Asil ve fedai bir komutan: Aso Diren Tekoşîn

Şehadet anına kadar savaşan ve öncülük misyonunu layıkıyla yerine getiren Aso Diren Tekoşîn, YJA Star komutanı olarak fedakarlığı ve fedailiğiyle yoldaşlarına örnek oldu.

1994 yılında Bedlîs Tetwan’da dünyaya gelen Aso Diren Tekoşîn (Gülistan Canbey) değerlerine bağlı yurtsever bir ortamda büyüdü. Henüz genç yaşta düşman gerçekliğini yakından tanıdı. Ailesi yurtsever olduğu için sürekli devletin saldırılarına ve baskılarına maruz kalmasına rağmen çocuklarını yurtseverlik değerleriyle büyüttü. Abisinin gerillaya katılmasının ardından Özgürlük Hareketini daha yakından tanıdı ve derin bir sorgulama sürecine girdi. Özellikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinden ve kadın özgürlük mücadelesinden çok etkilendi. 

24 Mart 2012 yılında Xîzan’da Arjîn Garzan (Leyla Altan) komutasında 15 YJA-Star savaşçısının şehadete ulaşması, Aso Diren için son nokta oldu ve o yıl Garzan’da gerilla saflarına katıldı.

Temel eğitimini Garzan eyaletinde alan gerilla Aso Diren Tekoşîn, özellikle eylemlerde aktif bir şekilde yer aldı. Mütevazi ve mücadeleci kişiliğiyle yoldaşları arasında çok sevildi. 2013 yılında geri çekilme sürecinde yönünü Başûrê Kurdistan'a verdi. Aldığı gerilla eğitimleriyle kendisini hızla geliştiren Aso Diren, Metîna bölgesinde hareketli taburda yerini aldı. Türk devletinin Kürt halkına yönelik karşı soykırım saldırılarını arttırdığı 2014 yılında Metîna'da sıcak savaş alanına geçerek aktif olarak en ön cephelerde yerini aldı.

2015 yılında DAİŞ çetelerine karşı mücadele etmek için Rojava’ya geçti, birçok eylemde üzerine düşen rolü başarılı bir şekilde yerine getirdi. Daha sonra kendi önerisiyle Bakur’a giden Aso Diren,  Hêzên Taybet’e katılarak yaşamının her anını şehitler çizgisine bağlı bir şekilde fedaice yaşama katılarak pratikleştirdi. Bir YJA Star komutanı olarak fedakarlığı ve fedailiğiyle yoldaşlarına örnek olan gerilla Aso Diren, Türk devleti ile girdiği çatışmada yoldaşı Evîn Andok ile birlikte son nefeslerine kadar fedaice savaşarak şehadete ulaştı.

PKK’NİN YOLU ÖLÜMSÜZLÜĞE GİDEN YOLDUR

Gerilla mücadelesine dair anılarını günlüğüne yazan şehit Aso Diren, günlüğünün bir bölümünde ülkesinin çocuklarına şöyle seslenmişti: "Gözleri ışıl ışıl olan ülkemin çocuklarına selam olsun. Bugün içimdeki çocuk yine sizinleydi. Yasak sokaklarda birlikte oyunlar oynardık. Çamurdan oyuncaklarımız bazen özgür dağlar olurdu, bazen oyunlarımızı açık bir oynayabildiğimiz özgür sokaklar olurdu. Biz rüyalarımızı çamurla süsledik aslında. Tertemiz bir yürekle, içinde kötülük barındırmayan duygularla günahsız bir dünya, tanksız topsuz sokaklar, çiçekli günler yarattık. Bu, dünyamıza vahşi bir şekilde saldıran düşmanda büyük bir korku yarattı. Bu bedenimizden büyük, yaşımızdan fazla mermilerle katlettiler bizi. 12 yaşındayken üzerimize 13 kurşun yağdırdılar. Sokaklarda kimyasallarla bedenlerimizi eritmek yetmedi, cansız bedenlerimizi toplu mezarlarda kaybettiler. Biz de bu saldırılara taşlarla karşı koyuyorduk.

Çocukluk hayallerimizin peşine düştük ve kendimizi özgürlük çemberinin içinde bulduk. Eskiden çamurdan inşa ettiğimiz dağlar aslında bugün bizim en kutsal mücadele alanlarımız. PKK gerçeği yoldaşlarımızın ilke ve ölçülere dayalı çabalarıyla oluştu. Güven ve direnişle teslimiyeti ortadan kaldırdılar. Şehitlerimizin takipçileri olarak annelerimize özgür bir Kurdistan vereceğimizin, çocukluk hayallerimizi gerçekleştireceğimiz günlerin çok uzak olmadığına inanıyorum. O zaman içimden geçenleri haykırıp diyeceğim ki; “Sana en değerli hediyeyi getirdim, sana özgür bir Kurdistan, özgür bir ülke getirdim. Memleketimin çocukları mutlu olsun, gülsün, tüm Kurdistan anneleri mutlu günleri zılgıtlarıyla karşılasın.”

Şehit Aso Diren, gerilla saflarına katılma sürecine ilişkin ise günlüğüne şunları yazmıştı:  “Mücadele alanındaki özgür yaşam ve yoldaşlık tarzı beni çok etkileşmişti. Yürümeye yeni başlayan bir çocuk gibi ben de devrim yolculuğuma başladım. Yeni bir yolculuğa başlamanın ve bu yolda yürümenin kolay olmadığının farkındaydı. Bu devrimci yürüyüşte defalarca düştüm, kalktım ama beni ufka götüren güç, zorluklarımı hissetmeme izin vermedi.

Önder Apo'nun felsefesiyle Kurdistan özgürlük gerillası acılar karşısında yenilgiyi ve ölümü boşa çıkarmıştı. Acı olmadan, zorluk yaşanmadan mücadele etmek imkansız. Ancak bu zorlukları aşmak, umut, inanç ve irade olmadan mümkün değildir. Dolayısıyla PKK gerçekliğinde, düştüğümde ayağa kalkmayı, yoldaşlarımın elinden tutup kaldırmayı öğrendim, en önemlisi ölmeyeceğimi, kendime ve mücadelemle her zaman var olacağımı anladım. Kısacası PKK’nin yolu mücadele yoludur, ölümsüzlüğe giden yoldur. İçinde pek çok anlam barındıran ilk yürüyüşüm şimdi anlamlar denizi oldu. PKK zirveye, yani hedefe doğru bir yürüyüştür. Şimdi böyle bir yolculuğun eşiğindeyim. Hayallerime, hedeflerime yani Kurdistan'ın kuzeyine gideceğim. Bu doğrultuda anlam denizimin daha da büyüyeceğini biliyorum.”