Kurdistan ve işgal gerçeğini düşünürsek gençlerin neden Rêber Apo'nun aydınlattığı yoldan gittiğini anlarız. Gençler halk için, toprakları için mücadele veriyor ve yaşamlarını feda ediyorlar. Üstelik henüz çok genç yaşlarda kendilerinden daha büyük kararlar veriyorlar. Önlerinde iki yol var; ya kapitalist sisteme karışıp egemenlerin kölesi, ya da ülkelerinin ve halkının özgürlük davasına yönelip onurlu insanlar olacaklar. Kürt gençleri genellikle ikinci yolu, yani onurlu yolu tercih ediyor. Kapitalist sistemin yarattığı sahte dünya gençlerin bu onurlu yolu tercih etmelerine engel olamıyor.

Bu özgürlük yolunda mücadele eden güneşin çocuklarından biri de Baran Xemlîn’dir (Seyîtxan Sencer). Heval Baran’ın hikayesini anlatmaya kelimeler yetmez. Daha ilk adımlarında Ali Çiçeklerin mirasını taşır. Yaşamıyla, duruşuyla ve şehadetiyle Ali Çiçeklerin mirasını gururla Kürt gençlerine bırakıyor. Her insan doğduğu bölgeye göre şekilleniyor ve o bölgenin veya toplumun özellikleri, kişinin karakteri üzerinde büyük etkiye sahip oluyor. Baran Xemlîn yoldaş da Kurdistan’da isyanın, direnişin şehirlerinden biri olan Van’da yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Yaşadığı çevrenin ve ailesinin Kürtlük değerlerine bağlı olmasından dolayı heval Baran da özüne bağlı bir şekilde yetişir. Sistemdeki her türlü kirliliğe tanık olur ama hiçbir güç heval Baran’ı özünden uzaklaştıramaz.

9 yıl sistem okulunda okuyor. Okullarda Kürt kültürüne yönelik asimilasyonu ve soykırımını fark edince sistem okulunu hemen bırakıyor. Yaşadığı şehrin sokaklarında halkının, özellikle de annelerin uğradığı zulmü görünce bir devrimci olarak intikam yemini eder ve gençlik çalışmalarına katılır. Gerillanın fedakarca mücadelesine hayranlık duyan heval Baran’ın, artık en büyük hayali bir gün gerillaya katılmaktır. Yurtsever devrimci gençlik çalışmalarında başarılı bir pratiğin sahibi olan Baran yoldaş, mücadelesini daha da büyütmeye karar verir. Her alanda Kürt halkının kazanımlarına saldıran ve soykırım siyasetini sürdüren Türk devletine karşı mücadele etmek için 2018 yılında özgürlük saflarına katılır.

KATO’DA YOLDAŞLARININ GÖZÜ KULAĞI OLUR

Gerilladaki ilk eğitimlerini Botan’da bulunan yoldaşlarından alan heval Baran, Rêber Apo'nun fikirlerini daha iyi tanır. Savaş koşullardan dolayı gerillacılığa dair öğrendiği tüm hususları anında pratikleştirme imkanı bulur. Türk devletinin saldırılarına karşı o da yoldaşlarıyla birlikte büyük bir iddia ve kararlılıkla savaşır. Yoldaşlarıyla yaptığı tartışmalarda Apocu militanlığın esaslarını da öğrenen heval Baran, yetkin ve tecrübeli bir Botan gerillası olarak mücadeleye katıldı. Genç yaşında birçok tecrübe kazanan gerilla Baran, Kato’da yoldaşlarının gözü, kulağı olur. Birlikte yaşadığı, mücadele ettiği her bir yoldaşının şehadetinden sonra düşmana olan öfkesi daha da büyüyen gerilla Baran, şehitlerin yarattığı direniş kültürünü korumak için mücadele vermekten geri durmaz.

Sürece cevap olabilmek için Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamleye aktif bir katılım sağlamak isteyen Baran heval, Botan’a ulaşan her bir yoldaşının alana kısa sürede adapte olmasına yardımcı olur ve örnek bir Apocu militan olmayı başarır. 2024 yılı Bakûr bölgesi gerillaları için bir fedailik yılıydı. Bu ihanete ve işgale karşı bir duruştu.

Zorlu koşulların olduğu Botan alanında öncü bir rol oynayan heval Baran, eylemleriyle işgalcilerin nefes almasını engellemiş, düşmanın Kurdistan topraklarında barınmasına izin vermemişti. Rêber Apo'nun felsefesinde başarısızlık, umutsuzluk çaresizlik yoktu, başarı, intikam, hesaplaşma ve zafere yer vardı. Rêber Apo’nun felsefesini esas aşan gerilla Baran da bedel ödemekten korkmuyordu çünkü o da yoldaşları gibi kendini hakikat yoluna adamıştı. Duruşu ve pratiğiyle de bunu ortaya koyuyor ve an be an yaşıyordu.

Baran yoldaş, 25 Temmuz 2024 günü Türk devletinin saldırısı sonucu yoldaşları Destina Botan (Bişeng Durmuş) ve Benda Amed (Semra Ayverdi) birlikte şehadete ulaşır. Şehit Baran da, Kurdistan halkının kahramanlık destanının üstüne bir destan daha ekleyerek özgürlük uğruna canını feda eder.