Bakırhan Amed’de: Savaşı önlemenin yolu güçlü yerel demokrasidir

STK’lerle buluşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, savaşı önlemenin yolunun güçlü yerel demokrasi olduğunu söyledi. Bakırhan, İmralı tecrit sistemine karşı da bütün kurumlara duyarlılık çağrısı yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet, Sêrt ziyaretlerinin ardından Amed'de Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri ve Amed Kent Koruma ve Yaşatma Platformu bileşenleriyle Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası (DTSO) konferans salonunda bir araya geldi.

Burada konuşan Bakırhan, Amed'in deprem sürecinde gösterdiği dayanışmanın önemine değindi. Amed dışındaki kentlerin örgütlü olmamasından ve devletin de yaşananları "umursamamasından" kaynaklı büyük acıların yaşandığına dikkati çeken Bakırhan, "'Devlet olmadan dayanışabiliyor, enkaz kaldırılabiliyor, insanlar çorba içebiliyor' dediler. Çok değerli kıymetli bir şey yaptığınızı bir kez daha belirtmek istiyorum" dedi.

'SAVAŞI ÖNLEMENİN YOLU GÜÇLÜ YEREL DEMOKRASİDİR'

Bir önceki seçimlerde yaptıkları yanlışlardan ders çıkartarak, halk toplantılarında yapılan öneriler ve eleştiriler doğrultusunda yeni bir yapılanmaya gittiklerini dile getiren Bakırhan, şunları söyledi: "Geçmişten bize devredilen değerli mirasla birlikte bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Bizi çok önemli bir süreç bekliyor. Vekalet savaşların yürütüldüğü, emperyalistlerin dikkatini çeken bir coğrafyada yaşıyoruz. Filistin-İsrail savaşına şahit olduk. Bizde 40 yıldır ciddi bir çatışma içinde olduğumuzu biliyoruz. Bunları önlemenin yolları güçlü yerel demokrasidir. Biz parti olarak gerçekten çatışmalara, savaşlara karşı mücadele eden bir partiyiz. Barış, demokrasi, haklarımızı istediğimiz için bu ülkeyi yönetenler tarafından 'terörist' olarak adlandırılıyoruz. Gazze'de İsrail'in yapmış olduğu katliamdan rahatsız olanlar söz konusu Kürtler ve Rojava olunca 3 maymunu oynuyorlar. Seslerini çıkarmıyorlar. Bu iki yüzlülüğü eleştirmek, tartışmak gerekiyor. Umarım önümüzdeki dönem coğrafyalarda çatışmaları ve kapitalizmden kaynaklı savaşları bir daha görmeyiz. En önemlisi kendi coğrafyamızda ret ve inkar süreci biter. Çalışmamız, çabamız onun üzerine."

'ADAYLARI HALK SEÇECEK'

İttifaklara kapalı olmadıklarını aktaran Bakırhan, "İlkeli, açık, demokratik olan emekçilere halka, kentte yaşayanlara hizmet üretecek bir siyaseti  benimseyen kesimlerle ittifak yapacağımızı da belirtmek istiyoruz. Adaylarımızı kentlerimiz, halkımız belirleyecek. Kendisi önersin, kendisi seçsin. Halkın yanlışından bir zarar gelmez. Kaldı ki yanlış yapacağını da düşünmüyorum. Yakın zamanda yapılacak seçime yeni yöntemlerle gireceğiz. Umarım başarılı oluruz. Siz kentin vicdanısınız. Halkla daha fazla iç içe olan kurumlar olarak bizlere yardımcı olabilirsiniz. Burada bir araya gelen insanların ortak düşüncelerini almak istiyoruz. Yol hattımızı burada oturan bileşenlerin ortaya koyduğu düşüncelerle belirlemek istiyoruz" diye konuştu.

KAYYUM KENTTEKİ BÜTÜN DİNAMİZMLERE KÖTÜLÜK YAPIYOR

Kent Platformu'nun önemine işaret eden Bakırhan, Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nin müze olmasına ilişkin yapılan açıklamayı önemli bulduklarını ifade etti. Kent Platformu'nun uyuşturucu, fuhuş gibi durumlar karşısındaki rahatsızlıklarına da değinen Bakırhan, "Biz sistemin gençlerimizi kriminalize eden yaklaşımlarına karşı ortak bir tavır almak zorundayız" dedi.

Kurdistan kentlerinin kayyumlarla yönetildiğini ifade eden Bakırhan, "Toplumun istemediği en kötü adaylar bile kayyumlardan daha değerlidir. Bu kayyum sistemine de karşı gelmemiz gerekiyor. Kayyum bu kentteki bütün dinamizmlere karşı kötülük yapıyor. Halkın iradesini gasp eden kayyumları da gönderip daha demokratik adaylarla gerçek anlamda bu kenti koruyan insanlarla bu süreci beraber yaratırız" ifadelerini kullandı.

TECRİT DEVAM EDİYORSA HUKUKSUZLUK DEVAM EDER

Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakırhan, Kürt meselesinin Cumhuriyetin 2'nci yüzyılında artık çözülmesi gerektiğine işaret ederek şöyle konuştu: "Kürt meselesinin çözümünden de Sayın Abdullah Öcalan'ın rolünün çok büyük olduğunu ama bilerek tecride maruz bırakıldığını söylüyoruz. Kürt meselesi çözülecekse en önemli aktör olarak Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak 2'nci yüzyılda rolünü oynayabileceğini söylüyoruz. Tecrit devam ediyorsa, çözüme dönük bir niyet yok demek oluyor. Tecrit devam ediyorsa, hukuksuzluk devam eder. Bütün kurumların da bu konuda duyarlılık içinde olması gerektiğini düşünüyoruz."

'KAYYUM ATAMAK O KADAR KOLAY OLMAYACAK'

Kayyum atama tartışmalarına ilişkin soruya da yanıt veren Bakırhan, "Devletin kayyum politikası başarıya ulaşmadı. Amedli kurumlar olarak, halklarımız olarak bir araya gelebilirsek en güçlü iktidarın bile kayyum atama şansı yok. Kentin kendi seçtiği adayIa çıkabilirsek, kayyum atanamayacağını düşünüyorum. Kayyum atamayı düşünenler iyi düşünmeli. Bu sefer kayyum atamak o kadar kolay olmayacak" dedi.

Bakırhan, Gemlik'e ilişkin yapılacak olan yürüyüşe nerede katılacağı sorusuna ise Amed'den katılacağını söyledi.

Buluşma, basına kapalı devam etti.