Bilici: Sur artık eski Sur değil

İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, Sur’un artık eski Sur olmadığını vurgularken, Kürt meselesinin baskı, şiddet, abluka ile çözülemeyeceğini söyledi.

Amed’in Sur ilçesinde 2’nci yılını dolduran devlet ablukasını ANF’ye değerlendiren İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Amed Şube Başkanı Raci Bilici, 1990’lı yıllarda olduğu gibi Kürt halkının 21. yüzyılda da yine yıkımlarla, zorunlu göçle karşı karşıya kaldığını kaydetti. Sur’un inkâr ve şiddet politikalarının sonucunda bu hale geldiğine işaret eden Bilici, Kürt meselesinin baskı, şiddet, abluka ile çözülemeyeceğini hatırlatarak, hükûmete, “Güvenlikçi politikalardan vazgeç” çağrısını yaptı.

Bilici, "Tahir Elçi anmasında Dört Ayaklı Minare’nin yanında gitmemize bile izin verilmedi” dedi. Sur’da çatışmaların olduğu dönemde yerle bir edilen birçok yerin şimdi de kentsel dönüşüm adı altında yıkıldığını dile getiren Bilici, bu yıkımlar nedeniyle birçok insanın zorunlu göçe tabi tutulduğuna, gidecek durumları olmadığı için kalanların ise su ve elektriksiz bir şekilde yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çekti.

‘İNKÂR POLİTİKALARIN SONUCU HEP ŞİDDET'

Bilici, sadece Sur’da değil "sokağa çıkma yasakları"nın uygulandığı birçok kente aynı dramın yaşandığını hatırlattı. Kürt meselesinin abluka, baskı ve şiddetle çözülmeyeceğinin altını çizen Bilici, meselenin ancak demokratik siyasetin önünün açılması, insan haklarının aktif hale getirilmesi, diyaloğa geri dönülmesi ile çözüleceğini kaydetti. Şiddete dayalı 'güvenlikçi' politikalar nedeniyle bugün bu noktaya gelindiğini vurgulayan Bilici, “Sur da bunun sonucudur. Çözüm geliştirmeden inkar ve 'güvenlikçi' politikaları uygularsanız bunun sonucu hep şiddet olur; diyalog ve müzakerelerin sonucu ise demokratikleşmedir. Bunlar olmadığı sürece de Sur ve benzeri durumlar karşımıza daha çok çıkar” diye konuştu.

'YÜZLEŞİLDİĞİ TAKDİRDE TÜM SORUNLAR AŞILIR'

Kürdistan'da 1990’lı yıllarda şiddet politikaları nedeniyle 4 bine yakın köyün yakılıp yıkıldığını, boşaltıldığını söyleyen Bilici, “O süreçte binlerce insanın evinden, yurdundan edildi; binlerce insan yargısız infaza, failli meçhul cinayete kurban gitti. Bunların hepsi şiddet politikalarının ürünüydü. Ama 'çözüm süreci' döneminde diyalog ve müzakereler varken, tek bir insan dahi yaşamını yitirmiyordu; bir yer yıkılmıyordu ya da şehirlerde herhangi bir sıkıntı yoktu. Ne zaman ki tekrar 'güvenlikçi' politikalar devreye girdi, şiddet tekrar başladı. Bunların olmamasının tek yolu da 'güvenlikçi' politikalardan vazgeçip, güçlü bir demokrasi, güçlü bir hukuk ve insan hakları inşa etmektir" dedi.

HÜKÛMETE: VAZGEÇ!

OHAL rejiminin neden olduğu mağduriyetlere de değinen Bilici, OHAL ilanıyla birlikte yaşanan olumsuzlukların katlandığını, hak ihlalleri konusunda İHD’ye her yerde başvurular yapıldığını aktardı. Bilici, OHAL rejiminin halkı her yönden etkilediğini, insanların nefes alamaz hale geldiğini belirterek, normale dönmek için önce OHAL rejiminin kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Son olarak, “Bu ülkede Kürt meselesiyle yüzleşildiği takdirde birçok sorun beraberinde aşılır" mesajını veren İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Şube Başkanı Raci Bilici, hükûmete, “Güvenlikçi politikalardan vazgeç” diye seslendi.