve Colemêrg'de bir araya geldi. 
Colemêrg'de 163. haftada gerçekleştirilen eylem için Gever'deki Sanat Sokağında toplanıldı. İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eylemde, 25 Şubat 1994'te gözaltında katledilen Mehmet Zeki Yılmaz7ın failleri soruldu. 

Burada konuşan İHD yöneticisi Eren Baskın, Mehmet Zeki Yılmaz'ın 9 Şubat'ta gözaltına alındığını ve ölümle tehdite edildiğini belirtti. "22 Şubat 1994 sabahı, her zamanki gibi dükkanını açtı. Sivil plakalı iki araçla gelen kişiler, zor kullanarak Mehmet Zeki Yılmaz’ı arabaya bindirerek kaçırdı. Aile hemen savcılık ve emniyete başvurdu lakin gözaltına alındığı inkar edildi. 25 Şubat 1994’te Mehmet Zeki Yılmaz’ın ağır işkenceye uğramış bedeni bulundu” dedi. 
Eylemde faillerden hesap sorulana kadar mücadelinin devam edeceği mesajı verildi. 

AMED
Amed'de ise 837'nci haftasında Koşuyolu Parkı'nda bir araya gelen eylemciler, 1993 yılında katledilen Avukat Metin Can ile Doktor Hasan Kaya'nın faillerini sordu. İHD Genel Merkez Denetleme Kurulu üyesi Şevket Akdemir, Can ve Kaya’ya dair yürütükleri mücadeleyi hatırlatarak "Cenazelerini aradık, köprü altında gördük. Çok iyi insanlardı" diye konuştu. 
İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Can ve Kaya'nın nasıl kaybeddildiklerini anlattı. Tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını hatırlatan Saman, mücadeleyi sürdürme çağrısı yaptı.  
Eylem, oturma eyleminin ardından son buldu.

ÊLÎH

Êlih’te kayıp yakınları 673’üncü haftada Gülistan Caddesi üzerindeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Eylemde, gözaltında kaybettirilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde, Av. Metin Can ile Dr. Hasan Kaya’nın hikayesi okundu.  
Buradaki açıklama da oturma eylemiyle son buldu.