Bir nehir gibi akmak: Dr. Sîrwan

Sîrwan, Rojhilatê Kurdistan’ın en uzun nehridir. Sîrwan sınır tanımazlığın, coşkuyla akışın sembolüdür. Dr. Sîrwan da böyleydi. O, nerede olursa olsun bir nehir gibi akardı.

Qendîl dağının eteklerinde bir köyde Özgür Yurttaş Hareketi'nin açtığı akademinin bahçesinde oturmuş sohbet ediyoruz. Tüm toplumun siyasete katılabilmesi için, siyasetin toplumsallaşabilmesi, demokratikleşebilmesi için açılmış bir akademi.

Gençler, kadınlar grup grup sohbet ediyor. Bir grup genç, Aso adındaki gerilla etrafında toplanmış. Aso, Soranî bir şiir okuyor.

“Dengê şiqartey dagîrsav

Çing li ser şan tarîkayî beşeyî ravna

Kê çî her ev denge şiqarteyîş

Gerayevaw

beşeyî suvtand”

(devrim ilk başladığında bir kıvılcım gibiydi

Sık ormanların karanlıklarını bile kaçırttı.

Ne zaman ki kıvılcım ateş oldu

Dün aydınlattığı ormanı

Bugün yaktı.)

ZULME KARŞI DURSUN DİYE…

Aslında Başûr halkının şimdi yaşadığı duyguları çok güzel özetliyor. Başlangıçta o kadar bedel vermiş oldukları devrim, şimdi tam bir yolsuzluklar devletine dönüşmüş. Şimdi kurdukları akademiyle siyaseti öğrenip buna karşı durmak için örgütleniyorlar. Binlerce yiğit kadın pêşmergenin, Kürt anasının emeğinin üstüne kurulu sistemde şimdi yüzlerce kadın kendini yakıyor. İşte bunun için halk, kendini eğiterek buna karşı durmayı öğreniyor.

Akademinin ismi, Dr. Sîrwan Akademisi...

“Dr. Sîrwan kim?” diye soruyorum. Grup içinde oturmuş orta yaşlı esmer gerilla,

“Bizim komutanımızdı” diyor.

Susuyor. Herkes Rêbîn adlı gerillaya kulak veriyor.

“Oğlum’un valizi sırtında

Gider Sine garajına

Oğlumun adı Kawa’dır

haykırır garajdaki bir genç

Silêmanî, Silêmanî! diye

Gözleri ışıl ışıldır

İhtiyaç yoktur, sınır yoktur artık

Gidilir Sine’den Silêmanî’ye…

Hayalim budur dostlar"

"Hayalim budur" diye bir şiir okudu. Durdu. Sonra şunları anlattı:

"Tüm Kurdistanlıların hayali bu sahte sınırların kalkmasıdır. Yıllardır herkes bu hayali taşır. Sîrwan (Kawa Elî Salih) bu sınırın güney tarafında, bu hayallerin yoğun olduğu bir süreçte, 1960’lı yıllarda Silêmanî'de doğar.

Silêmanî, Kürt tarihinde ilk isyanlardan birine yurt olmuş bir diyardır. Aydınlanma şehri, şiirin kenti derler Silêmanî’ye. Dağlar ortasında kurulmuş bir şehirdir.  Doğduğu yıllar Kurdistan’da Enfal harekatının başladığı yıllardır. Bu zulme karşı dursun diye ismini Kawa koyarlar. Yıllar geçer büyür. Bağdat’ta Fen Fakültesi’ne gider. Siyasi görüşlerinden dolayı okuldan atılır. Bir dönem Komalayên Rençderan örgütüne ilgi duyar. İran-Irak savaşının başlamasıyla birlikte Rojhilatê Kurdistan’a geçer. Burada Farsça öğrenir. Rojhilatê Kurdistan gerçeğini tanır. 1985’de Avrupa’ya gider, Danimarka’ya yerleşir. Burada Kurdistan tarihi ve gerçeğini araştırmaya odaklanır. Bu yıllarda PKK ile tanışır.

Kurdistan ulusal kurtuluş mücadelesini, yabancı kamuoyuna, kurumlara tanıtma ve önemli şahsiyetlere anlatmak için yürütülen çalışmalarda aktif olarak yer alır.

HALK SERHILDANLARINDA ÖNCÜ

Önder bir devrimci kişiliğe sahip olan Dr. Sîrwan, asıl mücadele alanının Kurdistan olduğu bilinciyle Avrupa'dan ayrılma kararını verir ve 1980'li yılların sonunda Mahsum Korkmaz Akademisi’ne gider. Buradaki eğitimden sonra mücadele azmi daha da bilenen Dr. Sîrwan, yıllardır özlemini çektiği topraklara döner. Körfez Savaşı patlak verdiğinde Başûrê Kurdistan'da halkın yanındadır. Zaxo Bölgesi'ndeki halk serhildanlarında öncüdür.

1 Nisan 1991 tarihinde birkaç arkadaşıyla birlikte Kurdistan Azadî Partisi'ni kuran Dr. Sîrwan, Başûrê Kurdistan şehirlerinde hummalı bir örgütleme çalışmasına girişir. O, özellikle ulusal birliğin gerekliliği üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırır. Bir yandan emperyalizm ve işgalci güçlerin plan ve kirli oyunlarını boşa çıkarmaya çalışırken, diğer yandan da PKK gerçeği ve PKK'nin amaçlarını halka anlatmak için büyük bir çalışma sergiler. O, Başûr'daki güçlerin gerçek yüzünü de halk nezdinde teşhir etmekten geri durmaz.

