Bir gerillanın muhabbetine gizli bakış...

Gerilla sohbetine ne kadar tanık olup yazarsanız, yeni güzel kelimeleri de evrene o kadar yayarsınız. Kölelik değil, özgürlük misali.

Sabah kurdum bu cümle, birden ağzımdan çıktı. Yazı ile ilgili bir şey tartışırken ağzımdan çıkıverdi. Nasıl ki savaş kendi kahramanlarını seçiyorsa, duygu, düşünceler de kendini ifade eden kelimeyi üretir ve cümle meydana gelir. Yazı yazınca kelimeler damarlarımdan çekiliyor sanki. Damarlarınızdan çekilen kelime kendi ulusunuzun tarihine hitap eder. Eğer kendi halkınızın tarihine tanık oluyorsanız.

Kürdistan gençlerinin bir sözü vardır duymuşsunuzdur; "Damarımı kessen sarı, kırmızı, yeşil akar" işte bu dediklerimin kaba hali oluyor. Yani anlayacağınız kelimeleri çoğaltacağınız ve güzel kelimeleri evrene vereceğiniz en güzel yer bir gerilla sohbetine tanık olmaktır. Gerilla sohbetine ne kadar tanık olup yazarsanız, yeni güzel kelimeleri de evrene o kadar yayarsınız. Kölelik değil, özgürlük misali.

3 GERİLLA 2 GÜN BOYUNCA DÜŞMANA KARŞI SAVAŞIYOR

Bir yol sürecinde tanıştık. Kim olduklarını bilmeden sohbet etmeye başladık. Oturduğumuz yer Heftanin’in en güzel yerlerindendi. Sarı ve yeşilin ahenk kurduğu kırmızı toprağın onları beslediği küçük bir yamaçtı. Üç kişiydiler ve biraz sonra bir eylem ekibinin yanına gideceklerdi. Beni de eylem yapmak için gelen bir arkadaş sanmışlardı çünkü çantam yeterince ağır ve omuzumdaki tripotta silahı andırıyordu. Arkamda duran Eriş adındaki gerillanın sürekli gülmesi ve Heftanin’e olan bağlılığını görmemek için kör olmak gerekirdi. Hemen yanında Diren heval vardı. Yemyeşil gözlerin, yuvarlak yüzüyle buluşması kader değil sanırım. Sürekli "vallahi ben çok heyecanlıyım, bu heyecanla düşman üzerine gitsem herhalde düşman da beni görünce şok geçirir" diyordu ve bizde her defasında gülüyorduk.

Yaratıcı gücün estetik anlayışı olabilirdi evrende. Ve yanımızda çok güzel bir suikastçı arkadaş vardı, meşhurdu. Ben de hemen yanına gidip, "sen mi o gece Dupişk’te Kobra’yı darp ettin?" dedim. Bana bakarak gülümsedi sadece. Savaşçıların böylesine güzel bir şeyi vardı. Bir tılsım gibi hep avucunda tutmak istersin. Gerilla, kendi yaptığı başarılı pratiklerden öz etmeyi sevmez zaten söz edince de çekinerek anlatır. Ben demezler, biz derler. Eriş heval baktı ki arkadaşı cevap vermiyor hemen araya girdi.

Tıpkı adı gibi saldırdı anlatmaya. "Vallahi heval, Dupişk’te şehit Mazlum ve Şehit Agit’ten herkes söz ediyor. Şehit Reşat da yanlarındaymış. Üç gerilla iki gün boyunca düşmanla tek başına savaşıyor. O gece hem kobra vuruyor hem uçak. Hem de keşif hiç gitmiyor üzerlerinden. Reşat heval, keşif arkadaşları vurur diye tüm dikkati kendi üzerine çekiyor. Ve savaşıyorlar. Cenga Heftanin’in hem tarzını hem de ruhunu pratiğe koyuyorlar Şehit Agit ve Şehit Mazlum. Bu arkadaşları keşke birileri yazsaydı, onlar unutulmamalıdır" diyarlardı kendi aralarında.

BİR AN BAZEN BİR ÖMRE BEDEL YAŞANABİLİYOR

Ardından suikastçı arkadaşa bakıyorum, elinde bir küçük çalı, toprağa bir şeyler çiziyor "Ne yapıyorsun" deyince, "Askerler Dupişk’teler, mevzi yapmaya çalışıyorlar, biz izin vermiyoruz. Geçen kefe gitmiştim aklımda kalsın diye toprağa haritayı çiziyorum" dedi. Anlaşılan gerilla her gün değil, her dakikasını bile "düşmana nasıl darbe vururum" diye geçiriyor. Eriş atlıyor hemen; "Onlar gidene kadar biz geri çekilmeyeceğiz, onları Heftanin’den çıkaracağız" diyordu. Diğer arkadaşta; "hele bir kış gelsin, sonbahara az kaldı, doğa da bizim tarafımızda" diyordu.

Gerilla Eriş’i dinlerken, başka bir arkadaş, arkadaşlara bakıp gülerek; "Heval Laleş basıncıdır ha, biliyorsunuz değil mi" deyince birden hepsi sustu, gülmeye başladılar. Bu sefer diyaloglar başladı, "biz de diyoruz niye bu kadar soru soruyor, hiç de demiyor ben basıncıyım, peki makinen nerede, ses kaydını nereye sakladın?" deyip durdular. Savaşçıları dinlerken tüm duyu organlarınızı açmalısınız. Kulaklarınızı, gözlerinizi, beyninizi, gönlünüzü hisseden tüm duyularınızı açmalısınız.

Makineniz yoksa yüreğinizin kadrajını açın ve deklanşöre her defasında basamıyorsanız gerillanın dediklerini ya gözlerinizi kırparak, ya da başınızı sallayarak kaydedin. Ses kaydınız yoksa kulaklarınızı sonuna kadar açın, ses dalgalarını arttıran ev zenginleştiren birçok kelime ekleyin. Direniş, irade, şehitler, önderlik, düşman, kavga, moral, aşk, yoldaşlık, özgürlük… ve daha birçok kelime. Gerillanın her anı çekilmeye değerdir. An içerisinde, sohbette küçük bir an bazen tarihe geçebiliyor. Çünkü bir an, bazen bir ömre bedel yaşanabiliyor.