Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'a verilen hapis cezasının ardından İçişleri Bakanlığı, Wan'ın sömürge valisi Ozan Balcı'yı belediyeye kayyum olarak atadı. Wan Büyükşehir Belediyesi’ne üçüncü kez kayyum atanırken, bugüne kadar atanan valiler, arkalarında bıraktıkları devasa borç yükünün yanı sıra ciddi yolsuzluklarla anıldı.
Kürt sorununa dair son dönemlerdeki tartışmaları ve DEM Parti yönetimindeki belediyelere kayyum atanmasına ilişkin ANF'ye konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, şunları aktardı: "Türkiye böylesi bir ülke. Memleketin gündemi, yüzyıldır devam eden ve yaklaşık 40 yıldır aslında bu ülkenin enerjisini, ekonomisini emen, çöküşe ve çürümeye sebebiyet veren bir sorun enine boyuna tartışılıyor. İlk defa Kürt meselesinin çözümü için tarihi bir fırsat var. Sayın Öcalan, tarihi bir pencere açmaya çalıştı. Tam da böylesi bir süreçte, aslında en çok iktidarı ilgilendiren, en çok onların taraf olması, barışı konuşması gereken bu süreçte belediyelerimize kayyum atıyorlar, halkın iradesini gasp ediyorlar.
İşte bu, iktidarın ne kadar samimi olduğunu ortaya koyuyor. Samimiyetsiz bir iktidarla, samimiyetsiz bir yönetimle karşı karşıyayız. Henüz tam ne yaptıklarını Türkiye kamuoyu da anlayamadı. Gerçekten toplumsal barış istiyorlar mı? İstemiyorlar mı? Gerçekten anlamak zor. İktidarın pratiklerine bakılırsa o tekçi, inkârcı aklın devam ettiğini görüyoruz. Bu akıl Türkiye'yi uçurumun kenarına getirdi; Türkiye'nin hem içeride hem de dışarıda itibarını yerle bir etti, yok etti."
‘KÜRT HALKI, SİZİN ZİHNİYETİNİZİ KABUL ETMİYOR’
Önder Apo ile devam eden görüşmelere de değinen Bakırhan, "Şu anda Kürt meselesinin demokratik çözümünü isteyen, Kürtlerin Türkiye’de demokratik haklarını almasını ve Kuzey ve Doğu Suriye'yenin de bir statüye sahip olmasını isteyen dünyanın birçok ülkesi var. İlk defa ulusal ve uluslararası kamuoyu, bu meselenin demokratik yollarla çözülmesini istiyor. İlk defa Türkiye kamuoyu, Sayın Öcalan'dan gelecek çağrıya, mesaja bu kadar büyük kilitlenmişken, umut başlamışken, bunu zehirleyen, bunu boşa çıkarmaya çalışan, toplumsal barışı engellemeye çalışan bir akılla karşı karşıyayız. Bu akıl yanlış bir yolda gidiyor. Bu aklın gittiği yol, yol değildir. Bunun gideceği yer yine gerginliktir; Türkiye'nin kaos içerisinde yıllarca yaşaması demektir.
İktidarı aklıselime, insana, vicdana davet ediyoruz. Halkın seçmiş olduğu iradeyi üç defa gasp etmek, çalmak diye bir şey olabilir mi? Üç defa yenilmişsin, 14'te 14 kaybetmişsin. Demek ki insanlar, senin Kürt meselesine dönük yaklaşımını benimsemiyor. İki dönem atadığın kayyumları benimsemiyor, kayyumların yaratığı tahribatı bire bir yaşamış, hissetmiş, görmüş ve yine kendi iradesine sahip çıkmıştır. Bundan dersler alması gerekirken, ders almayan bir iktidarla karşı karşıyayız.
Sayın Öcalan, bütün samimiyeti, bütün iyi niyeti ve bütün devrimci duygularıyla birlikte artık silah ve çatışma zemininden siyasal bir zemine geçmek istiyor. Sayın Öcalan, bunun için yoğun bir çalışma ve çaba içerisinde. Emin olun, 41 büyük merkezde toplantılar yaptık. Gittiğimiz her yerde muazzam bir bekleyiş ve umut var. Sayın Öcalan’ın yapacağı çağırıyı önemseme durumu var. Bunun için biz de iktidarı, toplumu ve halkı dinlemeye, bu sürecin yanında olan, bu süreci destekleyen ve bunun bir barış sürecine dönüşmesini isteyen, bu fırsat penceresini doğru değerlendirmeye, tekçilik ve Kürt düşmanlığı yapmamaya davet ediyoruz. Bunun için Wan'dayız" diye konuştu.
‘WAN HALKI BÜYÜK BİR DİRENİŞ SERGİLİYOR’
Wan halkının irade gaspı ve kayyum darbesine karşı büyük bir direniş sergilediğine vurgu yapan Bakırhan, "Wan'da günlerdir kayyum atanmadan önce, Wan halkı, 14'te 14 alan bu onurlu halk, yerel yönetimle iradesine sahip çıkıyor. Türkiye'nin dört bir yanından resmen on binlerce kolluk, Wan merkezine yığılmış durumdadır. Neredeyse bütün sokakların, bütün cadde ve mahallelerin köşe başları tutulmuş bir durumdadır. Korkunç bir işkence var. Bugüne kadar görmediğimiz sertlikte bir yönelim var; milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına, yöneticilerimize, halka, çocuklara, gençlere, kadınlara. Böylesine gözü kara bir şiddetle, zorla insanları susturmaya çalıştılar.
İktidar artık bu anlayışı terk etsin. Wan'a elli defa kayyum atasanız da emin olun bu halk sizi buraya bırakmaz, sizi burada seçtirmez, sizi iradesi olarak görmez. Wan, kimin Kürt karşıtı, kimin Kürtlerin demokratik halklarının karşısında olduğunu çok iyi bilen bir kenttir. Dolayısıyla iktidarı, Sayın Öcalan’ın açmış olduğu bu fırsat penceresini doğru değerlendirmeye, Türkiye'nin artık her şeyini emen bu sorunu demokratik bir zeminde diyalog ve müzakereyle çözmeye davet ediyorum. Başka yol yok. Ya kaos ve krizle Ortadoğu’daki çatışmaların, gerginliklerin girdabında kaygıyla yaşayacağız ya da Türkiye, kendi toplumsal barışını sağlayarak Ortadoğu’da demokratik bir model olacak. Buna karar verecek olan da iktidarın kendisidir. Kürtler ve dostları bu konuda samimi bir yerde duruyor" ifadelerini kullandı.