Hansen, diğer bazı bilim insanlarıyla birlikte yayımladığı bir çalışmada, iklim değişikliğine dair bazı olguların hafife alındığını vurguladı.  

2°C HEDEFİ ARTIK GERÇEKÇİ DEĞİL

Hansen, BM’nin iklim uzmanları grubu IPCC'nin küresel ısınmayı bu sınırın altında tutmak için önerdiği emisyon azaltım senaryolarının mevcut koşullarda imkânsız hale geldiğini belirtti.

Hansen, bunun nedenini enerji tüketiminin artmaya devam etmesi ve enerji kaynaklarının hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara dayanmasına bağladı.  

ENERJİ GEÇİŞİ

Hansen ve ekibi, 2020 yılında denizcilik sektöründe yürürlüğe giren sülfür emisyonu düzenlemelerinin iklim üzerindeki etkisine dikkat çekti. Güneş ışığını geri yansıtarak atmosferin soğumasına yardımcı olan bu emisyonların azalmasının, ısınmayı hızlandırıcı bir etkisi olduğunu ifade ettiler.  

ATLANTİK AKINTILARI DURABİLİR

Araştırmacılar ayrıca, iklim sistemi için hayati öneme sahip olan Atlantik Meridyonel Devridaim Dolaşımı’nın (Amoc) önümüzdeki 20 ila 30 yıl içinde durabileceği uyarısında bulundu. 

Buzulların erimesi nedeniyle bu sistemin çökmesi durumunda deniz seviyesinin birkaç metre yükselmesi gibi geri dönülmez etkiler yaşanabileceği belirtildi.  

PARİS ANLAŞMASI’NIN GELECEĞİ TARTIŞMALI

2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere kıyasla “2°C'nin çok altında” tutmayı ve mümkünse 1.5°C ile sınırlamayı hedefliyordu. Ancak Hansen'in tahminlerine göre ortalama küresel sıcaklık 2045 yılına kadar +2°C eşiğine ulaşacak.  

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün verilerine göre dünya halihazırda 1.3°C ısınmış durumda ve 1.5°C eşiği son iki yılda ilk kez aşıldı. Bu gelişmeler, iklim hedeflerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.