Hümeyra Armut: Kayyum yöntemi düşmanlıktır
Görevi gasp edilen Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Hümeyra Armut, kayyumların düşmanlık uyguladığını ve tamamen bir kenti gasp etmeyi hedeflediğini söyledi.
Görevi gasp edilen Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Hümeyra Armut, kayyumların düşmanlık uyguladığını ve tamamen bir kenti gasp etmeyi hedeflediğini söyledi.
HDP’li Colemêrg (Hakkari) Belediyesi iki dönem kayyumla gasp edildi. İlk kayyum 2016 yılında atanırken, ikinci kayyum ise 2019'da atandı. Böylece kentte hizmetler durdu, belediye rant merkezi oldu. Gaspçı kayyum, HDP’li belediyenin yaptığı hizmetleri ve var olan çalışmaları durdurdu. Colemêrg kent merkezi ile mahalleler hizmetten yoksun bırakıldı. Kadın ve gençlik çalışması durdurularak, kadın kurumların başına ise erkekler atandı.
‘HEDEFLERİ BİR KENTİ GASP ETMEK'
Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Hümeyra Armut, kayyumların amacının tamamen bir kenti gasp etmek, bir halkın iradesini ipotek altına almak olduğunu söyledi. Armut, “İki dönemdir Hakkari’de aynı strateji uygulanıyor. Aynı rejim iki dönemdir uygulanıyor. Hakkari’de belediyelerin kayyum tarafından gasp edilmesi tamamen Kürt halkının iradesini yok saymaya yönelik bir yaklaşımdır. Kayyum atamaları bir düşmanlıktır. Bu kayyum sistemiyle Kürt halkı ve diğer halklar arasında bir kutuplaştırma, ötekileştirme ve sürekli bir savaş, bir çatışma haline zemin hazırlanıyor. Bugün kayyum atamalarının mantığı da tamamen buna yöneliktir. Bugün bunu birebir yaşıyoruz. Kayyum uygulamaları yaşama geçtikten sonra kentin nasıl tahrip edildiğini ve çöktürüldüğünü daha iyi görüyorsun. Bir kentin kültürünü, sanatını, dilini nasıl yok ettiğini; bunu bir savaş aracı olarak nasıl kullanıldığını hepimiz birebir gördük ve yaşadık” dedi.
‘KENT ABLUKA ALTINDA’
Armut, şöyle devam etti: "Bugüne baktığımızda yerel yönetimleri kabullenemeyen bir zihniyet var. Yerel yönetimleri güçsüz göstermeye çalışanlar, bir yandan demokrasi naraları atanlar ve demokrasiyi alaşağı yapan bir yerde. Yerel yönetimlerin güçlenmesiyle ülke güçlenir, yerel yönetimlerin güçlenmesi demek demokrasinin güçlenmesi demektir. Bu politikalar uygulandığında halk da huzur sahibi olur. Ama bugün bunun tam zıddı yapılıyor. Bunun yerine savaş politikalarına yönelik harcamalar yapılıyor. Tam olarak militarist bir anlayış ile devlet güçlerinin sürekli ablukası altında olduğu bir kent oluşturulmaya çalışılıyor. Halkta da bu korku yaratılmaya çalışılıyor. Bu kayyumların bir çözüm getirmediğini birebir hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Seçimlere gidiyoruz. Bu kayyumların amacı, bir kenti çaresiz bırakmak. Tabii sisteme karşı direnen bir halk da var.”
'KAYYUM KADIN KURUMLARINI HEDEF ALDI'
Kayyum gaspı ile birlikte var olan kadın kurumlarının yok edildiğini söyleyen Armut, Kadın kurumlarını erkeklerin yönetmesi, belediyenin erkek elinde olması, kentin dinamik kadın yapısını daraltı. Hem kadın boyutuyla, hem gençlik boyutuyla ciddi bir daralmaya gidildi. Bizler belediyeye geldiğimiz ilk anda ilk çalışmamız bunun aşılmasının yolunun kadın kurumlarının yeniden güçlendirilmesi oldu. Biz yerel yönetim perspektiflerimizde kadın kurumlarının güçlendirilmesini her zaman ideolojik olarak destekledik. Kadın mücadelesi boyutuyla bunu daha güçlü kılmak için her kadın kendi evinden, kendi mahallesinden sorumlu olabilecek; buradaki sorunları kendisi çözebilecek, kendisini muhatap bilecek, ortak bir çözüm üretebilecek, kurumlar oluşturmak istedik” diye konuştu.