Dr. Sîrwan'ın inancı, Başûr'daki gerici güçlerin dağıtılıp etkisiz kılınması ve yerlerine ilerici ve devrimci güçler ile demokratik bir sistemin yerleştirilmesi için, halkın bilinçlendirilip hazırlanması yönündedir. O, eski ve geriyi yıkmayı yeterli görmüyor, "Önemli olan yıkılanın yerine yeniyi doğru dürüst yerleştirip işletmektir" der. Başûrê Kurdistan'ın genelinde bu bakışı esas alarak çalışmalar yürütür, Germiyan, Silêmanî, Hewlêr, Duhok, Zaxo ve daha birçok alanda durmadan çalışır.

1992'in son aylarında Türk ordusunun KDP ve YNK'yi PKK'ye saldırttığı Başûr Savaşı sırasında  mücadelesini Duhok'ta sürdürüyordu. Savaşın başlamasıyla birlikte, o sırada sıcak savaş içinde olan gerilla birliklerine ulaşır. Çarpışmalarda yaralanır. Tedavisinden sonra bir süre Zelê Kampı’nda kalır. Burada basın yayın alanında çalışmaya başlar. Soranî ve Arapça çıkan Welat gazetesinde çalışır. Bu arada PKK'nin düşüncelerini ve siyasal tezlerini tercüme ederek kitlelere basın yoluyla aktarmada anlamlı bir çalışma yürütür.

Daha sonra Hewlêr'de faaliyet yürüten Dr. Sîrwan, yeniden yayın hayatına başlayan Welat gazetesinde ihanet kavgasına karşı etkili yazılar yazar. Halkın bu savaşa karşı durması için anlamlı çalışmalar yürütür. 1995 başlarında bu çalışmaların ancak bir politik örgütlenmeyle yürüyebileceğine inanan Dr. Sîrwan, bundan sonra çalışmalarının bu tarihte kurulan YNDK (Yekitiya Niştîmanên Demokratên Kurdistan) içinde yürütür. YNDK'nin ilk konferansında örgütün sekreteri seçilir.

Başûrê Kurdistan'ın birçok şehrinde geniş halk kitlelerine yönelik toplantılar, seminerler yaparak, halkı ulusal kurtuluş savaşında gerekli ve uygun yerini almaya davet eder. Hewlêr, Silêmanî, Germiyan ve buralara bağlı ilçe ve köylerdeki yurtsever halk bu çalışmalardan çok etkilenir. O yörenin halkı halen ondan bahseder. Emperyalist güçlerin maşası olarak kendini kullandırtan, PKK'ye ve Kurdistan halkına karşı savaşan ilkel-milliyetçi güçlere tavır alan Sîrwan heval, halka "İhanet savaşının, çatışmalarının, bu çatışmaları yürüten partilerin, gericiliklerinden ve dış güçlerin maşası olmalarından kaynaklandığını" çok çeşitli ve etkili yöntemlerle kavratır."

Rêbîn durdu.

SÎRWAN.... COŞKUYLA AKIŞIN SEMBOLÜ

Serin bir kavak yeli esti.

“Sîrwan ne demek?” diye sordum.

Rêbîn derin bir nefes aldı ve devam etti:

"Sîrwan, Rojhilatê Kurdistan’ın en uzun nehridir. Sine’den Qişlak, Kirmaşan’dan Gaveru, Merîvan’dan Zirebar, Hewraman’dan Pava çaylarının birleşmesinden oluşur. Sınır tanımaz. Rojhilatê Kurdistan’ın sarp dağlarından doğar, Helepçe’den geçerek Derbendîxan Gölü'ne dökülür. Sîrwan sınır tanımazlığın, coşkuyla akışın sembolüdür.

Dr.Sîrwan da böyleydi; nerede olursa olsun bir nehir gibi akardı. Sîrwan, Kurdistan toprağına bereket getirir. Dr. Sîrwan da dünyanın dört bir yanına gitse de toprağına akmayı hiçbir zaman bırakmadı. O bir nehir gibi bereket getirdi Kurdistan toprağına."

“Ne oldu Dr. Sîrwan hevale?” diye soruyor bir başka genç.

Rêbîn özlemle;

"Dr. Sîrwan ve 4 arkadaşı, 4 Ekim 1996 tarihinde iç savaşta öldürülen bir pêşmergenin evine taziyeye gittikleri Silêmanî'nin Dukan kasabasına bağlı Qelaçoxa köyünden dönerken pêşmergeler tarafından pusuya düşürüldü. Dr. Sîrwan ve arkadaşları pêşmergelerin yaylım ateşi sonucu olay yerinde şehadete ulaştı.”

Toprağa düşse de bedenleri,

Şimdi yaşıyor fikirleri

Yaşıyor Sîrwan…

Hayali olan halkın bilinçlenmesi için şimdi onun adına akademilerde özgürlük umutlarıyla dolu Sîrwanlar yetişiyor.