Avcı: Kayyum sonrasına hazırız

Yerine kayyum atanan HDP Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, “Hemen neyi, kimlerle, nasıl yapabileceğimizi hazırlamış durumdayız. Kayyumlar gelip geçidir, halkın iradesi kalıcıdır” dedi.

HDP Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, kayyum atanmasının bir talan rejimi olduğunu belirterek, belediyenin taşınır ve taşınmaz tüm mallarının satıldığını, önceki kayyumdan kalan 1 milyar 100 milyon TL borcun ise üçe katlandığını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde üçü büyükşehir, 5’i il, 45’i ilçe, 12’si belde olmak üzere toplam 65 belediye kazandı. Yerel seçimlerde HDP karşısında istediği sonucu alamayan sonucu alamayan AKP, seçim sonrası bir kez daha kayyum politikalarını devreye koydu. Seçimlerde aldığı yüksek oy oranına rağmen HDP’li 6 belediye eşbaşkanı ve 56 Meclis üyesinin mazbataları, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ihraç edildikleri gerekçesiyle verilmedi. Seçimlerden kısa bir süre sonra 19 Ağustos 2019’da ikinci kayyum darbesiyle Amed, Wan ve Mêrdîn büyükşehir belediye eşbaşkanlarını görevden alarak, yerine kayyum atadı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kararıyla HDP’nin kazandığı 65 belediyeden 48’ine kayyum atandı.

KAYYUM ATANMASI BİR DARBEDİR

Yerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Avcı, kayyum rejiminin talan rejimi olduğunu söyledi. Avcı, “İrade gasp edildiği andan itibaren Wan halkının içindeyiz, birlikteyiz. İster silah zoruyla olsun, ister farklı yönetmelerle olsun, bu bir darbedir. Kayyumun atanması siyasi bir darbedir. Hep böyle tanımlıyoruz, çünkü halkın iradesi gasp edilmiştir. Sandık kuruluyor, halkın iradesi açığa çıkıyor. Merkezi hükümet, halkın iradesini devlet zoruyla bir tarafa bırakıp, kendi kayyumunu atıyor. Dolasıyla bu bir darbedir, öyle değerlendiriyoruz. Kayyumu niçin atıyor? Asıl kayyumun atanma nedeni üzerinde durmak gerekir. Yerel kaynaklarının tümünü merkezi hükümetin hizmetine sokuyor. Yani yerelde sorunlar var mı, yok mu kayyumun umurunda bile değil. Atanma adresini memnun etmek için elinde ne geliyorsa onu yapıyor. Dolasıyla halk için değil, toplum için değil, hareket noktası halk değil” dedi.

BORÇ YÜKÜ ÜÇE KATLANMIŞ DURUMDA

“Bizim belediyecilik anlayışımızda yerel kaynakları planlarken, toplumun çıkarlarını esas alıyoruz, hareket noktamız toplumdur” diyen Avcı, kayyumların ise yerel kaynakların tümünü merkezi hükümeti için planladığını ve öyle seferber ettiğini tekrarladı. Avcı, “Aramızdaki fark budur. Doğal olarak merkezi yönetim, o zihniyet, başta olduğu sürece, bizimle çalışmak istemez. Bizi etkisiz ve yetkisiz kılabilmesi için sadece devlet zoruyla biz kenara koyması yetmiyor, aynı zamanda belediyeyi de etkisiz hale getirmeye çalışılıyor. Taşınır ve taşınmazlar satılmaya çalışılıyor. Şunu çok biliyorlar ki; önümüzdeki yerel seçimlerde halk, gene kendi iradesini seçecek ve görev başına getirecektir. İşte o andan itibaren belediyecilik anlayışımız etkisiz kalsın, herhangi bir hizmet üretmesin diye belediyenin elinde ne varsa bütün hepsini satmaya çalışıyor. Taşınır ve taşınmazlar yetmiyor, belediyenin borç yükünü katbekat artıyor. 2019’da iş başına geldiğimizde Wan Büyükşehir Belediyesi’nin 1 milyar 100 milyon TL (1 Katrilyon 100 trilyon ) borcu vardı. Şimdi aldığımız bilgilere göre, bu 4 yıllık ikinci kayyum döneminde sadece kamu bankalarında değil hemen hemen özel bankalara dahil tüm bankalara ciddi bir borçlanma var. Borç yükünü üçe katlanmış durumda” şeklinde konuştu.

CİDDİ ÇALIŞMA VE HAZIRLIĞIMIZ VAR

Borç yükü artmış, taşınır ve taşınmaz ne varsa elden çıkartılmış olabilir ama öyle ya da böyle bu kentin geleceği için ne gerekiyorsa, sorunları neyse, o sorunların çözümü neyse, neyi gerektiriyorsa bildiklerini kaydeden Avcı, şunları dile getirdi: “Gelebilecek yönetim artık hiçbir şey yapamaz diye endişeye kapılmasın. Sorunların çözümleri için hem projelerimiz hazırlanmıştır. Kayyum atandı diye biz de 5 yıldır boş durmadık. Mevcut kadrolarımızla ciddi şekilde çalıştık. Yarın iş başına geldiğimizde hemen ne yapacağımızı, kimlerle yapabileceğimizi nasıl yapabileceğimizi hazırlamış durumdayız. Bu yüzden halkımız rahat olsun. Ne bu kent ne de bu kentli sahipsiz değildir. Hep söylüyoruz; kayyumlar gelip geçidir, halkın iradesi kalıcıdır. Bu kent bizimdir, gelecek de bizimdir.”