‘KADIN KURUMLARINI TEKRAR AÇACAĞIZ’
Halkın belediyesi ile 2016 yılında Binevş Kadın Merkezi'nin kurulduğunu vurgulayan Armut, şu ifadelerde bulundu: “Bu kadın merkezi kayyum tarafından kapatıldı. Bizim belediyeye gelmemizle birlikte bu kurumu tekrar açma çalışmaları içindeyken kayyum tekrar geldi. Yani buna bir fırsat verilmedi. Bu konuda bu kurumlarımızı güçlü bir şekilde tekrar açmayı planlıyoruz. Kadınlar burada öfkeli. Kadınlar kendilerini ifade edebilecek bir alanları olmasını istiyor. Bunun dışında kültür sanat merkezi olarak gençlerin kitap okuyabilecekleri, kültür sanat faaliyetlerini sürdürebilecekleri bütün alanlar daraltılmış durumda. Belediyeye bağlı Feqiye Teyran Kültür Sanat Merkezi vardı; o da kayyumlar tarafından kapatıldı, içi boşaltıldı. Vasıfsız kişilere bırakıldı. Halkın kültür ve sanatı asimilasyon politikasıyla yok edilmeye çalışıldı. Kültür ve sanat da belli kişilerin eline bırakılmaya çalışıldı. Bu boyutta gençler arasında yozlaşma yaratılmaya çalışıldı. Hakkari kenti bir kültür merkezi durumdayken, kayyum gaspıyla bu yol edilmeye çalışıldı. Göreve geldiğimizde gençlerin ve kadınların taleplerini yerine getirmek için her türlü çalışmayı yerine getireceğiz. Yapmak istediğimiz birçok projemiz vardı. Bu projelerin hayata geçirmeye çalışıldığı dönemde kayyumlar tekrar atandı ve projelerimiz yarım kaldı. Mesela her mahallede tandır evleri açarak, mahalle halkının kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir alan açmak istedik ama buna izin verilmedi. Çocuklar için Kürtçe kreş anaokullarını tekrar güçlü bir şekilde açacağız.”
'HALK KORKUYU KABULLENMİYOR'
Kayyumlarla birlikte kentte çok daha derin acılar yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Armut, “Yerel yönetimler halkla iç içedir. Sokak sokak, ev ev, mahalle mahalle, birebir halkla iç içesin ve birebir sorunlarıyla ilgileniyorsun. Yerel yönetimlere kayyum atamanın anlamı bambaşka bir şeydir. Bugün bir korku imparatorluğu yaratılmaya çalışılıyor. Halk bunu kabullenen yerde değil. Seçimlerde çok güçlü yansıyacaktır. Kayyumların atanmasıyla birlikte, halk iradesine, Kürt kimliğine ve Kürt Özgürlük Mücadelesine daha da bağlı, daha da güçlü noktaya getirdi. Kayyum bir kentin kimliğini yok etmeye çalışıyor. Bırakın bir halkı, bireyi hiçleştirmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
‘KAYYUMUN KENDİSİ BİR TAHRİBATTIR’
"Kayyumun kendisi bir tahribattır” diyen Armut, şöyle devam etti: "Bir kenti yok etmeye ve hafızanı yok etmeye yönelik bir rejim oldu. Bundan daha ağır yapabileceği bir şey yok. Geriye hizmet boyutu kalıyor ki, halkı yok etmeye çalıştığı için verdiği hizmetin de bir anlamı kalmıyor. Kayyumlar, ne yazık ki hizmet boyutuyla da bir şey yapmıyor. Hâlâ Hakkari halkı su sorunu yaşıyor. Hakkari halkına iki günde bir su veriliyor. Hâlâ yeni yeni sular için ihaleler açılıyor, o ihale kapatılıyor, yeni bir tane açılıyor. Bir trilyondan fazla maliyetle yapılan mezbahane bir yıl içinde çöktü, tekrar yeni mezbahane yapılıyor. Buralara trilyonlarca para yatırılıyor. Sürekli yeni yollar yapılıyor, yollar yenileniyor. Hakkari coğrafi boyutu nedeniyle genişlemeye çok açık değildir. Ama var olan sorunlar da çözülen yerde değil. Daha iki gün önce mahallelerde şikayetler vardı, sular çamur gibi akıyor. Uzun süredir sürekli bir ihale yapılıyor, sadece çevrelerine rant elde etmeye çalışılıyor. Halen kendilerinin yol üzerinde reklamlarını yapma derdindeler. Yol yapma belediyenin yapması gereken hizmetler, bunlar ekstra belirtilecekleri hizmetler değil."